Translation of "Dünyayı" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Dünyayı" in a sentence and their spanish translations:

Dünyayı dolaşıyor.

Ella está viajando alrededor del mundo.

Dünyayı fethedelim.

Vamos a conquistar el mundo.

- Allah dünyayı yarattı.
- Tanrı dünyayı yarattı.

Dios creó el mundo.

- Dünyayı döndüren sevgidir.
- Dünyayı döndüren aşktır.

El amor mueve el mundo.

- Tom dünyayı dolaştı
- Tom dünyayı dolaştı.

Tom ha viajado por todo el mundo.

- Dünyayı döndüren şey paradır.
- Dünyayı para döndürür.

El dinero mueve el mundo.

Dünyayı dolaşmak istiyorum.

he querido viajar alrededor del mundo.

Dünyayı değiştirmek istiyorlar.

Quieren cambiar el mundo.

Dünyayı anlaşmaya çağırıyor

pide al mundo que acepte

Dünyayı gezmek istiyorum.

Quiero viajar alrededor del mundo.

Biz dünyayı durdurabiliriz.

Podemos hacer que el mundo se detenga.

Dünyayı değiştirmek istiyorum.

Quiero cambiar el mundo.

Darwin dünyayı değiştirdi.

- Darwin cambió el mundo.
- Darwin transformó el mundo.

Dünyayı nasıl kurtarabiliriz.

¿Cómo podemos salvar la Tierra?

Marslılar dünyayı fethettiler.

Los marcianos han conquistado la Tierra.

Kadınlar dünyayı değiştirirler.

Las mujeres cambian el mundo.

Biz dünyayı iyileştirebiliriz.

Podemos curar el mundo.

Aşk dünyayı döndürür.

El amor hace girar el mundo.

Para dünyayı yönetir.

- El dinero mueve el mundo.
- El dinero rige el mundo.
- El dinero gobierna el mundo.

Ve dünyayı dolaşmaya başladım.

y viajaba por el mundo.

''Tek başıma dünyayı değiştiremem,

"Yo sola no puedo cambiar el mundo,

Ve o dünyayı değiştirdi.

Y él cambió el mundo.

Dünyayı gördüğüm gibi anlatırken

narrando el mundo como lo veía,

Sadece fiziksel dünyayı değil,

Pensaba que él no solo podía navegar el mundo físico,

Dünyayı değiştirmek istiyor musunuz?

¿Quieren Uds. cambiar el mundo?

Dünyayı değiştirme amacım yok,

No trato de cambiar el mundo,

Onlarda dünyayı düz görecekler

verán el mundo recto

Ve dünyayı kıyametten kurtardı.

y salvó al mundo del apocalipsis.

Dünyayı fethetmeye uygun olabilecekler. "

Aquellos que puedan, estarán en condiciones de conquistar el mundo ".

Hadi dünyayı ele geçirelim!

Vamos a conquistar el mundo.

Tom dünyayı değiştirmek istiyor.

Tom desea cambiar el mundo.

O, tüm dünyayı gezdi.

Viajó por todo el mundo.

Marslılar dünyayı ele geçirdi.

Los marcianos se han apoderado de la Tierra.

Tom dünyayı kurtarabileceğini düşünüyor.

Tom cree que él puede salvar el mundo.

Parasız dünyayı düşünebiliyor musunuz?

Puede usted imaginar el mundo sin dinero?

Sadece barış dünyayı kurtarabilir.

- Sólo la paz puede salvar al mundo.
- Sólo la paz puede salvar el mundo.

Dünyayı değiştiremiyorsan dünyanı değiştir.

Si no puedes cambiar el mundo cambia tu mundo.

- Dünyayı değiştiren iletişimdir, bilgi değil.
- Dünyayı değiştiren bilgi değil iletişimdir.

Lo que cambia el mundo es la comunicación, no la información.

Ve yaşamak istediğimiz dünyayı yansıtan

Y es nuestra responsabilidad

Abartısız bir şekilde dünyayı değiştirebildik.

pudimos literalmente cambiar el mundo.

O, dünyayı değiştirdi, kalpleri değiştirdi

Él cambió el mundo, cambió corazones,

(Şarkı söylüyor) Sana dünyayı gösterebilirim --

(Canta) Yo te quiero enseñar...

Dünyayı değiştirebilecek nadir şeylerden biridir.

es una de las pocas cosas que puede cambiar el mundo.

İnanın bana, güzellik dünyayı kurtaracak.

Créanme, esta belleza salvará el mundo.

...ve bu olağanüstü dünyayı keşfedebiliyoruz.

y descubrir un mundo extraordinario

Eşimle hayatlarımızı dünyayı değiştirmeye adadık

[Mujica] Yo y mi patrona nos dedicamos a cambiar el mundo,

Bir anda tüm dünyayı sarıverdi

de repente hizo el mundo entero

O, geçen yıl dünyayı gezdi.

Ella viajó alrededor del mundo el año pasado.

Ben tekneyle dünyayı gezmek istiyorum.

Me gustaría navegar por todo el mundo.

Tom dünyayı kurtarabilecek tek kişi.

Tom es el único que puede salvar al mundo.

Tanrı dünyayı altı günde yarattı.

Dios creó el mundo en seis días.

Bugün ben bütün dünyayı seviyorum.

- Hoy, amo a todo el mundo.
- Hoy amo al mundo entero.

Senin gibi biri dünyayı değiştirebilir.

Alguien como tú puede cambiar el mundo.

Hayat kurtaran tüm dünyayı kurtarır.

Quien salva una vida, salva al mundo entero.

Dinozorlar bir zamanlar dünyayı yönetti.

Alguna vez, los dinosaurios dominaban la Tierra.

Dünyayı kandırmak istediğinizde doğruyu söyleyin.

- Cuando quieras engañar al mundo, di la verdad.
- Cuando quiera engañar al mundo, diga la verdad.

Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.

- El ecuador divide al globo en dos hemisferios.
- El Ecuador divide la Tierra en dos hemisferios.

Allah dünyayı altı günde yarattı.

Dios ha creado este mundo en seis días.

Ve dünyayı biraz daha farklı görecek.

y veremos el mundo de un modo un poco diferente.

Yani gerçek anlamıyla, dünyayı erkekler yönetiyor

Así que de la forma literal, los hombres dirigen el mundo,

Ve dünyayı eğitebileceği bir platform yarattı.

y esto le brindó una plataforma desde la cual educar al mundo.

Etrafımızdaki dünyayı anlamamıza yardım eden şey.

Es lo que nos ayuda a entender el mundo que nos rodea.

Ve dünyayı iklim aktivistleri ile donatalım.

inundemos el mundo con activistas por el clima.

Bunu başarmanın tek yolu dünyayı iyileştirmek,

La única manera de lograrlo es haciendo un mundo mejor,

İki gram petrol için dünyayı yakanlar

Quemando al mundo por dos gramos de aceite

Dünyayı seyahat etmekten hoşlanıyor gibi görünüyorsun.

Me parece que te gusta viajar por el mundo.

Bir insanın dünyayı değiştirebileceğini düşünüyor musun?

¿Piensas que una persona puede cambiar el mundo?

Bu bomba bütün dünyayı yok edebilirdi.

Esta bomba podría destruir todo el mundo.

Barıştan başka hiçbir şey dünyayı kurtaramaz.

Sólo la paz puede salvar el mundo.

Sahip olduğumuz bu dünyayı korumak istiyoruz.

Queremos proteger el mundo que tenemos.

Tom yepyeni bir dünyayı fark etti.

Tomás conoció un mundo nuevo.

Ekvator dünyayı iki yarım küreye ayırır.

El ecuador divide la tierra en dos hemisferios.

çünkü ana karakterin dünyayı nasıl gördüğünü değiştirir.

porque cambia el modo en que el protagonista ve al mundo.

Bir de dünyayı genel olarak ele alalım.

¿Y el mundo en su totalidad?

Dünyayı çevreleyen ve koruyan bir atmosfer var

hay una atmósfera que rodea y protege el mundo

Bana öyle geliyor ki dünyayı gezmeyi seviyorsun.

Me parece que te gusta viajar por el mundo.

İncil'e göre Allah dünyayı altı günde yarattı.

Según la Biblia, Dios creó el mundo en seis días.

İncil'e göre Tanrı dünyayı altı günde yarattı.

Según la Biblia, Dios creó el mundo en seis días.

Kim bir hayatı kurtarırsa tüm dünyayı kurtarır.

Quien salva una vida, salva el mundo entero.

Dünyayı çok komünist bir bakış açısından görüyor.

Ve el mundo desde un punto de vista muy comunista.

önemli olan, dünyayı döndüren şeyin para olduğunu hatırlamaktır.

es importante recordar que ese dinero hace al mundo girar.

Dünyayı daha iyi bir hale getirecek bir fikre

Les estoy dando la oportunidad de invertir en un idea

Bir dünyayı yönlendirmede daha yüksek bir kapasite demek.

una mayor capacidad para navegar por un mundo con un clima que cambia.

Dünyayı yok edebilecek kadar büyüklükte bir gök taşı

una piedra del cielo lo suficientemente grande como para destruir el mundo

Bir gün dünyayı daha iyi bir yer yapacağız.

Un día haremos del mundo un lugar mejor.

Eğer dünyayı düz bir harita şekline getirirseniz isterseniz,

Si quiero convertir este globo en un mapa plano,

Bir top model olmak ve dünyayı gezmek istiyorum.

Me gustaría hacerme una supermodelo y viajar alrededor del mundo.

Ve onlar yeni cenneti ve yeni dünyayı gördü.

Y vi un cielo nuevo y una nueva tierra.

Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?

¿Creó Dios realmente la Tierra en un solo día?

Ortak ebeveynlik, biz bu dünyayı terk ettikten çok sonra

Eso implicaría amor en un entorno cuidado y seguro