Translation of "Dünyayı" in Portuguese

0.009 sec.

Examples of using "Dünyayı" in a sentence and their portuguese translations:

Dünyayı sev.

Ame a terra.

Dünyayı kurtaralım.

Vamos salvar o mundo!

- Allah dünyayı yarattı.
- Tanrı dünyayı yarattı.

Deus criou o mundo.

Dünyayı anlaşmaya çağırıyor

exorta o mundo a concordar

Dünyayı gezmek istiyorum.

Quero viajar ao redor do mundo.

Biz dünyayı durdurabiliriz.

Nós podemos parar o mundo.

Dünyayı değiştirmek istiyorum.

Eu quero mudar o mundo.

Darwin dünyayı değiştirdi.

Darwin transformou o mundo.

Tom dünyayı değiştirecek.

Tom vai mudar o mundo

Kadınlar dünyayı değiştirirler.

- As mulheres mudam o mundo.
- As mulheres transformam o mundo.

Onlarda dünyayı düz görecekler

eles verão o mundo direito

Ve dünyayı kıyametten kurtardı.

e salvou o mundo do apocalipse.

Onun hayali Dünyayı gezmektir.

Seu sonho é viajar ao redor do mundo.

Dünyayı korumanın önemini biliyorlar.

Eles sabem a importância de proteger a terra.

Ben dünyayı görmek istiyorum.

Quero ver o mundo.

O, tüm dünyayı gezdi.

Ela viajou pelo mundo inteiro.

Tom dünyayı gezeceğini söylüyor.

Tom diz que quer viajar ao redor do mundo.

Dünyayı görmek istemez misin?

Não quer ver o mundo?

Bush dünyayı korumak istiyor.

Bush quer proteger o mundo.

Param olsaydı, dünyayı gezerdim.

Se eu tivesse dinheiro, viajaria ao redor do mundo.

Keşke eski dünyayı görebilsem.

Eu gostaria de ver o mundo antigo.

Tom dünyayı kurtarabileceğini düşünüyor.

O Tom acha que pode salvar o mundo.

Elektrikli arabalar dünyayı değiştirecek.

Os carros elétricos vão mudar o mundo.

- Dünyayı değiştiren iletişimdir, bilgi değil.
- Dünyayı değiştiren bilgi değil iletişimdir.

O que modifica o mundo é comunicação, não informação.

...ve bu olağanüstü dünyayı keşfedebiliyoruz.

... e descobrir um mundo extraordinário...

Eşimle hayatlarımızı dünyayı değiştirmeye adadık

Eu e a minha mulher dedicámo-nos a mudar o mundo

Bir anda tüm dünyayı sarıverdi

de repente ele fez o mundo inteiro

Ben tekneyle dünyayı gezmek istiyorum.

Gostaria de navegar ao redor do mundo.

Tanrı dünyayı altı günde yarattı.

Deus criou o mundo em seis dias.

Dünyayı olduğu gibi kabul etmeyin.

Não aceite o mundo como ele é.

Mümkün olursa, dünyayı gezmek istiyorum.

Se possível, gostaria de viajar ao redor do mundo.

Seni öperken etrafımızdaki dünyayı unutuyorum.

Quando te beijo, esqueço do mundo a nossa volta.

Dan dünyayı dolaşmaya karar verdi.

Dan decidiu viajar pelo mundo.

Senin gibi biri dünyayı değiştirebilir.

Alguém como você pode mudar o mundo.

Hayat kurtaran tüm dünyayı kurtarır.

Quem salva uma vida, salva o mundo inteiro.

Dinozorlar bir zamanlar dünyayı yönetti.

Os dinossauros outrora dominaram a Terra.

Tom konserler vererek dünyayı geziyor.

Tom viaja por todo o mundo, apresentando-se em concertos.

Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.

O equador divide o globo em dois hemisférios.

Allah dünyayı altı günde yarattı.

Deus criou este mundo em seis dias.

İki gram petrol için dünyayı yakanlar

Queimando o mundo por dois gramas de óleo

Balkanlarda başlayan savaş tüm dünyayı sarmaladı.

Uma guerra que começou nos Bálcãs consumiu grande parte do mundo

Bir insanın dünyayı değiştirebileceğini düşünüyor musun?

Você acha que uma pessoa pode mudar o mundo?

Gerçekten bir kişi dünyayı değiştirebilir mi?

Uma pessoa pode fazer, realmente, a diferença no mundo?

Barıştan başka hiçbir şey dünyayı kurtaramaz.

Somente a paz pode salvar o mundo.

çünkü ana karakterin dünyayı nasıl gördüğünü değiştirir.

porque muda a maneira como o personagem vê o mundo.

Dünyayı çevreleyen ve koruyan bir atmosfer var

existe uma atmosfera que cerca e protege o mundo

İncil'e göre Allah dünyayı altı günde yarattı.

- Segundo a Bíblia, Deus criou o mundo em seis dias.
- De acordo com a Bíblia, Deus criou o mundo em seis dias.

İyi ya da kötü, televizyon dünyayı değiştirdi.

Para melhor ou para pior, a televisão mudou o mundo.

Ve yeni cenneti ve yeni dünyayı gördüm.

E eu vi um novo céu e uma nova terra.

Paris'te ki terör saldırısı dünyayı şok etti.

O ataque terrorista em Paris chocou o mundo.

Kim bir hayatı kurtarırsa tüm dünyayı kurtarır.

Quem salva uma vida, salva o mundo inteiro.

Dünyayı daha iyi bir yer haline getirelim.

Vamos fazer do mundo um lugar melhor.

Dünyayı yok edebilecek kadar büyüklükte bir gök taşı

uma pedra do céu grande o suficiente para destruir o mundo

Bir gün dünyayı daha iyi bir yer yapacağız.

Vamos algum dia fazer do mundo um lugar melhor.

Eğer dünyayı düz bir harita şekline getirirseniz isterseniz,

Se eu quiser transformar esse globo em um mapa plano

Sanat olmadan, gerçekliğin kehaneti dünyayı dayanılmaz hale getirecektir.

Sem a arte, a crueza da realidade tornaria o mundo insuportável.

Ne zaman dünyayı bir çocuk gibi görebilmeyi unuttuk?

Quando foi que desaprendemos de contemplar o mundo com olhos de criança?

Onun yerine tuzak tellerinden oluşan ağları aracılığıyla yoklar dünyayı.

Por isso, ela sente o mundo à sua volta através de uma rede de fios.

Biliyorum ki bu şeylerin hiçbiri tek başına dünyayı değiştirmez.

Sei que nenhuma destas coisas pode mudar o mundo,

Ekvator dünyayı iki eşit parçaya bölen hayali bir çizgidir.

O equador é uma linha imaginária que divide o globo em duas partes iguais.

Fakat sizler de maalesef benim de düz dünyayı savunduğumu düşündünüz

Mas infelizmente você também pensou que eu estava defendendo o mundo plano

1500'lü yıllardan beri, matematikçiler dünyayı düz bir düzeye çeviren

desde em torno dos anos 1.500, matemáticos começaram a criar algoritmos que iriam traduzir

Dünyayı turlayabilirken daha fazla özgürlüğüm olması için İngilizce öğrenmek istiyorum.

Gostaria de aprender Inglês para ter mais liberdade de poder viajar pelo mundo.

Düşük ışıkta çekim yapabilen bir kamera bu donuk dünyayı bize gösteriyor.

Uma câmara de filmar com pouca luz revela este mundo gelado.

Tanrının bu dünyayı nasıl yarattığını bilmek istiyorum. Bu veya şu elementin spektrumuyla, bu veya şu fenomenle ilgilendiğim yok. Onun düşündüklerini bilmek istiyorum, gerisi detay.

Eu quero saber como Deus criou este mundo. Não estou interessado neste ou naquele fenômeno, no espectro deste ou daquele elemento. Quero conhecer Seus pensamentos, o resto são detalhes.