Translation of "Getirir" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Getirir" in a sentence and their portuguese translations:

Onu söylemek uğursuzluk getirir.

- Dá azar dizer isso.
- Dizer isso dá azar.

Para mutluluk getirir mi?

O dinheiro traz felicidade?

Gün birçok şeyi getirir.

O tempo traz muita coisa.

...gece, beraberinde sürpriz davranışlar getirir...

a noite propicia comportamentos surpreendentes...

Bana bir battaniye getirir misin?

Você pode me trazer uma coberta?

Lütfen bana faturayı getirir misin?

Pode me trazer a conta, por favor?

Bu çiçeği Kate'e getirir misin?

Você poderia levar essa flor para a Kate?

Bana biraz su getirir misin?

- Poderia trazer-me um pouco de água?
- Podes trazer-me uma água?

Bana biraz tuz getirir misin?

Você me traz um pouco de sal?

Işte zevk çalışmada mükemmelliği getirir.

Prazer no trabalho põe perfeição na obra.

Bahar yağmurları yaz çiçeklerini getirir.

As chuvas da primavera trazem as flores do verão.

- Bu muska bana iyi şans getirir.
- Bu nazar boncuğu bana iyi şans getirir.

Esta amuleta traz-me boa sorte.

Geceleri, su onları bir araya getirir.

À noite, juntam-se para beber água.

Bana bir Japon gazetesi getirir misin?

- Você pode me trazer um jornal japonês?
- Podes trazer-me um periódico japonês?

Kim bana meyve ve çay getirir?

Quem me traz fruta e chá?

Bu, durumu daha kötü hale getirir.

- Isso piora a situação.
- Isso agrava a situação.

Kırık bir ayna kötü şans getirir.

Um espelho quebrado traz má sorte.

çünkü beraberinde problemi çözmek için içgörü getirir.

pois traz o entendimento para resolver o problema.

Bana bir tane daha getirir misin, lütfen?

Você me traz outra, fazendo um favor?

Lütfen bana temiz bir bıçak getirir misin?

Você pode me trazer uma faca limpa, por favor?

Bana bir bardak su getirir misin, lütfen?

Poderia me trazer um copo d'água, por favor?

Günlük gazete dünya'nın sorunlarını kahvaltı masasına getirir.

O jornal traz diariamente os problemas do mundo para a mesa do café.

Bana başka bir sıcak havlu getirir misin?

Você poderia me trazer outra toalha quente?

Gerçek bir beyefendi kadınına kırmızı güller getirir.

Um cavalheiro adequado traz rosas vermelhas à sua senhora.

Yönde ve bulunduğu yerde değiş tokuşu beraberinde getirir.

formato, distância, direção e território.

Yorum eklemek şifreyi okumayı daha kolay hale getirir.

Adicionar comentários facilita a leitura do código.

At nalı ve dört yapraklı yonca iyi şans getirir.

Uma ferradura e um trevo de quatro folhas dão sorte.

Tom her ne zaman ziyarete gelse bize hediyeler getirir.

Tom nos traz presentes sempre que visita.

- Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o iki tarafa da acı ve keder getirir.
- Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o acı ve keder getirir.

As guerras não trazem paz; ao contrário, trazem dores e tristezas para ambos os lados.

Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.

Sentenças dão um contexto às palavras. Elas têm personalidade. Elas podem ser engraçadas, inteligentes, inspiradoras, bobas, tocantes, ofensivas.

- Anahtarlarımı masanın üstüne bıraktım. Onları bana getirir misin?
- Anahtarlarımı masanın üzerinde bıraktım, onları bana getirebilir misin?

Eu deixei as minhas chaves em cima da mesa. Você pode trazê-las para mim?