Translation of "Gördüğünü" in Portuguese

0.008 sec.

Examples of using "Gördüğünü" in a sentence and their portuguese translations:

Bana ne gördüğünü söyle.

- Diga-me o que você viu.
- Diga-me o que viste.

Tom'un ne gördüğünü bilmiyorum.

Eu não sei o que Tom viu.

Tom'un zarar gördüğünü biliyorum.

- Sei que o Tom está machucado.
- Sei que o Tom está ferido.
- Eu sei que o Tom está machucado.
- Eu sei que o Tom está ferido.

Tom parkta Mary'yi gördüğünü söyledi.

Tom disse que viu Maria no parque.

Tom'un beni gördüğünü düşünüyor musun?

- Você acha que o Tom me viu?
- Vocês acham que o Tom me viu?

Burada ne gördüğünü annene anlatma.

Não conte a sua mãe o que você viu aqui.

Tom gerçekten bir hayalet gördüğünü söylüyor.

Tom diz que viu um fantasma de verdade.

O, ne gördüğünü detaylı olarak açıkladı.

- Ele explicou detalhadamente o que havia visto.
- Ele explicava detalhadamente o que ele havia visto.
- Ele explicava detalhadamente o que havia visto.

Tom dün görünmez adamı gördüğünü söyledi.

O Tom disse que viu o homem invisível hoje.

O, şüpheli bir adam gördüğünü söyledi.

Ela disse que viu um homem suspeito.

Tom garip bir şey gördüğünü söylüyor.

Tom diz ter visto algo estranho.

Tom, birinin çitten tırmanmasını gördüğünü söyledi.

O Tom diz que viu alguém saltar a cerca.

Tom Mary'nin onu yaptığını gördüğünü söyledi.

Tom disse que viu a Mary fazer isso.

Tom bu sabah Mary'yi gördüğünü söylüyor.

- O Tom afirma ter visto a Mary hoje de manhã.
- O Tom disse que viu a Mary hoje de manhã.

çünkü ana karakterin dünyayı nasıl gördüğünü değiştirir.

porque muda a maneira como o personagem vê o mundo.

Tom dün gece bir UFO gördüğünü söylüyor.

Tom diz que viu um OVNI na noite passada.

Tom, Meryem'i John'un arabasına binerken gördüğünü söyledi.

O Tom disse que ele viu a Maria entrar no carro do João.

Tom bizi birlikte gördüğünü söylüyorsa bir yalancıdır.

Tom é um mentiroso, se ele diz que viu a gente junto.

Bir UFO gördüğünü mü söylüyorsun? Hadi ama!

Você disse que viu um OVNI? Fala sério!

Siz arkadaşların hangi filmleri gördüğünü bana söyle.

Digam-me qual filme vocês viram.

Tom Mary'ye ocak ayında John'u gördüğünü söyledi.

Tom disse à Mary que ele tinha visto John em Janeiro.

Tom her gece Mary hakkında rüya gördüğünü söylüyor.

Tom diz que sonha com Mary todas as noites.

O, ona geçen hafta beni orada gördüğünü söyledi.

Ela lhe disse que havia me visto lá semana passada.

Tom Mary'yi son kez ne zaman gördüğünü hatırlamıyor.

Tom não se lembra da última vez em que viu Maria.

Tom'un daha önce şimdiye kadar bunlardan birini gördüğünü sanmıyorum.

Eu não acho que Tom já tenha visto um destes antes.

Küçük erkek kardeşim dün gece korkunç bir rüya gördüğünü söylüyor.

Meu irmãozinho disse que ele teve um sonho terrível noite passada.

Aşıklar dünyada yalnızca kendilerini görüyorlar, ancak dünyanın kendilerini gördüğünü unutuyorlar.

Os amantes só se vêem a eles próprios no mundo, mas eles esquecem-se que o mundo os vê.

Benim küçük erkek kardeşim o gece bir kâbus gördüğünü söyledi.

O meu irmão mais novo disse que teve um pesadelo nessa noite.

Tom bana dün gece Mary hakkında bir rüya gördüğünü söyledi.

Tom me disse que teve um sonho com Mary na noite passada.

Mary sözde iş için Boston'daydı ama Tom onu dün gece New York'ta gördüğünü iddia etti.

Maria supostamente estava em Boston a negócios, mas Tom disse que a viu em Nova Iorque ontem a noite.