Translation of "Açıkladı" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Açıkladı" in a sentence and their japanese translations:

Ondan hoşlanmadığını açıkladı.

彼女は彼が嫌いだということをはっきりさせた。

Toplantıya katılamadığını açıkladı.

彼女は会に出席できないと説明した。

Bunu uzunca açıkladı.

彼はそれを詳しく説明しだした。

- Kuralları ayrıntılı olarak açıkladı.
- Kuralları ayrıntılı bir şekilde açıkladı.

彼は規則を詳しく説明した。

Onunla evlenmek istediğini açıkladı.

彼は彼女と結婚したいということを明らかにした。

O, meseleyi bana açıkladı.

- 彼は私にその問題を説明した。
- 彼はその件を私に説明した。

Parası olmadığını bana açıkladı.

彼は私に、お金が全くないことを証明した。

Konuyu detaylı olarak açıkladı.

彼はその問題を詳細に説明した。

Plana karşı olduğunu açıkladı.

彼はその計画には反対であるということを明らかにした。

Sorunu bir örnekle açıkladı.

彼は実例をあげてその問題を説明した。

O, onu tekrar açıkladı.

彼女はそれを繰り返し説明した。

O, sırrı ona açıkladı.

彼は彼女に秘密を知らせた。

O, sırrını bize açıkladı.

彼女は私達に秘密を打ち明けた。

Planlarını ayrıntılı olarak açıkladı.

彼は自分のプランを詳しく説明した。

O, kuralı bana açıkladı.

彼は私にルールを説明した。

Kazanın nasıl olduğunu açıkladı.

どのようにその事故が起こったかを彼は説明した。

Konuşmacı, teoriyi örneklerle açıkladı.

話し手は例を用いてその理論を説明した。

O, teorisini diyagramlarla açıkladı.

彼は図を使って自説を例証した。

O, durumunu bana açıkladı.

彼は自分の立場を私に説明した。

Tom bana kuralları açıkladı.

トムは僕にルールを話した。

Bana hapishanede olduğunu açıkladı.

彼は自分が刑務所にいたことを私に明らかにした。

Ve genç yaşta öleceğimi açıkladı.

早死にすることを教えてくれました

Öğretmen resimleri kullanarak teorisini açıkladı

先生は絵を用いて彼の理論を説明した。

Mayuko kuralları ayrıntılı olarak açıkladı

マユコはその規則を詳しく説明した。

Pilot manzarayı detaylı olarak açıkladı.

パイロットはその光景を詳細に述べた。

O neden geç kaldığını açıkladı.

彼女は遅くなった理由を説明した。

Niçin yağmur yağdığını oğluma açıkladı.

彼は私の息子にどうして雨が降るのかを説明した。

O, nasıl ateş yakacağını açıkladı.

彼は火の起こしかたを説明しました。

O, planın temel amacını açıkladı.

彼はその計画の主な目的を説明した。

O, resimler vasıtasıyla fikrini açıkladı.

彼女は自分の考えを絵によって説明した。

O gerçekleri ayrıntılı olarak açıkladı.

彼は事実を詳しく説明した。

Nasıl kek yapılacağını bana açıkladı.

彼女は私にケーキの作り方を説明してくれた。

Tom ayrıntılı olarak konuyu açıkladı.

トムは問題を詳細に説明した。

Torajiro bana âşık olduğunu açıkladı.

虎次郎は、私を愛してることを明らかにしました。

O, onu ayrıntılı olarak açıkladı.

彼は詳しく説明した。

Öğretmen bize şiirin anlamını açıkladı.

先生はその詩の意味を説明してくださった。

Öğretmen bize kelimenin anlamını açıkladı.

先生はその単語の意味を私たちに説明した。

O, cümlenin kelime anlamını açıkladı.

彼はその文章の文字どおりの意味を説明した。

Deneyin niçin başarısız olduğunu açıkladı.

彼は実験の失敗の理由を説明した。

Avukat yeni yasayı bize açıkladı.

弁護士は新しい法律を説明した。

O, ifadenin tam anlamını açıkladı.

彼はその句の文字どおりの意味を説明した。

Makinenin nasıl kullanılacağını bana açıkladı.

彼は私に、その機械の使い方を説明した。

Pilot inişin neden ertelendiğini bize açıkladı.

パイロットは着陸が遅れた理由を私たちに説明した。

Yazar cinayet davasını inandırıcı biçimde açıkladı.

その作家は殺人事件を生々しく描写した。

Bana çok fazla çöp attığımızı açıkladı.

彼女は、私たちがあまりにたくさんのゴミを捨てていると説明しました。

O, ne gördüğünü detaylı olarak açıkladı.

彼は自分が見たものを詳しく説明した。

Matematik öğretmeni, kısmi türev kavramını açıkladı.

数学教師が偏微分の概念について説明した。

O, ne olduğunu tam olarak açıkladı.

彼は何が起こったのか正確に記述した。

O, cümlelerin kelimesi kelimesine anlamını açıkladı.

彼はその文章の文字どおりの意味を説明した。

O onları bir araya getirme sürecini açıkladı.

彼はそれらを組み立てる工程を説明した。

O, konu hakkında bir şey bilmediğini açıkladı.

彼はそのことについて何も知らないと説明した。

O, neye karar verildiğini uzun uzadıya açıkladı.

彼は決定したことを詳しく説明してくれた。

Max Julie'ye veda partisine niçin gidemediğini açıkladı.

マックスはジュリーに、なぜ彼女のお別れパーティーにいけなかったかを説明した。

Saç kurutma makinesinin nasıl kullanılacağını bana açıkladı.

彼女はヘアドライヤーの使い方を私に説明してくれた。

İşte o zaman annem bana her şeyi açıkladı.

母親が全部話してくれたのは その時です

Bilimci son bilimsel bilgiler ışığında garip olayları açıkladı.

その科学者は、最新の科学知識に照らしてその奇妙な現象を説明した。

Şirket, vergi sonrası 200 milyon dolar kar açıkladı.

同社の税引き後利益2億ドルを計上した。

Sonunda ona teslim oldu ve sırrı ona açıkladı.

ついに彼女は彼に屈して秘密を漏らした。

O planını hem oğluma hem de bana açıkladı.

彼は計画を私の息子にも私にも説明した。

Tom ayrıntılı olarak açıkladı ama benim bir fikrim yoktu.

トムは詳しく説明したけど私はよく分からない。

O, Mary'ye neden onun doğum günü için geç kaldığını açıkladı.

彼はメアリーになぜ彼女のパーティーに遅れたか説明した。