Translation of "Etmedi" in Portuguese

0.015 sec.

Examples of using "Etmedi" in a sentence and their portuguese translations:

- Hiç kimse şikayet etmedi.
- Kimse şikâyet etmedi.

Ninguém reclamou.

Arkadaşlığımız devam etmedi.

A nossa amizade não durou.

Teklifi kabul etmedi.

Ela não aceitou a proposta.

Nasihatime dikkat etmedi.

Ele não prestou atenção em meu conselho.

O teyit etmedi.

Ele não confirmou.

Tom dua etmedi.

Tom não rezou.

Bu yardım etmedi.

Isso não ajudou.

Herkes fark etmedi.

- Nem toda a gente percebeu.
- Nem todos perceberam.

Tom kabul etmedi.

Tom não concordou.

Tom şikâyet etmedi.

- Tom não reclamou.
- O Tom não reclamou.

Tom müzakere etmedi.

Tom não negociaria.

Tom intihar etmedi.

Tom não cometeu suicídio.

Mary tereddüt etmedi.

A Maria não perdeu tempo.

- Dan, Linda'yı bile davet etmedi.
- Dan, Linda'yı davet etmedi bile.
- Dan, Linda'yı davet etmedi ki.

O Dan sequer convidou a Linda.

O kimseyi ziyaret etmedi.

Ela não visitou ninguém.

O, dışarıya belli etmedi.

Ela conseguiu manter as aparências.

O, yenilgiyi kabul etmedi.

Ele não reconheceu a derrota.

Hatalarını henüz fark etmedi.

Ele ainda não percebeu seus erros.

Kimse Tom'u fark etmedi.

Ninguém percebeu Tom.

Tom asla kabul etmedi.

Tom nunca concordaria.

O, teşekkür bile etmedi.

Ela nem sequer disse obrigada.

Tom veda bile etmedi.

Tom nem chegou a dizer adeus.

Tom ölmeyi hak etmedi.

Tom não merecia morrer.

Tom bana yardım etmedi.

Tom não me ajudaria.

Kimse düşünemedi, tahmin etmedi.

Ninguém podia imaginar.

Hiç kimse dikkat etmedi.

Ninguém prestou atenção.

Onlar çabuk hareket etmedi.

Não agiram com rapidez.

Tom kimseyi rahatsız etmedi.

Tom nunca incomodou ninguém.

Tom değişimi fark etmedi.

Tom não percebeu a mudança.

Tom özürlerimi kabul etmedi.

Tom não aceitou as minhas desculpas.

Tom hatasını kabul etmedi.

Tom não admitiria o erro dele.

Biri fark etmedi mi?

Ninguém percebeu?

Tom asla itiraf etmedi.

Tom nunca confessou.

Tom, Mary'yi terk etmedi.

Tom não deixou Mary.

Tom bunu fark etmedi.

Tom não percebeu.

Tom kimseye yardım etmedi.

Tom não ajudou ninguém.

Tom çok yardım etmedi.

Tom não ajudou muito.

Galileo teleskobu icat etmedi.

Galileu não inventou o telescópio.

Tom bile teşekkür etmedi.

- Tom nem sequer disse obrigado.
- Tom nem sequer agradeceu.

Tom bunu inkar etmedi.

Tom não negou.

O ona dikkat etmedi.

Ela não prestou atenção nele.

Tom beni ikna etmedi.

Tom não me convenceu.

Kimse onu teşvik etmedi.

Ninguém a encorajou.

O onu kabul etmedi.

Ele não concordou com isso.

O, ondan söz etmedi.

Ele não mencionou isso.

Çoğunluk teklifi kabul etmedi.

A maioria não aceitou a proposta.

Ebeveynlerim beni vaftiz etmedi.

Meus pais não me batizaram.

Tom henüz şikayet etmedi.

Tom ainda não se queixou.

- O asla onu ziyaret etmedi.
- O, onu hiç ziyaret etmedi.

Ela nunca o visitou.

- Neden biri ona yardım etmedi?
- Neden hiç kimse ona yardım etmedi?

Por que ninguém o ajudou?

Londra'ya gittiğinden beri telefon etmedi.

Ela não ligou desde que foi para Londres.

Onun isteğinden hiç söz etmedi.

Ele não mencionou o pedido dela.

Yokluğumu kimse fark etmedi mi?

Ninguém notou a minha ausência?

O neden sana yardım etmedi?

- Por que ela não te ajudou?
- Por que ela não ajudou você?

Hiç kimse ülkemden söz etmedi.

Ninguém mencionou o meu país.

Hiç kimse ülkeme hakaret etmedi.

Ninguém insultou meu país.

Buradaki kimse pizza sipariş etmedi.

Ninguém aqui pediu pizza.

Kimse beni partiye davet etmedi.

Ninguém me convidou para a festa.

Hiç kimse onu teşvik etmedi.

Ninguém o encorajou.

Tom Mary'nin uyarısına dikkat etmedi.

Tom não prestou atenção aos avisos de Mary.

Tom asla evi terk etmedi.

Tom nunca saiu de casa.

Niçin birisi Tom'a yardım etmedi?

Por que ninguém ajudou o Tom?

Hiç kimse fikrini talep etmedi.

- Ninguém pediu vossa opinião.
- Ninguém pediu a sua opinião.

Hiç kimse bana yardım etmedi.

- Ninguém ajudou.
- Ninguém me ajudou.

Onlar küçük farkları fark etmedi.

Eles não notaram as pequenas diferenças.

Kimse bana yardım teklif etmedi.

Ninguém me prestou ajuda.

Tom fazla zaman israf etmedi.

Tom não perdeu muito tempo.

Tom kimle tanıştığından söz etmedi.

- Tom não mencionou com quem ele se encontraria.
- Tom não mencionou com quem se encontraria.

Kız kardeşim bana yardım etmedi.

Minha irmã não me ajudou.

Hiç kimse onu fark etmedi.

Ninguém o notou.

Tom yardım etmeyi kabul etmedi.

- Tom não concordou em ajudar.
- Tom se recusou a ajudar.

Tom uzun süre devam etmedi.

Tom não durou muito.

O onu hiç ziyaret etmedi.

Ele nunca o visitou.

O, benim özrümü kabul etmedi.

Ele não aceitou minhas desculpas.

O, onunla asla dans etmedi.

Ela nunca dançou com ele.

O ne söylediğine dikkat etmedi.

Ele não prestou atenção ao que ela disse.

Tom Mary'nin söylediğine dikkat etmedi.

- O Tom não prestou atenção ao que a Mary dizia.
- O Tom não prestou atenção ao que a Mary disse.
- O Tom não prestou atenção no que a Mary disse.
- O Tom não prestava atenção no que a Mary dizia.

Tom Mary'nin davetini kabul etmedi.

Tom não aceitou o convite de Maria.

Tom, Mary'ye yardım bile etmedi.

O Tom nem ajudou a Mary.

Tom odaya girmeye teşebbüs etmedi.

O Tom não tentou entrar no quarto.

Tom bir kelime bile etmedi.

Tom não disse uma palavra.

Sami hâlen sorumluluk kabul etmedi.

Sami ainda não assumiu a responsabilidade.

Tom neden Boston'u ziyaret etmedi?

Por que o Tom não visitou Boston?

Neden kimse Tom'a yardım etmedi?

Por que ninguém ajudou Tom?

Tom kitabı henüz tercüme etmedi.

Tom não traduziu o livro ainda.

Tom hiçbir şeyi inkar etmedi.

Tom não negou nada.

Hiç kimse benim ülkemden nefret etmedi.

Ninguém odiava meu país.

Bildiğim kadarıyla, Tom intihara teşebbüs etmedi.

Pelo que sei, o Tom nunca tentou suicidar-se.

Tom, Mary'yi öpmeye teşebbüs bile etmedi.

Tom nem sequer tentou beijar Maria.

Tom kazağını ters giydiğini fark etmedi.

Tom não percebeu que estava com o seu suéter pelo avesso.

Tom Mary'nin giyinme tarzını tasvip etmedi.

O Tom não aprovou o jeito do qual a Mary se vestia.

Tom bir şey söylemeye cesaret etmedi.

O Tom não se atreveu a dizer nada.

Tom Mary'nin yalan söylediğini fark etmedi.

Tom não percebeu que Maria estava mentindo.

Tom bir şey hakkında şikayet etmedi.

Tom não reclamou de nada.

Mary'nin gittiğini Tom fark etmedi bile.

Tom nem percebeu que Maria tinha ido embora.

Hiç kimse onun hakkında şikayet etmedi.

- Ninguém reclamou disso.
- Ninguém reclamou sobre isso.