Translation of "Cennet" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Cennet" in a sentence and their portuguese translations:

Cennet onların ayağının altındadır

O céu está sob seus pés

Bunun cennet olduğunu söylemedim.

- Não disse que isso era o paraíso.
- Eu não disse que isso era o paraíso.

Kanada bir cennet değildir.

O Canadá não é um paraíso.

Bir cennet var mı?

- O céu existe?
- Existe o paraíso?

Bu ada çocuklar için bir cennet.

Esta ilha é um paraíso para as crianças.

Avrupa şimdi bir cennet gibi görünüyor.

A Europa parece um paraíso agora.

Cennet ve cehennem sadece insanın kalbinde bulunur.

O céu e o inferno só existem no coração dos homens.

Cennet ve cehennem sadece insanların kalplerinde vardır.

O Céu e o Inferno só existem nos corações dos homens.

Cennet ya da cehennem yoktur. Biz sadece şimdiki zamanda yaşayabiliriz.

Não há céu ou inferno. Só podemos viver o presente.

- Yahya, cennet krallığının yakında olduğunu söyledi.
- Yahya göklerin egemenliğinin yakında olduğunu söyledi.

João disse que o reino dos céus se aproxima.

Barış, aşk ve bilgeliktir - bu cennet. Savaş kin ve ahmaklıktır - bu cehennem.

Paz é amor e sabedoria – é o céu. Guerra é ódio e loucura – é o inferno.