Translation of "Bırakır" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Bırakır" in a sentence and their portuguese translations:

Kapıyı açık bırakır mısın?

Você vai deixar a porta aberta?

O seni nefessiz bırakır.

Ela te deixa sem fôlego.

Lütfen beni bırakır mısın?

Poderia me soltar, por favor?

O seni nefes nefese bırakır.

Ele te deixa sem fôlego.

Mayıs'ta, tüm kuşlar yumurta bırakır.

Em maio, todos os pássaros põem um ovo.

Lütfen onu yapmayı bırakır mısın?

Poderia parar de fazer isso, por favor?

Beni yalnız bırakır mısın lütfen?

Você pode por favor me deixar sozinho?

Kapıyı açık bırakır mısın, lütfen?

Você poderia deixar a porta aberta, por favor?

Posasını ve çekirdeğini havada yere bırakır

coloca a polpa e o núcleo no ar

Onu fethettiğin yabancıların koruması altında bırakır.

deixando-o sob a proteção dos estrangeiros que conquistastes.

Erkek kardeşim odasını karmaşa içinde bırakır.

Meu irmão deixa o quarto dele uma bagunça.

Tom her zaman bilgisayarını açık bırakır.

Tom sempre deixa seu computador ligado.

Hey Tom, beni arabanla bırakır mısın?

Ei Tom, você pode me dar uma carona?

O her şeyi son dakikaya bırakır.

Ele deixa tudo para o ultimo minuto.

Bizi bir dakika yalnız bırakır mısın?

Quer nos deixar um momento a sós, por favor?

...günler uzar ve karanlık yerini aydınlığa bırakır.

... a duração dos dias aumenta e a escuridão dá lugar à luz.

O her zaman uyurken pencereyi açık bırakır.

Ele sempre deixa a janela aberta quando vai dormir.

Pediseller derinize yapışıp çok güçlü bir zehir bırakır.

estes pedicellariae vão agarrar-te a pele e injetar este veneno poderoso.

Dişi, yumurtalarını bırakır bırakmaz erkekler sperm bulutları saçıyor.

Assim que liberta os ovos, os machos expelem plumas de esperma.

15 yumurtasını bırakır bırakmaz başladığı yere dönmek zorunda.

Assim que tiver depositado os 15 ovos, tem de voltar ao ponto de partida.

Tom her zaman her şeyi son dakikaya bırakır.

Tom sempre deixa tudo para o último minuto.

- Beni yalnız bırakabilir misin?
- Beni yalnız bırakır mısın?

- Você pode me deixar sozinho?
- Você pode me deixar em paz?
- Podes me deixar sozinho?
- Podes me deixar em paz?
- Poderia deixar-me em paz?

En yüksek ve en alçak seviyelerinin arasındaki fark 16 metreyi bulabilir. Gelgitler çekilirken arkalarında kayalık havuzları bırakır.

que podem subir e descer até 16 metros. À medida que as marés recuam, formam-se poças entre as rochas.