Translation of "Alıp" in Portuguese

0.012 sec.

Examples of using "Alıp" in a sentence and their portuguese translations:

Biz alıp paylaşırız.

Recebemos e compartilhamos.

Birisi o parçayı alıp

Alguém que ele participou

Ya da larvalardan biraz alıp

Ou posso pegar nas larvas,

Ya da bu larvalardan biraz alıp

Ou posso pegar nas larvas,

Bizim kadınımızdan ne alıp veremediğiniz var?

O que você recebe de nossas mulheres?

Şu halatı hızlıca geri alıp buradan gidelim.

Vou tirar rapidamente a corda e depois sair daqui.

Biraz su alıp bunu deliğin içine dökebilirim.

juntar um pouco dela, deitá-la no buraco,

Dokunmatik ekranlı cihazınızı alıp bir karar verin.

Pegue no seu dispositivo e tome uma decisão.

Ve onu alıp puslu ormanın derinliklerine götürdü.

E levou-o para a floresta enevoada.

Tom eline bir süpürge alıp süpürmeye başladı.

Tom pegou uma vassoura e começou a varrer.

- O, derin bir nefes alıp durumunu anlatmaya başladı.
- O, derin bir nefes alıp hâlini anlatmaya başladı.

Ela respirou fundo e começou a contar sua situação.

Yoksa larvaları alıp donmuş gölde balık mı avlayalım?

ou tentamos pescar no lago congelado com as larvas?

Ama biraz kum alıp bunu zımpara gibi kullanabilirsiniz.

Mas podemos usar areia, para ter mais atrito.

Şimdi ise virüsü kontrol altına alıp yayılmasını engelliyorlar

Agora eles controlam o vírus e impedem que ele se espalhe.

Onun son maçtan zevk alıp almadığını merak ediyorum.

Será que ele gostou da última partida?

Bana bir bira daha alıp alamayacağını merak ediyorum.

Será que você pode me trazer outra cerveja?

Ya çürüyen etin bir kısmını alıp ormanda tuzak kurar

Podemos tirar a carne podre, fazer uma armadilha na floresta

Ya da larvalardan biraz alıp onları yem olarak kullanır

Ou posso pegar nas larvas, usá-las como isco,

Yoksa larvaları alıp donmuş bir gölde balık mı avlayalım?

ou tentamos pescar no lago congelado com as larvas?

Tamam, bu ufaklığı alıp onu bu su şişesine koymalıyız.

Vamos apanhá-lo e pô-lo na garrafa de água.

Biri çok nazik sonra saçımı alıp başımın üstünde çekin ve

Um cara se ajoelha para ser decapitado e diz: "Estou um pouco preocupado com meu cabelo,

Sonra tekrar kameramı alıp sevdiğim ve bildiğim şeyi yapmaya başladım.

E voltei a pegar na câmara e comecei a fazer aquilo que amo e que sei.

Lateks eldiveni alıp bunun üzerine iyice germeli ve başını aldıktan sonra

O que se deve fazer é apertar aqui a luva, pegar na cabeça,

Lateks eldivenimizi alıp bunun üzerine iyice germeli ve başını aldıktan sonra

O que se deve fazer é apertar aqui a luva, pegar na cabeça,

Bana temiz bir tabak getir ve bu kirli tabağı alıp götür.

- Traga-me um prato limpo e leve o sujo.
- Traz-me um prato limpo e leva embora o sujo.

Tupamaro Ulusal Kurtuluş Hareketi romantik bir kent gerillasıydı, zenginden alıp yoksula verirdi,

O Movimento de Libertação Nacional - Tupamaros passou de uma guerrilha urbana romântica, que roubava aos ricos para dar aos pobres,