Translation of "Verin" in Polish

0.015 sec.

Examples of using "Verin" in a sentence and their polish translations:

Siz karar verin.

Wy decydujecie!

Onu ona verin.

Daj jej to.

Bana ya özgürlük verin ya da ölüm verin!

Daj mi albo wolność albo śmierć.

Çabuk karar verin. Hadi.

Szybka decyzja, już!

Bana fikrinizi verin lütfen.

Chciałbym usłyszeć twoje zdanie.

Barışa bir şans verin.

Daj szansę pokojowi.

Lütfen gitmeme izin verin.

Proszę, pozwól mi iść.

Pazartesi bana raporu verin.

Oddaj mi raport do poniedziałku.

Tom'a bir sandalye verin.

Daj Tomowi krzesło.

Bana bir kaşık verin.

Daj mi łyżkę.

Bana bir şans verin.

Daj mi szansę.

Tom'a bir mola verin.

Zostaw Toma w spokoju.

Onun için oy verin.

Głosuj na nią.

Lütfen bana dikkatinizi verin.

Proszę o uwagę.

Bana bir kağıt verin.

Daj mi kartkę papieru.

Lütfen bana bir içecek verin.

Poproszę o coś do picia.

Bir şarkı söylememize izin verin.

Zaśpiewajmy!

- Sorularıma cevap verin.
- Sorularımı yanıtla.

- Odpowiedź na moje pytania.
- Odpowiedz na moje pytanie.

Bana bir şans daha verin.

Daj mi jeszcze jedną szansę.

Lütfen bana bir hamburger verin.

Poproszę o hamburgera.

- Haritayı bana ver.
- Bana haritayı ver.
- Haritayı bana verin.
- Bana haritayı verin.

Daj mi mapę.

Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin.

W tej jaskini wy dowodzicie. Podejmijcie decyzję.

O anın ''evet'' olmasına izin verin.

Niech ten moment będzie bezwarunkowym ''tak''.

- Bana kitabı ver.
- Bana kitabı verin.

Daj mi tę książkę.

Bay Kato'yu sizinle tanıştırmama izin verin.

Pozwól, że przedstawię ci pana Kato.

Bana boş bir sayfa kağıt verin.

Daj mi czystą kartkę papieru.

Lütfen bana kamera için bataryalar verin.

Poproszę baterie do aparatu.

Lütfen bana bir yaprak kağıt verin.

Proszę podać mi kartkę papieru.

- Bana sandalye ver.
- Bana sandalye verin.

Podaj mi krzesło.

Bir kere daha denememe izin verin.

Pozwól mi spróbować jeszcze raz.

Uzaktan kumandayı alın ve bir karar verin.

Weź pilota i podejmij decyzję.

Akıllıca kararlar verin ve buradan birlikte çıkalım.

Podejmujcie mądre decyzje, to nam się uda.

Dokunmatik ekranlı cihazınızı alıp bir karar verin.

Weź urządzenie z ekranem dotykowym i podejmij decyzję.

Uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.

Więc weź pilota i dokonaj wyboru.

Lütfen üzerine yazmam için bir kâğıt verin.

Poproszę o kartkę papieru.

Lütfen size bazı sorular sormama izin verin.

Proszę, pozwól zadać mi tobie kilka pytań.

Paranız varsa, lütfen bana biraz ödünç verin.

Jeśli masz jakieś pieniądze, pożycz mi trochę, proszę.

Daha çok düşünün ve sonra kararlar verin.

Lepiej pomyśl, a potem decyduj.

Uzaktan kumandanızı alın ve hemen bir karar verin.

Weź pilota i podejmij szybką decyzję.

Oyun kumandanızı alın ve hemen bir karar verin.

Weź kontroler gier i podejmij szybką decyzję.

Dokunmatik ekranlı cihazınızı alın ve bir karar verin.

Dotknij ekranu i podejmij decyzję.

Kararı siz verin. Kıyıdan mı, kaya tırmanışı mı?

To wy podejmujecie decyzję: wybrzeże czy wspinaczka?

Bu konuda daha da açık olmama izin verin:

I pozwólcie, że opiszę to dokładniej:

İzin verin öncelikle kendi değerlerim hakkındaki hataları paylaşayım.

Pozwólcie, że przyznam się do swoich błędów tej dziedzinie.

Hadi, uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.

Weź pilota i podejmij decyzję.

Hadi, oyun kumandanızı alın ve bir karar verin.

Weź kontroler gier i podejmij decyzję.

Affedersiniz; yukarıdaki makalede üç hata göstermeme izin verin.

Przepraszam, pozwól mi wskazać trzy błędy w powyższym artykule.

- Bana bir ya da iki gün verin.
- Bana bir veya iki gün verin.
- Bana bir iki gün vakit ver.
- Bana bir iki gün ver.
- Bana bir iki gün verin.

Daj mi dzień lub dwa.

Bu zor bir karar, bu yüzden akıllıca bir karar verin.

To trudna decyzja, więc dobrze ją przemyślcie.

Bu sizin kararınız. Ama çabuk olun ve bir karar verin.

To twoja decyzja. Ale pospiesz się!

Benim için bütün bunların başladığı 2010 yılına götürmeme izin verin.

i przeniosę się do roku 2010, gdy wszystko się dla mnie zaczęło

Çabuk olun ve oraya en hızlı şekilde nasıl gideceğimize karar verin.

Pospieszcie się z decyzją. Która droga jest szybsza?

Oyun kumandanızı alın ve bir karar verin. Helikopter mi, uçak mı?

Weź kontroler gier i dokonaj wyboru. Helikopter czy samolot?

Seçim sizin. Kararınız neyse onu yapacağım. Bir karar verin. Dana bizi bekliyor.

Wasz wybór. Zrobię, co zdecydujecie. Zadecydujcie. Dana na nas czeka.

Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin. Çıngıraklı yılan ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

W tej jaskini wy dowodzicie. Podejmijcie decyzję. Ugryzienie grzechotnika bywa śmiertelne, więc musimy być ostrożni.