Translation of "Verin" in Portuguese

0.010 sec.

Examples of using "Verin" in a sentence and their portuguese translations:

Örnekler verin.

Dê exemplos.

Siz karar verin.

A decisão é sua.

Bana kaşık verin.

Me dê a colher.

Ona zaman verin.

Dê-lhe tempo.

Onu ona verin.

- Dê isso para ela.
- Dê a ela.

Bir mola verin.

Descanse um pouco.

Bize ayrıntıları verin.

Nos dê os detalhes.

Gıda bankalarına verin. Evsiz sosyal yardım kuruluşlarına verin.

Doe para bancos alimentares. Doe para organizações de assistência aos sem-teto.

Çabuk karar verin. Hadi.

Tem de decidir depressa.

Bana bir mola verin.

Dá um tempo.

İşi yapmamıza izin verin.

Deixe-nos fazer o trabalho.

Bana fikrinizi verin lütfen.

Me diga a sua opinião, por favor.

Resme bakmama izin verin.

- Deixe-me dar uma olhada na imagem.
- Deixe-me dar uma olhada na foto.

Bana beş gün verin.

Dê-me cinco dias.

Bana onun yarısını verin.

Dê-me metade.

Onu denememe izin verin.

Deixe-me tentar.

Kendimi tanıtmama izin verin.

Permita que eu me apresente.

Onu taşımama izin verin.

- Deixe-me levá-lo.
- Deixe-me levá-la.

Tüm uyarılara kulak verin.

Obedeça a todas as advertências.

- Konuşmama izin verin.
- Konuşayım.

Deixe-me falar.

Bana bir havlu verin.

Me dê uma toalha.

Benim için oy verin!

- Vote em mim!
- Vote a meu favor!

Dışarı çıkmama izin verin.

- Deixa-me sair!
- Deixe-me sair!

Tom'a ihtiyacı olanı verin.

- Dê ao Tom o que ele precisa.
- Deem ao Tom o que ele precisa.

Bana biraz analjezik verin.

Por favor, me dê um analgésico.

Bize üç dakika verin.

Nos dê três minutos.

Ona birkaç hafta verin.

Nos dê algumas semanas.

Bana bir kaşık verin.

- Me dê uma colher.
- Dê-me uma colher.

Uygulama yapmama izin verin.

Deixe-me praticar.

Bize biraz izin verin.

Nos dê licença um momento.

Bize bir şans verin.

Nos dê uma chance.

Onu denemesine izin verin.

Deixe-o tentar.

Bana tüm ayrıntıları verin.

Dê-me todos os detalhes.

Bana bir kağıt verin.

Dê-me uma folha de papel.

şunu da söylememe izin verin:

deixem-me dizer isto também:

Bana biraz daha su verin.

Me dê mais um pouco de água.

Lütfen teleks ile cevap verin.

Por favor, responda por telex.

Lütfen bana bir içecek verin.

Me dê uma bebida, por favor.

Bana biraz daha çay verin.

Dê-me mais chá.

Lütfen bana bir küllük verin.

Por favor, dê-me um cinzeiro.

Bir şarkı söylememize izin verin.

Vamos cantar uma música.

Bana yarım kilo elma verin.

- Dá-me meio quilo de maçãs.
- Dê-me meio quilo de maçãs.

Size buluşumu göstermeme izin verin.

Permita-me demonstrar minha invenção para você.

Nişanınızı tebrik etmeme izin verin.

Deixe que eu congratule vocês por seu noivado.

Sadece bize bir şans verin.

- Nos dê apenas uma chance.
- Dê-nos uma chance pelo menos.

Bana düşünmek için zaman verin.

Dê-me um tempo para pensar.

Bana bir saniye izin verin.

Desculpai-me um segundo.

Sadece Tom'la konuşmama izin verin.

Me deixe falar com o Tom.

- Sorularıma cevap verin.
- Sorularımı yanıtla.

Responda minhas perguntas.

Bana bir şans daha verin.

Dê-me uma outra chance.

Size yardım etmeme izin verin.

- Permita-me ajudá-la.
- Permita-me ajudá-lo.
- Permita-me te ajudar.

Bana beş dakika daha verin.

- Me dá mais cinco minutos.
- Me dá mais cinco minutinhos.

Size asansörü göstermeme izin verin.

Deixe-me acompanhá-lo até o elevador.

Lütfen bütün sorulara cevap verin.

Por favor, responda a todas as perguntas.

- Ona bir oyuncak verin.
- Ona bir kavırçak ver.
- Ona bir kavırçak verin.

Dê-lhe uma boneca.

- Yalvarırım bana biraz su verin.
- Gözünüzün yağını yiyeyim, bana biraz su verin.

Suplico-lhe que me dê um pouco de água.

- Haritayı bana ver.
- Bana haritayı ver.
- Haritayı bana verin.
- Bana haritayı verin.

Dê-me o mapa.

Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin.

Nesta gruta, a decisão é sua. Tome uma decisão.

Lütfen bana bir şans daha verin.

Por favor, me dê outra chance.

- Bana kitabı ver.
- Bana kitabı verin.

- Dê-me o livro.
- Deem-me o livro.
- Dá-me o livro.

Bana üç real değerinde ekmek verin.

Me vê uns três reais de pão.

Size asansörün yolunu göstermeme izin verin.

Deixe-me mostrar-lhe o caminho para o elevador.

- İletime yanıt verin.
- Mesajıma yanıt ver.

Responda a minha mensagem.

Bana beyaz iplikli bir makara verin.

Por favor, dê-me um carretel de linha branca.

Lütfen size yardım etmeme izin verin.

- Por favor, deixe-me te ajudar.
- Por favor, me deixa te ajudar.

Size bir içki ısmarlamama izin verin.

Deixe-me te pagar uma bebida.

Bana yazmak için bir şey verin.

Dê-me algo com que escrever.

Bana su dolu bir bardak verin.

Dê-me um copo cheio de água.

Lütfen Çince veya İngilizce cevap verin.

Por favor, responda em chinês ou em inglês.

Lütfen bana biraz daha çay verin.

Por favor dê-me um pouco mais de chá.

Geri geldiğiniz zaman bana haber verin.

Me avisa quando estiver voltando.

Lütfen bana kamera için bataryalar verin.

Por favor dê-me pilhas de câmera.

- Bana sandalye ver.
- Bana sandalye verin.

Dê-me uma cadeira.

Bir kere daha denememe izin verin.

Deixe-me tentar mais uma vez.

Sadece bu oyunu bitirmeme izin verin.

Só me deixa terminar este jogo.

Bana bir kilo domates verin lütfen.

Queria um quilo de tomates, por favor.

- Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver.
- Size Mayuko'yu tanıtmama izin verin.
- Mayuko'yu sizinle tanıştırmama izin verin.

Permita-me apresentar Mayuko para você.

Uzaktan kumandayı alın ve bir karar verin.

Pegue no comando e tome uma decisão.

Akıllıca kararlar verin ve buradan birlikte çıkalım.

Tome decisões inteligentes e sairemos disto juntos,

Ortaya başka bir çelişki atmama izin verin.

vou jogar outra contradição nesse assunto

Dokunmatik ekranlı cihazınızı alıp bir karar verin.

Pegue no seu dispositivo e tome uma decisão.

Uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.

Pegue no comando e tome uma decisão.

Devlet zorla o öğretmenlere ders verin demedi

o estado não disse força ensinar esses professores

Lütfen bana her çeşitten üç tane verin.

Por favor, dê-me três de cada tipo.

BLütfen bana bir yastık ve battaniye verin.

Por favor, me dê um travesseiro e um lençol.

Büyüklerinizin torunlarının seslerini telefonda duymasına izin verin.

Deixe seus avós ouviram as vozes de seus netos pelo telefone.

Şifrenizi almak için aşağıdaki soruya cevap verin.

Responda à seguinte pergunta para receber a sua senha.

Lütfen bana açıklamak için bir dakika verin.

- Por favor me dê um minuto para explicar.
- Por favor, dê-me um minuto para explicar.

- Tom için oy ver.
- Tom'a oy verin.

Vote em Tom.

Önce kedimi uygun şekilde tanıtmama izin verin.

Primeiro, permitam que eu me apresente adequadamente.