Translation of "Imkân" in Korean

Çalışanlara imkân verilmemesi sorunuydu.

문제는 임파워먼트(자율권)였습니다.

Birçok ülkede besleyici gıda yetiştirmeye çok az imkân veren veya hiç imkân vermeyen

또한 많은 국가에는 음식이 거의

Bunu inkar edemeyiz -- kültürde varlık imkân yaratır.

존재는 가능성을 창조한단 걸 부인할 수 없습니다.

Bunlar kendi geçimlerini sağlamaları için bir imkân.

이런 기회로 청년들은 생계 수단을 찾을 수 있습니다.

Onlarca metre olmalı. Buradan aşağı inmeye imkân yok.

수십 미터는 되겠어요 내려갈 방법이 없습니다