Translation of "Veren" in Korean

0.005 sec.

Examples of using "Veren" in a sentence and their korean translations:

Tekrar insanlara önem veren

다시 사람들을 존중하는 그런 지침서가 필요해요.

Bir sohbete ilham veren dünyalar.

대화할 수 있도록 말이죠.

Bana her şeyi veren kişi.

제게 모든 것을 주셨죠.

Mutluluğumuz ve mutsuzluğumuza karar veren şey

우리의 행복과 불행을 결정하는 것은

Ve Christopher Jarvis bu gösteriye ilham veren

다니엘 시몬스와 크리스토퍼 샤브리는 멋진 실험을 했습니다.

O, ısırdığında acı veren korkunç bir katil,

고통스럽게 무는 잔인한 살인마이자

Her türlü toplum hizmeti veren servisler bulunmakta.

실제 메가시티처럼 기능을 수행합니다.

Kamu hizmeti veren şirket en sonunda yıktı,

공기업은 결국 공장을 철거했고,

Bunu tarihimize şekil veren ırkçılık ve seksizmin

인종주의와 성차별 주의의 역사적인 패턴을 보면

Aramızda bir bağ yaratan bir şeye ilham veren,

그들에게 영감을 불어 넣고 서로를 연결해주며

Biz aynı zamanda bu kültüre yön veren kişileriz,

우리가 그 문화를 만들 수도 있다는 것입니다.

Ve bu sanata olan ilgime hayat veren bir düşünce.

저의 관심을 이 예술 가운데로 이끈 것입니다.

Yavru hayvanlarda nikotin iyi yapılanmış, sinirlere zarar veren bir toksin.

청소년기 아이들에게 니코틴은 검증된 신경독입니다.

'Evet, pazartesi gününü kötü geçirmek istiyorum' diye cevap veren oldu mu?

"네, 월요일에 나쁜 하루를 보내고 싶습니다."

Ama ilaçlara zarar veren o değil. Bu muhtemelen bir maymunun işi.

그런데 약품을 헤집은 건 뱀이 아니에요 아마 원숭이일 겁니다

Birçok ülkede besleyici gıda yetiştirmeye çok az imkân veren veya hiç imkân vermeyen

또한 많은 국가에는 음식이 거의

Yeni yönetim biçimi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a geniş kapsamlı yetki veren değişikliklere izin veriyor.

이 투표로 타이이프 에르도안 대통령에게 막강한 권한이 허용되었습니다