Translation of "Buradan" in Polish

0.015 sec.

Examples of using "Buradan" in a sentence and their polish translations:

Buradan gidiyoruz.

Ewakuujemy się.

Buradan çıkalım.

Chodźmy stąd.

Buradan başla.

Zacznij tutaj.

Buradan başlayın.

Zacznij stąd.

Buradan geçelim.

Przejdźmy tutaj.

- Buradan geçmenin yolu yok.
- Buradan hiç geçiş yok.
- Buradan geçiş yok.

Tu nie ma przejścia.

- Sydney buradan çok uzak.
- Sydney buradan uzak.

Sydney jest daleko stąd.

Buradan alınmam gerek.

Muszą mnie stąd ewakuować.

Buradan geçiş yok.

Nie przejdę. 

Buradan alınmam gerekecek.

Będę potrzebował ewakuacji.

Onları buradan çıkarın.

Zabierz ich stąd!

Kule buradan görülebilir.

Widać stąd tę wieżę.

Siktirin gidin buradan.

Wypierdalaj stąd!

Hemen buradan çıkın.

Natychmiast idź stąd.

Yakında buradan ayrılıyoruz.

Wkrótce stąd wyjeżdżamy.

Buradan çıkın! Hepiniz!

Wynoście się! Wszyscy!

Buradan nasıl çıkarız?

Jak się stąd wydostaniemy?

Tom'u buradan uzaklaştır.

Zabierz stąd Toma.

Keşke buradan çıkabilsek.

Chciałbym, żebyśmy się stąd wydostali.

Biz buradan ayrılıyoruz.

Wyjeżdżamy stąd.

Ben buradan yürüyebilirim.

Mógłbym się stąd przejść.

Okyanusu buradan duyabiliriz.

Można stąd usłyszeć ocean.

Gidelim hadi buradan!

Chodźcie, idziemy stąd!

- Defol!
- Defol buradan!

Idź precz!

Buradan nereye gidiyorsun?

I dokąd teraz?

Buradan bir kesik açarsınız

Tutaj się robi nacięcie

Derhal buradan çıkmanı istiyorum.

Chcę, żebyś w tej chwili wyszedł.

Buradan ayrılıyoruz. Polisler geliyor.

Wynosimy się stąd. Gliny nadchodzą.

O buradan uzak mı?

Czy to daleko stąd?

Buradan Boston'a uzak mı?

Daleko jest stąd do Bostonu?

Buradan Londra'yı arayabilir miyim?

Czy mogę stąd zatelefonować do Londynu?

Orası buradan uzak mı?

Czy to daleko stąd?

Otel buradan uzak mı?

Czy hotel jest daleko stąd?

Bu şeyi buradan çıkarın.

Zabierz to stąd.

- İstasyon buradan bir on dakikalık mesafede.
- İstasyon buradan arabayla on dakika.

Stacja jest dziesięć minut jazdy stąd.

Buradan inmenin bir yolunu bulmalıyım.

Muszę znaleźć drogę na dół.

Ama buradan nereye gittiğini bilmiyorum.

ale nie wiem, dokąd stąd poszła.

Buradan bakınca çok iyi görünmeyebilir

Może nie wygląda na duży tu z dołu,

Buradan soğuk hava geldiğini hissedebiliyorum.

Z tego czuję zimne powietrze.

Buradan nereye gideceğimiz size bağlı.

To od ciebie zależy, dokąd stąd pójdziemy.

Pekâlâ, buradan arazinin içine giriyoruz.

Więc stąd przemy w głąb lądu.

Ya da buradan. Biraz bakalım.

lub tą. Spójrzmy.

Buradan çıkarılacak büyük ders şu,

Główny wniosek jest taki,

Derhal buradan uzaklaşsan iyi olur.

Lepiej zniknij stąd jak najszybciej.

Buradan deniz ne kadar uzaklıkta?

Jak daleko jest stąd do morza?

Müze buradan ne kadar uzaklıkta?

Jak daleko stąd do muzeum?

Hiç kimse buradan canlı çıkmıyor.

Nikt nie wyjdzie stąd żywy.

Seni buradan çıkarmak için geldik.

Przyszliśmy cię stąd wypuścić.

Sanırım buradan çıksak iyi olur.

Moim zdaniem lepiej się stąd wydostańmy.

Postane buradan çok uzak değil.

Urząd pocztowy jest niedaleko stąd.

Evim buradan çok uzak değil.

Mój dom nie jest zbyt daleko stąd.

O, buradan ne kadar uzaklıktadır?

Jak daleko stąd się to znajduje?

Buradan kasabaya ne kadar uzak?

- Jak daleko stąd jest do miasta?
- Jak daleko stąd jest miasto?

Ama şimdi vakit... ...buradan çıkma vakti.

Ale dla nas nadszedł czas, by się stąd wydostać.

Tamam, yarıktan çıkmak için buradan gideceğiz.

Patrzcie, to droga wyjścia z wąwozu.

Buradan geçirelim ve şimdi başlamaya hazırız.

Przeczepiam się i jestem gotowy.

Buradan kurtulmak için yardım çağırmam gerekecek.

Będę musiał wezwać pomoc, by się z tego wydostać.

Tamam, buradan çıkıp aramaya devam edelim.

Idziemy stąd i szukamy dalej.

Sanırım buradan bu şekilde inmeyi deneyeceğim.

Chyba spróbuję przejść tędy.

Buradan evine yürümek ne kadar sürer?

Ile czasu zajmuje dojście stąd do twojego domu?

Beni buradan uzaklaştıracak bir tekne istiyorum.

Chcę łodzi, która zabierze mnie daleko stąd.

Buradan bir çıkış yolu bulmak zorundayız.

Musimy znaleźć wyjście stąd.

Buradan bir e-posta gönderebilir miyim?

Czy mogę stąd wysłać e-maila?

Lütfen bu taşı buradan şuraya taşıyın.

Proszę przesuń ten kamień stąd tam.

Buradan Boston'a gitmek ne kadar sürer?

Jak długo zajmuje dostanie się stąd do Bostonu?

Okulumuz buradan on dakikalık yürüyüş mesafesinde.

Nasza szkoła jest dziesięć minut drogi stąd.

Buradan istasyona gitmek ne kadar alır?

Ile czasu zajmie dostanie się stąd do stacji?

- Buradan havaalanına gitmek için en hızlı yol nedir?
- Buradan havaalanına gitmenin en hızlı yolu nedir?

Jak najszybciej dojechać stąd na lotnisko?

Tamam, seni buradan çıkartacağız. Ne diyorsun buna?

Zabieramy cię stąd. Co o tym myślisz?

Şu halatı hızlıca geri alıp buradan gidelim.

Szybko ściągam tę linę i uciekam stąd.

Akıllıca kararlar verin ve buradan birlikte çıkalım.

Podejmujcie mądre decyzje, to nam się uda.

Vay canına, buradan düşmek çok kolay olurdu!

Byłoby łatwo iść tu przy krawędzi.

Pekâlâ, şimdi buradan ilerideki yola bir bakalım.

Rozejrzyjmy się w terenie.

Onlar seni burada görmeden önce git buradan.

- Odejdź, zanim zobaczą ciebie tutaj.
- Odejdźcie, zanim zobaczą was tutaj.

Buradan postaneye gitmenin en hızlı yolu nedir?

Jaka jest najszybsza droga, by dostać się stąd na pocztę?

Beni buradan uzaklara götürecek bir tekne istiyorum.

Chcę łódź, która mnie zabierze stąd z dala.

Buradan uzakta olmayan büyük bir süpermarket var.

Niedaleko stąd jest spory supermarket.

Buradan amcamın evine gitmek iki saat sürer.

Stad do mojego wujka są dwie godziny drogi samochodem.

Dana'yı buradan kurtarabileceğinizi düşünüyorsanız "Tekrar Dene"yi seçin.

Jeśli myślisz, że nadal możesz uratować Danę, wybierz „Spróbuj ponownie”.

Ve buradan nereye gideceğimize karar verecek olan sizsiniz.

A właśnie ty będziesz decydować, w którą stronę pójdziemy.

Demek buradan karşıya geçmemi ve yüksekte kalmamı istiyorsunuz?

Więc mam przekroczyć ten wąwóz i pozostać na górze?

Onlarca metre olmalı. Buradan aşağı inmeye imkân yok.

To bardzo głęboko. Nie ma możliwości, bym tam zszedł.

Tom'un ebeveynleri buradan uzakta olmayan bir mezarlığa gömülü.

Dziadkowie Toma są pochowani na cmentarzu niedaleko stąd.

Tom'un buradan çok uzakta olmayan bir evi var.

Tom ma dom niezbyt daleko stąd.

Buradan senin evine yürüyerek gitmek ne kadar sürer?

Jak długo by to zajęło dojść stąd do twojego domu pieszo?

Sonra da halatın buradan çıkması için küçük bir siper.

A potem mały rów, żeby lina się stąd wydostała.

Bu yol, buradan çıkmak için en iyi şansım olacak.

To moja wielka szansa na wydostanie się stąd.

Hâlâ buradan yola çıkabileceğinizi düşünüyorsanız "Yeniden Dene"yi seçin.

Jeśli myślisz, że jednak można stąd dotrzeć do drogi, wybierz „Spróbuj ponownie”.

Onu buradan çıkartmanın bir yolunu bulmalıyım. Tamam, ne düşünüyorsunuz?

Muszę się zastanowić, jak to zrobić. Jak myślicie?

buradan olduğu gibi yansıyacak ve bu da beni sıcak tutacak.

ciepło będzie odbijać się od ścian i mnie ogrzewać.

Buradan inmeden önce sıkı bir öğle yemeği yemiş olmak istemezsiniz.

Nie polecam jeść wcześniej dużego lunchu.

Kente buradan arabayla 20 dakikadan daha kısa bir sürede ulaşılabilir.

Można stąd dojechać samochodem do miasta w niespełna 20 minut.

Buradan otele yürüyerek gitmek çok uzaktır. Daha iyisi bir taksiye binmek.

Stąd do hotelu jest zbyt daleko, by iść pieszo. Lepiej weź taksówkę.

- Buraya giren tüm umutlarını kapıda bıraksın.
- Buradan içeri giren umudunu geride bıraksın.

Porzućcie nadzieję, którzy tu wchodzicie.