Translation of "Yapacağımı" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Yapacağımı" in a sentence and their japanese translations:

Ne yapacağımı biliyorum.

私は何をしたらいいのか知っています。

Ne yapacağımı bilmiyordum.

私はどうしたらいいのかわからない。

Ne yapacağımı bilmiyorum.

何をすればよいのかわからない。

Bana ne yapacağımı söyle.

何をしたらいいか言って下さい。

Ne yapacağımı hiç bilmiyorum.

- 私はどうしたらよいのか困っている。
- どうすればいいのか分からない。
- どうしたらいいのか途方に暮れている。

Onunla ne yapacağımı söyle.

それをどう処理したらいいか私に教えて下さい。

Önce ne yapacağımı bilmiyordum.

- 私は最初に何をしたらよいかわからなかった。
- 最初私は何をすればよいかわからなかった。

Onu nasıl yapacağımı hatırlayamıyorum.

どうしてもやり方が思い出せない。

Onu nasıl yapacağımı anlayamadım.

私はそのやり方がわからなかった。

Bunu nasıl yapacağımı biliyorum.

やり方なら私は知っている。

Artık ne yapacağımı bilmiyorum.

もう何をしたらいいか分からない。

Ona ne yapacağımı söyledim.

私は彼女になにをすべきか言いました。

Gelecekte ne yapacağımı şaşırdım.

私は次に何をしてよいのか途方に暮れていた。

Şimdi ne yapacağımı bilmiyorum.

- 私は今何をしてよいかがわからない。
- 私は今何をしたらよいか解らない。
- あたしは今何をしてよいかわからない。

Ne yapacağımı bilmez haldeydim.

- 私はどうしてよいかわからずに途方にくれた。
- 私はどうしたらいいか途方に暮れた。

Tom ne yapacağımı bilmiyor.

トムは私がしようとすることが分からない。

Keşke onu nasıl yapacağımı bilseydim.

それをする方法がわかっていたらよかったのに。

Daha sonra ne yapacağımı kestiremem.

次に何をやってよいか見当がつかない。

İlk başta, ne yapacağımı bilmiyordum.

最初は私は何をしてよいかわからなかった。

Bana onu nasıl yapacağımı göster.

- やり方を教えてくれ。
- お手本を見せてよ。

Ben de ne yapacağımı bilmiyorum.

私もまた何をすればよいかわからない。

Lütfen bana ne yapacağımı söyle.

どうすればいいのか教えてください。

Bu karmaşada ne yapacağımı bilmiyorum.

その目茶苦茶な状態をいったいどうしたらいいのだ。

O zaman, ne yapacağımı bilmiyordum.

その時はどうすべきかわかりませんでした。

Boş vaktimde ne yapacağımı bilmiyorum.

僕は暇をもてあましている。

Onu nasıl yapacağımı hâlâ anlamıyorum.

私、まだやり方が分からないんだけど。

Eğer tavsiyeniz olmasa, ne yapacağımı bilemem.

君の忠告がなければ、私は途方にくれるだろう。

Senin eylemlerinle ilgili ne yapacağımı bilmiyorum.

君のやることには判断に苦しむよ。

Onun hırsızlığı hakkında ne yapacağımı bilmiyorum.

彼の万引きはどうしたものかわからない。

Hava kararmıştı ve ne yapacağımı şaşırmıştım.

日が暮れて僕はどうしてよいか困り果てた。

O dağınıklık hakkında ne yapacağımı bilmiyorum.

その目茶苦茶な状態をいったいどうしたらいいのだ。

Ne yapacağımı bilmediğim için polisi aradım.

どうしてよいかわからなかったので、私は警察に電話した。

Tom bana onu nasıl yapacağımı gösterdi.

トムはそのやり方を見せてくれた。

Onu nasıl yapacağımı bilmediğimi sana söyledim.

そのやり方を知らないと言ったはずですが。

Lütfen bunu bana nasıl yapacağımı göster.

やり方を教えてください。

Bu zor problemle ne yapacağımı bilmiyorum.

私はこの難問に困り果てている。

Öğretmenime daha sonra ne yapacağımı sordum.

- 私は次に何をしたらいいか先生に尋ねた。
- 次に何をすればいいのか先生に聞いた。

Ev anahtarımı kaybettiğimde ne yapacağımı şaşırdım.

私は家の鍵を失って途方にくれた。

- Ne yapacağımı bilmiyorum.
- Ne yapılacağını bilmiyorum.

- 私は何をしたらよいのか分からない。
- 私は何をしたらいいか分からない。
- 私はどうしてよいのかわかりません。
- 私は、何をすべきかわからない。
- 何をすればよいのかわからない。
- 何をしてよいかわからない。

Bunu nasıl yapacağımı bana öğreten Tom'du.

このやり方を教えてくれたのはトムだった。

Bana tam olarak ne yapacağımı söyle.

何が起きているか正確に教えて。

Ne yapacağımı bilmediğimden, ondan akıl istedim.

私は何をしたらいいのかわからなかったので、彼に助言を求めた。

Tom onu nasıl yapacağımı bana öğretti.

トムがやり方を教えてくれた。

Bundan sonra ne yapacağımı öğretmenime sordum.

- 私は次に何をしたらいいか先生に尋ねた。
- 次に何をすればいいのか先生に聞いた。

Ne yapacağımı bilmediğim için yardım istedim.

- どうしてよいか分からなかったので私は助けを求めた。
- どうしたらいいのかわからなかったので助けを求めた。

Ne yapacağımı bilmediğim için, orada sessizce durdum.

何をしてよいのかわからなかったので、私は黙ってそこに立っていた。

Ne yapacağımı bilmediğim için, bir şey yapmadım.

何をしていいかわからなかったので、何もしなかった。

Senin pozisyonunda olsaydım muhtemelen ne yapacağımı bilmezdim.

僕が君の立場なら、どうしていいか分からないだろう。

Onunla temasımı kaybettikten sonra ne yapacağımı şaşırdım.

彼女に連絡が取れなくて、私は途方にくれた。

Nereye gideceğimi ya da ne yapacağımı bilmiyorum.

私はどこへ行くべきかも、何をすべきかもわからない。

Bana ne yapacağımı söylemek onun konumu değil.

彼は私に何をすべきか告げる立場ではない。

Güzel gözlerin için her şeyi yapacağımı bilirsin.

私は君の美しい目のために何でもするって知っているね。

Eve varır varmaz ne yapacağımı merak ediyorum.

家帰ったら何しようかな。

Ona elimden gelenin en iyisini yapacağımı söyledim.

私は彼に最善を尽くすと言った。

Nereye gideceğimi, ya da ne yapacağımı bilmiyordum.

- 私はどこへ行ったらよいのか、何をしたらよいのかわからなかった。
- どこに行けばいいのか、何をしたらいいのか、私には分からなかった。

Ne yapacağımı bilmediğim için ondan tavsiye istedim.

私は何をしたらいいのかわからなかったので、彼に助言を求めた。

Onu nasıl yapacağımı bana söylersen onu yaparım.

やり方教えてくれたらやるよ。

Lütfen bana daha sonra ne yapacağımı söyle.

次はどうしたら良いか教えて下さい。

Keşke o burada olsaydı bana ne yapacağımı söylerdi.

彼女がここにいれば、何をすべきか教えてくれるだろうに。

Ben bu zor sorun hakkında ne yapacağımı bilmiyorum.

私はこの難しい問題をどう処理するべきかわからない。

Ne kadar çok denersem deneyeyim onu nasıl yapacağımı hatırlayamıyorum.

どうしてもやり方が思い出せない。

İşimi kaybettim ve hiç param yok. Ne yapacağımı bilmiyorum.

私は仕事を失いお金もない。私は途方にくれている。

- Onun nasıl yapılacağını bana göster.
- Bunu nasıl yapacağımı bana göster.

- その仕方を教えてください。
- どうやってやるのか教えて。

Ne yapacağımı bilmiyorum. Bu sorun için herhangi bir çözüm düşünemiyorum.

私はどうしていいか分からない。この問題の解決法を思い付かない。

Daha önce o durumda yakalandığım için ne yapacağımı tam olarak biliyordum.

以前そういう立場に置かれたことがあったので、どうしたら良いのかはっきりと分かった。

- Kelimeler konusunda ne yapacağımı bilmiyorum.
- Ne diyeceğimi bilemiyorum.
- Söyleyecek söz bulamıyorum.

- 何と言ったら良いか分かりません。
- 私は言葉に詰まった。
- 私は言葉を失った。

- Onu nasıl yapacağımı bana göster, lütfen.
- Onun nasıl yapılacağını bana gösterin, lütfen.

やり方を教えてください。

- Ne yapacağıma karar vermeden önce enine boyuna düşünmek için zamana ihtiyacım var.
- Ne yapacağımı belirlemeden önce etraflıca düşünmek için zamana ihtiyacım var.

私は行動の決断をする前によく考える時間が欲しい。