Translation of "Artık" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Artık" in a sentence and their spanish translations:

- Kes artık!
- Uzatma artık!

¡Ya párale!

Artık hazır.

Y listo.

Artık yeter.

no más.

Artık söyledik

dijimos ahora

Yapmayın artık

No lo hagas mas

Herhalde artık

Supongo que no más

Artık yetmişti.

Tenían ya suficiente.

Artık dayanamıyorum.

¡No puedo más!

Artık tartışmayalım.

No discutamos más.

Artık korkmuyorum.

Ya no tengo miedo.

Artık okuyamıyorsun?

¿No puedes leer más?

Artık yazamam.

No puedo escribir más.

Artık büyüdün.

Ya eres adulto.

Artık bekleyemem.

No puedo esperar más tiempo.

Artık güvendesin.

- Ahora está a salvo.
- Ahora estás a salvo.
- Ahora estáis a salvo.
- Ahora están a salvo.

Artık yapamıyorum.

No puedo hacerlo más.

Artık biliyorum.

Ahora sé.

Artık çalışamıyorum.

No puedo trabajar más.

Artık içemem.

Ya no puedo beber más.

Yeter artık!

¡Basta ya!

Artık silâhsızım.

Ahora no estoy armado.

Bıktık artık.

Hemos tenido suficiente.

Artık bırakamam.

Ya no puedo dejarlo.

Artık uyuyamıyorum.

No puedo dormir más.

Yok artık!

¡Ni en pedo!

Bıktım artık!

¡Estoy indignada!

Uyu artık.

- Vete a dormir.
- ¡Váyanse a dormir!

Artık özgürüm.

Ahora estoy libre.

Artık çalışmıyorum.

Ya no trabajo.

- Artık öğretmeniniz değilim.
- Artık öğretmenin değilim.

Ya no soy tu profesor.

- Canıma tak etti artık.
- Yetti artık.

He terminado.

- Artık seni sevmiyorum.
- Seni artık sevmiyorum.

Ya no te quiero.

- Artık tehlikede değilsin.
- Artık tehlikeden çıktın.

Ahora estás fuera de peligro.

- O artık bana gülümsemiyor.
- Artık bana gülümsemiyor.

Ella ya no me sonríe.

- Artık çocuk değilim.
- Ben artık çocuk değilim.

- Ya no soy un niño.
- Ya no soy un crío.

Ama artık kapatılıyordu.

Pero ahora cerraba.

Ama artık başladık.

Pero ya estamos entregados.

O yoktu artık.

Se había ido.

Iyice artık gerilmişti

estaba apretado ahora

şansı dönmüştü artık

su suerte había vuelto

Bölünmeleyim artık yahu.

déjame partir ahora.

Yahu yok artık

no más

Artık deli demeyin

No digas más loco

Önlemleri artık alalım

Tomemos las medidas ahora

Artık kendimize gelelim

Vamos a nosotros mismos ahora

Pencereden alkışlıyoruz artık

Aplaudimos por la ventana ahora

Yok artık ya!

¡No más!

Artık tavuklar yok.

No hay más gallinas.

Artık patron o.

Mandaba ella.

Artık onu bekleyemem.

Ya no lo puedo esperar más.

Artık onunla konuşmayacağım.

No hablaré más con él.

Ben artık söylemiyeceğim.

No diré nada más.

Artık komşularla geçinemiyorum.

Ya no me puedo llevar bien con los vecinos.

Artık onsuz yaşayamam.

No puedo vivir más sin él.

O artık bekleyemez.

Él ya no puede esperar más.

Artık önemli değil.

Ya no importa.

Artık umurumda değil.

- Ya me da lo mismo.
- Ya me da igual.
- Ya no me importa.

Artık onu sevmiyorum.

Ya no la amo.

Hasta artık güvende.

- El paciente ha salido de peligro.
- El paciente ya está seguro.

O artık yürüyemiyor.

No puede caminar más.

Buna artık dayanamıyorum.

No puedo aguantarlo más.

Artık yorgun değilim.

Se me fue el sueño.

Başım artık ağrımıyor.

Ya no me duele la cabeza.

Artık sigara içmiyorum.

Ya no fumo.

Artık genç değilsin.

- Ya no eres joven.
- Ya no son jóvenes.

Artık onunla görüşmeyeceğim.

Ya no lo veré más.

Ben artık hatırlamıyorum.

Ya no me acuerdo.

Artık başım ağrımıyor.

Ya no tengo dolor de cabeza.

Artık beklemek istemiyoruz.

No queremos esperar más.

Artık genç değilim.

Ya no soy joven.

Artık havamda değilim.

Ya no estoy de humor.

Artık yemek istemiyorum.

- No quiero comer nada más.
- Ya no quiero comer más.

Artık yolu geçebilirsiniz.

Ahora puedes cruzar la carretera.

Biz artık arkadaşız.

Ahora somos amigos.

Artık böyle yaşayamam.

Ya no puedo seguir viviendo así.

Artık benden kaçamazsın.

No puedes escaparte de mí ahora.

Artık konuşmak istemiyorum.

No quiero hablar más.

Tom artık mutlu.

Tom es feliz ahora.

Artık seni tanımıyorum.

Ya no te conozco.

Artık senden hoşlanmıyorum.

Ya no me gustas.

Beni artık hatırlamıyor.

Él ya no me recuerda.

Lütfen artık ağlama.

- Por favor no llores más.
- Por favor no llorés más.

Artık çok geç.

Es muy tarde ahora.

Artık hazırım, başlayabilirsiniz.

Ahora estoy preparado, podéis empezar.

Artık sen sorumlusun.

Ahora estás tú a cargo.

Bunu artık yapamam.

Ya no puedo hacer esto.

Artık iyi olacaksın.

Ahora estarás bien.

Tom artık beklemeyebilir.

Tom no podía esperar más.

Tom artık gemide.

Tom está ahora a bordo del barco.

Artık birbirimizle konuşmuyoruz.

No nos hablamos más.

Artık ona inanmıyorum.

Ya no le creo.