Translation of "Artık" in Arabic

0.027 sec.

Examples of using "Artık" in a sentence and their arabic translations:

Artık hazır.

‫إنه الآن مُعد.‬

Artık yeter.

هذا يكفي.

Artık söyledik

قلنا الآن

Yapmayın artık

لا تفعل ذلك بعد الآن

Herhalde artık

لا أعتقد ذلك بعد الآن

Artık satraplarsınız.

أنت الآن مشابك.

Artık yetmişti.

لقد اكتفوا.

Ama artık kapatılıyordu.

لكنّه الآن يغلق أبوابه.

Ama artık başladık.

‫ولكننا ملتزمون الآن.‬

O yoktu artık.

لقد رحل.

Iyice artık gerilmişti

كان ضيقًا الآن

şansı dönmüştü artık

عاد حظه

Bölünmeleyim artık yahu.

دعني انقسم الآن.

Yahu yok artık

لا أكثر

Artık deli demeyin

لا تقل مجنون بعد الآن

Önlemleri artık alalım

لنأخذ الإجراءات الآن

Artık kendimize gelelim

دعنا نأتي لأنفسنا الآن

Pencereden alkışlıyoruz artık

نشيد من خلال النافذة الآن

Yok artık ya!

لا أكثر!

Artık tavuklar yok.

ليس هناك المزيد من الدجاج.

Artık patron o.

‫أصبحت هي الزعيمة الآن.‬

Artık onunla konuşmayacağım.

لن أكلمه من الآن فصاعداً.

Artık onu sevmiyorum.

لم أعد أحبه.

Artık burada yaşamıyorum.

أنا لم أعد أعيش هنا.

Artık seni sevmiyorum.

لم أعد أحبّك بعد الآن.

O artık hazır.

إنها جاهزة الأن.

Artık onu istemiyorum.

لم أعد أريدها.

Gürültüye artık katlanamıyorum.

- لا يمكنني احتمال الضجيج أكثر من ذلك.
- لا أستطيع أن أحتمل ذلك الصوت المزعج أكثر من ذلك.

Bunu artık yapmayacağız.

لن نفعل ذلك بعد اليوم

Artık bir yetişkinim.

أصبحت بالغ الآن

" Bak, artık seni koruyamayız artık seni güvende tutamayız,

"انظري، لا يمكننا حمايتكِ بعد الآن، لا يمكننا إبقاؤكِ آمنةً بعد الآن،

Yani artık kalabalığız yani yapılar inşa ediyoruz artık

حتى الآن نحن مزدحمة ، لذلك نحن نبني الهياكل

Artık çok açık görebiliyorum

أراه الآن بشكل واضح

Artık yardım olmadan yürüyemiyordu.

لم يعد يستطع المشي دون مساعدة

Artık bir kırmızı değildi.

لم يعد الأمر خطيرًا.

Artık pek de sormuyorum.

يعمل في الطابق الأرضي لمركز الاحتجاز.

Özellikle, artık çiftçilikle geçinemeyen

أقابل سكان امريكا الوسطى الأصليين بالتحديد

Ancak o artık değişti.

ولكنه تغير الآن،

Birbirimize artık tahammülümüzün olmadığından,

أننا لم نعد نتسامح مع بعضنا البعض،

Artık bir yere gidemez.

‫لن يذهب إلى أي مكان الآن.‬

Ama artık özgür hissettiriyor

لكن هذا الأمر جعلنا نشعر بالحرية،

Insanlar artık yaratıcılıklarıyla değerlendirilmiyorlar.

لا يتم تقييمنا نحن البشر وفقاً لقدراتنا الإبداعية.

Artık bu şekilde düşünemeyiz.

لم يعد بوسعنا الآن التفكير بهذه الطريقة.

Artık dünyamızı ölçmenin zamanı,

الآن، حان الوقت لسبر أغوار كوكبنا،

Artık güç dengesizliği kurulmuştu,

والآن، لقد اختل توازن القوى،

Ve çocuklarım artık büyümüştü.

وقد كبر أطفالي.

Artık evinize ait değilsiniz.

لم تعد تنتمي إلى منزلك.

Artık sadece plastik değil.

هو ليس مجرد بلاستيك.

Artık baba da uyandı.

‫استيقظ الأب الآن.‬

Artık, son çıkan kameralarla...

‫الآن، بأحدث الكاميرات...‬

Artık sadece... Baksanıza, kötüleşiyor.

‫الآن... انظر، الحالة تسوء.‬

Artık daha iyiye gitmiyorlardı.

لم يكونوا يتحسنون في أدائهم.

Bir tabu yıkılmıştı artık

تم تدمير المحرمات الآن

Neyse artık dönelim çocukluğumuza

على أي حال دعونا نعود إلى طفولتنا

Insanın ilginçine kaldık artık

نحن عالقون مع المثير للاهتمام

Teknolojiye artık ayak uyduralım

دعونا مواكبة التكنولوجيا

Ve gün geldi artık

وقد حان اليوم

Artık inançsızlıktan bence vazgeçmeliyiz

أعتقد أننا يجب أن نتخلى عن الكفر الآن

Artık yaşlılara da kızmayın

لا تغضب من كبار السن بعد الآن

Artık hiçbiriniz gitmiyorsunuz ya

لا أحد منكم يذهب بعد الآن

Artık ahtapot dünyama gelebilirsin."

‫والآن يمكنك دخول عالم الأخطبوط خاصتي."‬

O, artık orada yaşamıyor.

لم تعد تسكن هناك.

Artık oraya kimse gitmiyor.

لا أحد يذهب هناك بعد الآن.

Artık kimse onu umursamıyor.

لا أحد يهتم حيال ذلك بعد الآن.

Artık kimse ona inanmıyor.

لا أحد يصدق ذلك بعد الآن.

Artık azıcık param var.

لدي الآن القليل من المال.

Tom ona artık dayanamadı.

لم يكن يعد توم يطيقه أكثر من ذلك.

Eh, o artık belli.

بات الأمر واضحا الآن.

Artık ne yapacağımı bilmiyorum.

لا أعرف ماذا سأفعل بعد الآن.

Artık ne olduğunu hatırlamıyorum.

- لم أعد أذكر ما حدث.
- لم أعد أتذكر ما حصل.

Boyut karşılaştırması artık doğru.

الان تصبح المساحة اقرب للحقيقة

Tom artık işini yapamıyor.

توم لم يعد قادرا على أداء مهامه.

Artık taş devrinde yaşamıyoruz.

لم نعد نعيش في العصر الحجري.

Artık ne olduğunu biliyoruz.

عرفنا الآن ما حدث.

Bu artık bizim arazimiz.

باتت هذه أرضنا الآن.

Artık bana çiçek alma.

لا تجلب لي زهورا بعد الآن.

O artık burada değil.

لم تعد هنا بعد الآن.

Artık bu gürültüye dayanamam.

لا أستطيع تحمل هذا الضجيج أكثر من ذلك.

Artık hayatınızdan tamamen gitti.

اختفى من حياتك الى الأبد.

Tom artık Mary'ye güvenmiyor.

توم لا يثق بماري بعد الآن.

Tom artık şarkı söylemiyor.

لم يعد توم يغنّي الآن.

Artık iyi işim var.

لدي وظيفة جيدة الان.

Sami artık Facebook'tan hoşlanmıyor.

لم يعد سامي يحبّ فيسبوك.

Netflix artık Avrupa'da kullanılabilir.

نتفلكس متوفر الآن في أروبا.

Bulutlara çıkabilirim, artık gri değiller

يمكنني مواجهة الغيوم، فلم تعد رمادية بعد الآن

Ama artık pes etmek yoktu.

لكن لم يوجد وقت للاستسلام.

Artık üstesinden gelmek de istemiyorum.

ولكنّني لم أعُد أرغب في التغلُّب عليها بعد الآن.

Ve artık neredeyse çok geç.

وتقريباً متأخرون جداً لمد يد المساعدة.

çünkü artık kimse araba sürmüyor --

لأنه سيجري هجر السيارات تمامًا...

Yani artık hipotermi tehlikesi yok.

‫لذا لم يعد انخفاض درجة الحرارة يتهددني.‬

Tamam, artık geri dönüş yok.

‫حسناً، لا مجال للعودة الآن.‬

Sosyal plastik artık para ediyor,

البلاستيك الاجتماعي هو مال،

Ama artık yeni teknolojiler kullanarak...

‫لكن الآن، باستخدام تقنيات جديدة...‬

Ama artık... İlk defa olarak...

‫لكن الآن...‬ ‫لأول مرة...‬

Artık gündüz vardiyası işbaşı yapabilir.

‫يمكن أخيرًا لمناوبة النهار مباشرة عملها.‬

Artık arkada ne bırakacağımızı düşünmeliyiz.

لذلك علينا أن نفكّر فيما نتركه وراءنا.

şeyh şıh artık dediğim gibi

شيخ شيخ كما قلت الآن

Artık Karun'un hazinesi ülkemizde sergileniyordu

الآن تم عرض كنز كارون في بلادنا