Translation of "Yapılmış" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Yapılmış" in a sentence and their japanese translations:

Ev tuğladan yapılmış.

その家はレンガ作りだ。

O deriden yapılmış.

それは皮でできています。

Sandalye tahtadan yapılmış.

このいすは木で出来ている。

Köprü demirden yapılmış.

この橋は鉄製です。

Bu bilet kâğıttan yapılmış.

このチケットは紙でできている。

Japonya'da yapılmış arabaya bakın.

日本製の車を見て下さい。

Bu ev taştan yapılmış.

この家は石で出来ている。

Bütün giysilerim özel yapılmış.

私の服はすべて注文で作らせる。

İşlerinizi yarım yapılmış bırakmayın.

物事は中途半端にするなかれ。

O oyuncak tahtadan yapılmış.

その玩具は木製だ。

Bir asırdan daha önce yapılmış,

1世紀以上前に

Onlar kaba kahverengi deriden yapılmış.

それらはざらざらした茶色の革で作られていた。

Bu şehirde bir demiryolu yapılmış.

鉄道がこの街に敷設された。

Prinçten yapılmış eski çaydanlığımı seviyorum.

私は古い真鍮のティーポットが好きです。

Bu peynir keçi sütünden yapılmış.

- このチーズは山羊乳で作られている。
- このチーズはヤギのミルクで作られている。

Su renklerinde yapılmış resmi severim.

私は水彩画が好きです。

Bu, Japonya'da yapılmış bir kamera.

これは日本で作られたカメラだ。

Bu resim kim tarafından yapılmış?

- この絵は誰によって描かれましたか。
- この絵は誰が描いたのですか。

Pamuktan yapılmış bluzları tercih ediyorum.

私は綿製のブラウスの方が好きだ。

Yani bu da insanlar için yapılmış

これは この場所が長い年月の間

- Sandalyeler ahşaptan yapılmıştır.
- Sandalyeler tahtadan yapılmış.

そのいすは木でできている。

O, çelikten yapılmış bir bağaja sahiptir.

彼は握力がとても強い。

Ondan yapılmış bir yedek anahtarı vardı.

彼はその鍵で合鍵を作らせた。

Umeshu erikten yapılmış bir Japon likörüdür.

- 梅酒は、梅から作った日本のリキュールです。
- 梅酒って、梅を使った和リキュールなんだ。
- 梅酒はね、梅で作る和風リキュールのことだよ。

John, Japonya'da yapılmış bir arabaya sahiptir.

ジョンは日本製の車をもっている。

Bu, İngiltere'de yapılmış bir kahve fincanı.

これは英国製のコーヒーカップです。

Bu, plastikten yapılmış bir resim çerçevesi.

これはプラスチック製の額縁です。

- Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
- Bu malzemeden yapılmış bir takım elbise istiyorum.

この生地で洋服を作ってください。

Kutu, zihniniz için sınırlardan yapılmış bir sistemdir.

箱というのは 思考の枠組みで 「限界」というもので形作られています

Yanında durduğumuz göl, saf pil asidinden yapılmış.

私達の脇にある湖は バッテリー液並の酸です

Allah aşkına neden yeni yapılmış evini sattın?

一体全体どうして新築した家を売ってしまったのですか。

İtalya'da yapılmış bu kot pantolon oldukça pahalı.

イタリー製なので、このジーンズはとても値段が高かった。

- Bu vazo demirden yapılmış.
- Bu vazo demirden.

この花瓶は鉄で出来ている。

Bu, Picasso tarafından yapılmış gerçek bir resimdir.

これはピカソの本物の絵だ。

Şu ikisi birbirleri için yapılmış gibi görünüyor.

あの2人は相性がいいようだ。

O, bana deriden yapılmış bir çanta verdi.

彼女は革製のハンドバッグをくれた。

O, üçü Çin'de yapılmış dört tane bebek aldı.

彼は人形を4つ買ったが3つは中国のものだった。

Aşk pek çok kişinin acılarından yapılmış bir haptır.

恋は多く人生の苦痛を包むオブラートなり。

Siz ve benden tamamen farklı bir şeyden yapılmış olduğuydu.

私たち人間を構成している物質とは 全く異なっています

Bir plastik bardak gerçek camdan yapılmış olanından daha iyidir.

プラスチック製コップは本物のガラス製のコップより良い。

Bir plastik bardak, gerçek camdan yapılmış olandan daha iyidir.

プラスチック製コップは本物のガラス製のコップより良い。

Leonardo da Vinci tarafından yapılmış yaklaşık 900 eskiz kalmıştır.

レオナルド・ダ・ヴィンチの美術素描は約900点現存しています。

En dikkatli şekilde yapılmış planlar bile sık sık başarısızlıkla sonuçlanır.

この上なく入念に準備した計画でもしばしば失敗する。

Tom gerçekten pahalı, iyi yapılmış bir çift ayakkabı satın aldı.

トムはとても高級な、丁寧な作りの靴を購入した。

Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir.

家は堅固なセメントの基盤の上に建てられる。

Bu oymacılık bıçağı, ünlü bir demirci tarafından yapılmış bir bıçaktır.

この包丁・・・有名な刀匠が作ったものなんです。

- Bu, bu orkestranın beşinci konseri.
- Bu orkestra tarafından yapılmış beşinci konser.

これはオーケストラの5回目の演奏会です。

Geçen gün o benim için kanguru derisinden yapılmış bir cüzdan aldı.

この間はカンガルーの皮の財布を土産に買ってきてくれた。

- Bu sandalye plastikten yapılmıştır.
- Bu sandalye plastik.
- Bu sandalye plastikten yapılmış.

この椅子はプラスチックからできている。

Yeni 'Blok II' modelinde yanmaz kablolar ve yanmaz kumaştan yapılmış boşluklar vardı

新しい「ブロックII」モデルには、不燃性の 布で 作られた耐火配線と宇宙服がありました

Sağlıklı kalmanın tek yolu telaffuz edilemeyen maddelerden yapılmış bir yiyeceği yemekten kaçınmaktır.

健康法の一つに、発音できない原材料を含む食品は一切口にしない、というものがあるらしい。