Translation of "özel" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "özel" in a sentence and their japanese translations:

Özel vakıflar,

私設の財団や 助成金や

Özel konuşabilir miyiz?

話があるんだけど。

Özel işlere karışmayın.

私事に口出しするな。

Patronun özel sekreteridir.

- 彼は社長の鞄持ちだ。
- 彼は社長の個人秘書だ。

- Özel bir şey değil.
- Özel bir şey yok.

いや特にないわ。

Özel bir yetenekle donatılmıştır.

彼女は特別な才能を持っている。

Özel bir amacı yok.

彼にははっきりした目的がない。

Bu özel bir durum.

今回は特別な行事なんです。

Özel üniversitelerin sayısı arttı.

私立大学の数が増えた。

Özel olarak konuşabilir miyiz?

内々に話ができないかな?

Oraya özel olarak gittim.

私は内緒でそこへ行った。

Tom'un özel koruması var.

トムには個人的なボディガードがいる。

Özel lezzet neye benziyor?

スペシャルというのはどんな味ですか。

Bunu özel ulakla gönderin.

これを速達で出してください。

Noel özel bir tatildir.

クリスマスは特別な休日だ。

Bütün giysilerim özel yapılmış.

私の服はすべて注文で作らせる。

Özel bir soru sormak istedik:

私達には知りたいことがありました

Bir şekilde özel değil miyim?

自分は特別ではないの?

Kaleci olduğunuzda özel formanızı giyersiniz

というのも キーパーになれば 特別なユニフォームが貰え

Kaktüslere geceleyin özel destek gerekir.

‎夜行性の生物の助けが要る

Biz, özel teçhizat olmadan göremiyoruz.

‎人間の肉眼には見えない

Sadece birkaç özel yerde bulunur.

‎沿岸部の限られた地域に ‎生息する

Onun özel bir yanı var.

‎彼女には何かを感じた

Basın onun özel hayatıyla ilgileniyor.

記者たちは彼の私生活に関心を持っている。

Sadece özel günlerde ıstakoz yeriz.

ロブスターは特別な場合にしか食べない。

Laura elbiseleri hakkında çok özel.

ローラは自分が着る着物には特にうるさい。

Bu özel konuyu neden seçtiniz?

なぜその題を選んだのか。

Onun özel arkadaşım olduğunu düşündüm.

彼女は私の特別な友人だと思っていた。

O, özel piyano dersleri alır.

彼女はピアノの個人教授を受けている。

Özel durumlar dışında asla içmez.

彼は特別な場合を除いては決して酒を飲まない。

Onun özel arkadaşım olduğunu sanmıştım.

彼は私の特別な友人だと思っていた。

O özel mülkümüze izinsiz giriyor.

彼はわれわれの私有地に不法侵入している、無断で通っている。

Özel bir sergin var mı?

特別展をやってますか。

Özel olarak bir ağrım yok.

特に痛みはありません。

Onu özel ulak yapabilir misiniz?

速達にしてくれませんか。

O, özel bir ödülle ödüllendirildi.

彼には特別賞が与えられた。

Köri özel bir şey değildi.

カレーはまあまあでした。

Sizinle özel olarak konuşabilir miyim?

二人きりで話をしてもいいですか。

Seninle özel olarak konuşmak istiyorum.

二人だけで話があります。

Söyleyecek özel bir şeyim yok.

- 私は特に言うことはない。
- 特に何も言うことはありません。

Benim özel hayatıma burnunu sokma.

私生活を詮索しないでよ。

Özel bir şey yapıyor musun?

何か特別なことやるの。

Özel bir şekilde iyi hissediyorum.

私は特別気持ちがいい。

Özel olarak bir şey yapmadık.

私たちは特に何もしなかった。

Tom özel bir dedektif kiraladı.

トムは私立探偵を雇った。

Özel bir kompartıman ayırtmak istiyorum.

個室を予約したいのですが?

Bu çok özel bir soru.

それはとても具体的な質問です。

Lütfen bunu özel ulakla gönderin.

これを速達で送って下さい。

Bu bir özel ulak mıdır?

これは急行ですか。

Özel meselelerimizi ulu orta konuşmayalım.

うちの恥をさらすな。

Bir özel lise öğrencisi misiniz?

あなたは、私立高校の生徒ですか。

Onu özel nedenlerle geri çevirdi.

私は個人的な理由でそれを断った。

Seyahatlerimizi özel ve farklı şekilde yakaladık.

特別で少しユニークな方法で 旅を撮りました

Bitkinin büyümesi için özel hazırlanmış lazerler,

植物育成に最適化されたレーザーの開発

Ben sizinle özel olarak konuşmak istiyorum.

君にちょっと話がある。

İnsanların özel mektuplarını izin olmadan okumamalısın.

許可なしで他人の私的な手紙を読むべきではない。

Bill özel bir ödül için seçildi.

ビルが特別賞に選ばれた。

Ayrıcalık özel olarak kadın için ayrılmıştır.

その特権はもっぱらご婦人だけに限られている。

Komite üyesi, özel hayatında bir dişçidir.

その委員は私生活においては歯科医である。

Özel haber nedeniyle televizyon programı kesildi.

そのテレビ番組は特別ニュースのために中断された。

O, konuyu bana özel olarak anlattı.

彼はそのことを私にこっそり話してくれた。

İthal otomobillere özel bir vergi koyuldu.

特別の税が輸入された自動車に課せられた。

Lütfen onu özel ulak ile gönderin.

- 速達便でお願いします。
- 速達でお願いします。

Sana özel bir şey söylemek istiyorum.

あなたに折り入ってお話したいことがあるのですが。

Onun kitabı özel övgü için seçildi.

彼の本が選ばれて特に高い評価を受けた。

İstediğin özel bir şey var mı?

何か特に欲しいものある?

Bu biletle özel sergiyi görebilir miyim?

この切符で特別展をみられますか。

Aklınızda özel bir şey var mı?

あなたは何か特に考えていることがありますか。

Özel sağlık sigortası poliçen var mı?

個人医療保険に入ってますか?

Özel bir görev için Avrupa'ya gönderildi.

彼は特別な任務でヨーロッパに派遣された。

Diyecek özel bir şeyiniz var mı?

何か特に言う事がありますか。

Şimdi söyleyecek özel bir şeyim yok.

- 私は今話したいことは特にない。
- 今は特に言うことはないよ。

Tom, özel hayatı hakkında konuşmak istemiyor.

トムさん私生活のことを話したくないんです。

Sen o kadar da özel değilsin.

あなたは別に特別じゃない。

- Konu hakkında sizinle özel olarak konuşabilir miyim?
- Konu hakkında seninle özel olarak konuşabilir miyim?

- 二人だけでお話ししたいのですが。
- その件について二人だけでお話ししたいのですが。

Senden çok özel bir iyilik isteyebilir miyim?

折り入ってお願いしたいことがあるのですが。

Böyle yapmak için özel bir nedenim yok.

私にはそうする特別な理由は何も無い。

Onlar yaşlı insanların özel ihtiyaçlarını dikkate alamadılar.

- 彼らは老人達が特に必要なものを考慮に入れなかった。
- 彼らは高齢者特有のニーズを考慮に入れるのを怠った。

Diğer üç kişi özel övgü için seçildi.

- 特別に賞賛すべき人として、他に3人の人が選出された。
- 特別に賞賛すべき人物として、他に3人の人が選出された。

İlgilendiğin herhangi bir özel renk var mı?

特にお好みの色とかおありですか。

Saatim geri kaldığı için özel ekspresi kaçırdım.

時計がおくれていたので、私は特急にのりそこねた。

Yılbaşı için özel bir şey yapıyor musunuz?

大晦日には何か特別かことをするの?

Oraya gitmek için özel bir nedeni yoktu.

彼にはそこへいく特別の理由はなかった。

Gitmek istediğin özel bir yer var mı?

特別に行きたい場所はありますか?

Özel durumlar dışında Tom asla içki içmez.

トムは特別な時以外は酒は飲まないよ。

Vejetaryenler için özel bir menünüz var mı?

ベジタリアン用の特別メニューはありますか?

İlk siparişiniz% 5 oranında özel indirime tabidir.

初めてのご注文の場合には、5%の特別値引きをいたします。

Özel dedektifler tuhaf davaları araştırmak için kiralanırlar.

私立探偵たちがその変わった事件を調査するために雇われた。

Benim özel becerim herhangi bir yerde uyuyabilmektir.

特技はどこでも寝られることです。

Bu nokta özel bir vurguyu hak ediyor.

この点は特に強調する価値がある。

Bu mektup özel ve kimsenin okumasını istemiyorum.

この手紙は個人的なものであり、他の誰にも読まれたくない。

Kocasını izlemek için bir özel dedektif kiraladı.

彼女は夫を見張るため私立探偵を雇った。

Babam her zaman burnunu özel hayatıma sokuyor.

私の父はいつも私の私的な生活に干渉してばかりいる。

Sizin için özel bir şeyimiz var, efendim.

特別料理がございますが。

Japonlar din konusunda o kadar özel değiller.

日本人はあまり宗教にはこだわらない。

Ben bu telefondan özel arama yapılmasına karşıyım.

私は彼がこの電話を私的用件で使うのがいやだ。

Dün gece özel bir ön gösterim vardı.

昨日の夜、特別試写会があった。

Bu vergi tüm özel sektör işletmelerine uygulanır.

今度の税金は全ての民間企業に適用される。

Ailecek, babamın buluşlarına karşı özel bir sevgimiz var.

私たち家族は父の発明を 誇りに思っていて