Translation of "Vermeyi" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Vermeyi" in a sentence and their japanese translations:

Mola vermeyi tavsiye ederim.

休みを取ることをお薦めします。

Mektuba cevap vermeyi unutma.

手紙の返事をお忘れなく。

Johnsonlar parti vermeyi severler.

ジョンソン一家はパーティーをするのが大好きだ。

Ona mesajı vermeyi unuttum.

- 私は彼に伝言するのを忘れました。
- 私は彼に伝言を伝えるのを忘れていました。

Sözlüğümü geri vermeyi unuttu.

彼は私の辞書を返すのを忘れた。

Soruya cevap vermeyi reddediyorum.

私はその質問に答えることを拒否する。

Kendimizi tamamen bir şeye vermeyi

何かに対し完全に自分を投げ出す それほどの使命感を見つけ出す

Muhabir kaynaklarının adını vermeyi reddetti.

記者はその情報源を明かすことを拒んだ。

Soruya cevap vermeyi kolay buldum.

- その問題は解いてみると簡単でした。
- その問いに答えるのは容易だ。
- その問題に答えるのは簡単だと思った。

Mutsuz ilişkimize son vermeyi umuyorum.

僕たちの不幸な関係を終わりにしたいと僕は望んでいるのです。

O bir parti vermeyi önerdi.

彼女はパーティーを開くことを提案した。

O mektuba cevap vermeyi erteledi.

- 彼はその手紙の返事を書くのをのばした。
- 彼はその手紙の返事を引き延ばした。

O onlara bilgi vermeyi reddetti.

彼は彼らにその情報を提供するのを拒否した。

Ona ödünç para vermeyi önerdim.

私は彼女にお金を貸そうと申し出た。

Onun mektubuna cevap vermeyi unutma.

彼の手紙に返事を出すことを忘れるな。

Sana telefon numaramı vermeyi unuttum.

電話番号教えるの忘れてたよ。

Bankalar endüstriyel boçlulara kredi vermeyi kesiyor.

銀行は産業向け貸出を減らしている。

Sevgililer Günü'nde onlara çikolata vermeyi durduracağız.

バレンタインにみんなにチョコレートをあげるのはやめよう。

Tom parayı bana ödünç vermeyi önerdi.

トムは私に金を貸そうと申し出た。

Aileme ve arkadaşlarıma hediyeler vermeyi seviyorum.

私は家族や友人に贈り物をするのが好きです。

Okula giderken mektubu postaya vermeyi unutma.

学校へ行く途中忘れずに手紙を投函してね。

Kitabını bana ödünç vermeyi lütfeder misin?

私にあなたの本を貸していただけませんか。

Arayan kişi bize adını vermeyi reddetti.

電話をかけた者は名前を教えるのを拒否した。

Hangisini alacağımıza karar vermeyi zor buluyoruz.

- どちらを買うべきかを決めることは、むずかしいと我々は感じている。
- どちらを購入するかの決定が難しいことだとわかってきた。

Bana iş vermeyi kabul eden birini buldum

なんとか仕事をくれる人も見つけて

Fiyatı% 5 düşürürseniz yalnızca sipariş vermeyi düşünüyoruz.

それの価格を5%値引きしていただけるのでしたら、発注しようと思います。

Bu parayı ona geri vermeyi unutmamam lâzım.

彼にお金を返すのを忘れないようにしないと。

Saksafonumu bir hediye olarak Tom'a vermeyi düşündüm.

私のサックスをトムにプレゼントしようかと考えていた。

Ben, bu soruya cevap vermeyi kolay buldum.

私はこの質問に答えるのはやさしいとわかった。

Tom için bir doğum günü partisi vermeyi planlıyoruz.

トムの誕生パーティーを開く予定だ。

Gelecek haftaya kadar nihai kararı vermeyi ertelemek zorundasın.

私たちは最終決定を来週まで延期しなければならない。

Şu an için, bir karar vermeyi ertelemek istiyoruz.

さしあたり私たちは決定することを延期したいと思う。

Karar vermeyi kontrol eden parçada gerçekleşiyor, dili değil.

辺縁系は意思決定を司り 言語には関与しません

Tenzing, bana evinde kalmayı ve iş vermeyi teklif etmişti.

テンジンは私を家に置いて 仕事をくれました

Gelecek pazar Bay Oka için bir parti vermeyi planlıyoruz.

来週の日曜日私たちは岡先生のためのパーティーをするつもりです。

Bir oda görevlisi bagajını taşıyorsa, ona bahşiş vermeyi unutma.

ポーターに荷物を運んでもらったら、チップを渡すのを忘れちゃだめだよ。

Yarın sabah okula giderken bu mektubu postaya vermeyi unutma lütfen.

明日学校に行く時、この手紙をポストに入れるのを忘れないようにね。

Çocuklar çok genç yaştan itibaren ritmik seslere cevap vermeyi öğrenirler.

子供はごく小さいときからリズミカルな音に反応することを身に付けていく。

- Sana o izlenimi vermeyi amaçlamamıştım.
- Sana o izlenimi vermek istememiştim.

そういう印象を与えるつもりではなかったんです。

Bunu kendileri kendilerine yapmadıkları sürece kendine zarar vermeyi kimsenin anlayabileceğini düşünmüyorum.

リスカしてる人の気持ちはしてる人にしか分かんないと思う。