Translation of "Mola" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Mola" in a sentence and their japanese translations:

Mola verebilirsin.

休憩していいよ。

Mola vermeliyim.

- 休憩しないと。
- 休憩しなきゃ。

- Neden mola vermiyoruz?
- Neden bir mola vermiyoruz?

一服しませんか?

Bir mola alalım.

- 一息いれようよ。
- さぁ、休憩をとろう。

Bana bir mola verin.

- 勘弁してくれ。
- 勘弁してよ。
- いいかげんにして。

Mola ne kadar sürer?

立ち寄り時間はどれくらいですか。

Ona bir mola ver!

- 彼にチャンスを与えてやれ!
- そっとしておやりなさいよ!

Mola vermeyi tavsiye ederim.

休みを取ることをお薦めします。

Kısa bir mola alacağım.

私はこれから少し休憩します。

Lütfen bir mola alayım.

少し休ませてください。

Neden biraz mola almıyorsun?

- ちょっと一服しませんか?
- 少し休憩しようよ。
- 少し休憩しませんか?

- Mola bitti.
- Teneffüs bitti.

休みは終わった。

Şikago'da mola verebilir miyim?

シカゴで途中下車できますか。

Şimdi bir mola verelim.

ここで休憩にしましょう。

- On dakikalık bir mola alalım.
- 10 dakikalık bir mola alalım.

- 10分休憩しよう。
- 10分間、休憩をとりましょう。

mola odasına top çukuru koyma

休憩室にボールプールを 設置する寸前までいきました

Mola sırasında biraz kahve içelim.

休憩の間にコーヒーを飲みましょう。

Lütfen bana bir mola ver.

ちょっとかんべんしてよ。

Tren kısa bir mola verdi.

列車はほんのすこし停車した。

On dakikalık bir mola verelim.

10分間、休憩をとりましょう。

Tartışmada kısa bir mola vardı.

話し合いはちょっと中断した。

"Kısa bir mola verelim." dedi.

- 彼は少し休もうといった。
- 彼は少し休みましょうと提案した。

Bana burada bir mola ver.

もうここらでいい加減勘弁して。

Bir mola verelim, değil mi?

- 中休みをしようよ。
- 休憩しましょうか。

Neden şimdi bir mola vermiyorsun?

ここらで一服してはいかがですか?

Tokyo'ya giderken Osaka'da mola verdim.

私は東京へ行く途中大阪へ立ち寄った。

Tüm Rusya'ya mola vermeden gezdik.

ロシア全国を旅した。

Mola verelim ve bir film izleyelim.

映画でも見ていこうか。

Bana bir mola ver, ne dersin?

- ちょっと勘弁して下さい。
- ちょっと休ませてくれませんか。

O, küçük bir mola almamızı önerdi.

彼はちょっと小休止しようと提案した。

Çalışmalarımda bir mola sırasında televizyon izledim.

勉強の合間に私はテレビをみた。

Burada on dakikalık bir mola verelim.

ここらで10分、休憩しようじゃないか。

Mola vermeden saat ikiden beri yazı yazıyorum.

2時からずっと続けて書いている。

Kitaplarınızı mola anında okulda bırakırsanız, onlar toplatılırlar.

休み中に置き勉してると没収されるんだよな。

Bir mola verelim ve biraz çay içelim.

休憩してお茶を飲みましょう。

John, "Hey çocuklar, hadi bir mola verelim." dedi.

「みんなひと休みしようぜ」とジョンは言った。

İşin yarısını yaptım ve şimdi bir mola verebilirim.

仕事は半分終わった、やっと休憩できる。

Bütün sabah bu problem hakkında düşündün .Bir mola ver; öğle yemeğine git.

きみは午前中ずっとこの問題について考えてる。休憩しろ、お昼を食べに行ってこい。