Translation of "Satmak" in Japanese

0.003 sec.

Examples of using "Satmak" in a sentence and their japanese translations:

Bunu bugün satmak zorundayım.

今日売らなくちゃいけないんだ。

Ben arazimi satmak istiyorum.

私はその土地を処分したい。

Arabalar satmak benim işim.

車を売るのが私の仕事です。

Arabaları satmak benim işimdir.

車を売るのが私の仕事です。

Satıcı bir araba satmak istiyor.

ディーラーは車を売りたがっている。

O, satmak için söz verdi.

彼は売ると約束した。

O, satmak için sığır besler.

彼は市場に出す牛を育てている。

Arabamı satmak için reklam verdim.

車を売りますという広告を出した。

Komşularımız evlerini satmak zorunda kaldılar.

私たちの隣人は家を売らざるをえなかった。

Her şeyi satmak için onu kullanıyoruz.

性を使って あらゆる物を売り込みます

Bu kadar çalım satmak zorunda değilsin.

そんなに気取る必要はない。

Eski arabasını Kobe'deki bir adama satmak istiyor.

彼は自分の古い車を神戸にいる男性に売りたがっています。

Bay Hilton evini satmak isteyince gazeteye ilan verdi.

ヒルトン氏は家を売りたくなって新聞に広告をだした。

Evimi satmak zorunda olsam bile, işleri devam ettireceğim.

たとえ家を出る事になっても事業は続ける。

Bay Hilton evini satmak istediğinde gazeteye ilan verdi.

ヒルトン氏は家を売りたくなって新聞に広告をだした。

Biz uçaklarımız vardı ama onları satmak zorunda kaldık.

- 昔は、飛行機を持ってたけど、売らなきゃいけなかったんだ。
- 昔は、飛行機を持ってたんだが、手放す必要があったのさ。

Biz binayı satmak zorunda kaldık çünkü onu zararda işlettik.

長年の間赤字でその建物を経営したので売らねばならなかった。

- O kitaplarını elden çıkarmak istiyor.
- O, kitaplarını satmak istiyor.

彼は本を処分したく思っている。

İnsanların kişisel bilgilerini almak ve satmak önemli bir sorun oluyor.

個人情報の流出があちこちで起こって問題になった。

Bu malları yurt dışından ucuza alıyorlar ve daha sonra yurtta satmak için zam yapıyorlar.

彼らはこの品物を海外で安く買い付け、国内で高い値段をつけて売る。