Translation of "Kendisine" in Japanese

0.020 sec.

Examples of using "Kendisine" in a sentence and their japanese translations:

O, kendisine kızmıştı.

彼は自分自身に腹を立てていた。

Çalışanları kendisine ulaşamaz.

彼は従業員と打ち解けない。

Sırrı kendisine sakladı.

彼は秘密を自分の胸に秘めていた。

Kendisine saldıranı yere devirdi.

彼は襲撃者を格闘して地面に倒した。

Kendisine büyük odayı aldı.

彼女はその広い部屋を独り占めした。

Bir bebek kendisine bakamaz.

赤ん坊は自分の世話が出来ない。

Büyük odayı kendisine aldı.

彼はその大きな部屋を独占している。

Bahçede kardeşine kendisine yardım ettirdi.

彼は庭の手入れをするのをお兄さんに手伝ってもらった。

Haberi biliyordu ama kendisine sakladı.

彼はその知らせを知っていたが、自分の胸にしまっておいた。

Hiç kimse kendisine gülünmesinden hoşlanmaz.

- だれでも笑われるのは好きでない。
- 誰だって笑いものにされるのは嫌だよ。

Onun kendisine büyük güveni var.

- 彼はなかなか自信が強い。
- 彼はかなりの自信家だ。

Haziran 2015'te kendisine psilosibin verildi.

2015年7月 シロサイビンが投与され

Annesinden kendisine eşlik etmesini rica etti.

娘は母親に同行して欲しいと頼んだ。

Tom kendisine yardım edecek birini bulamadı.

トムさんは手伝ってくれる人を見つかりませんでした。

Kendisine ait büyük bir odası var.

彼女は大きな部屋を一人占めしている。

Sam büyürken kendisine “Erkekler ağlamaz” dendiğini hatırlıyordu.

サムは「男の子は泣かない」と言われて育ち

Daha sonra kendisine Zaragoza Kuşatması'nın komutası verildi.

その後、彼はサラゴサ包囲戦の指揮を執られました。

Her ülkenin kendisine ait bir bayrağı var.

どの国にも国旗がある。

Kendisine bir bisiklet alması için babasına yalvardı.

彼は父親に自転車を買ってくれとせがんだ。

Birdenbire, Jack kendisine ne olduğunu fark etti.

突然ジャックは自分に何が起こったか悟った。

Mayıs 2015'te, Imperial College’da kendisine psilosibin verildi.

2015年5月に インペリアルカレッジで シロサイビンを処方されました

Küçük çocuk babası tarafından kendisine verilen parayı kaybetti.

その小さな男の子は父親からもらったお金をなくしてしまった。

Başkaları hakkında kötü konuşmamayı kendisine prensip olarak benimsemektedir.

彼は他人の悪口は決して言わないことにしている。

Profesör Tanaka birinin kendisine çalışmasında yardım etmesini istiyor.

田中教授は彼の研究を手伝ってくれる人を求めている。

Karısı dışarıda olduğu için, kendisine akşam yemeği pişirdi.

妻が家を留守にしたので、彼は一人で夕食を作った。

Kendisine psilosibin verilmesinin ardından büyük bir fıçı fark etti.

シロサイビンを服用した時 ジョンは巨大な樽を見ました

Çoğu Japon şirketinde, sadece birkaç yöneticinin kendisine ait bir odası vardır.

ほとんどの日本の企業では、少数の重役だけが自分の部屋を持っている。

Napolyon, Berthier'in 1815'te kendisine tekrar katılmasını beklemişti ve yokluğundan çok korkuyordu, "

と信じている人もいます 。 ナポレオンは1815年にベルティエが再び彼に加わることを期待して おり 、「私は

Adrasteya Jüpiter'in 39 uydusundan biridir ve Jüpiter'in kendisine en yakın ikinci gezegendir.

アドラステアは木星の39個の衛星のうちの一つで、木星から2番目に近い衛星です。

Ben, o kızın kendisine yeni bir görünüm vermek için saçını kestiğini düşünüyorum.

あの子、髪を切ってイメージチェンジしたのかな。

Bob topladığı pulların neredeyse tümünü Tina'ya verdi ve kendisine sadece birkaç tane ayırdı.

ボブは集めた切手をほとんど全部ティナにあげて、ほんのすこしだけ自分のためにとっておきました。

George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti.

ジョージはとても疲れていたので、医者は彼にもっとよく体に気をつけるようにと忠告した。

Oraya vardığı andan itibaren, eve ne zaman gidebileceğini kendisine söylemesi için doktoru rahatsız etmeye devam etti.

彼は入院した瞬間から、いつ家に戻れるか教えてほしいと主治医に尋ね、困らせ続けた。

İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti.

兄が急逝したのは2年前、義姉は一人兄の遺した小さな宝飾店を健気に守ってきた。