Translation of "Kadınlar" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Kadınlar" in a sentence and their japanese translations:

Kadınlar güzeldir.

女の人は奇麗です。

- Kadınlar konuşmayı sever.
- Kadınlar konuşmayı severler.

女はしゃべることが好きだ。

- Kadınlar ondan hoşlanmadılar.
- Kadınlar onu umursamadı.

彼は女に好かれなかった。

"Kadınlar, oldukları gibi?"

「女性が自分らしく?」

Kadınlar, sanat ürünüdür.

女性は1人1人が芸術品です

Bunlar inanılmaz kadınlar.

とてつもなく素晴らしい女性たちです

Kadınlar çok destekleyiciler.

その女性は非常に協力的である。

Kadınlar amaçlarına ulaştılar.

彼女たちは目標を達成した。

Erkekler ve kadınlar farklı.

男性と女性は違います

Kadınlar bir kütüphanenin önünde.

その女性達は図書館のまえにいる。

Kadınlar her şeyi paylaşırlar.

女たちは何でも共有している。

Kadınlar renkli şemsiyeleri severler.

女性はカラフルな傘を好む。

- Uluslararası Kadınlar Günü kutlu olsun!
- Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun!

- 国際女性の日おめでとう!
- 国際女性の日おめでとうございます!

Kendilerine ait kıvrımları olan kadınlar.

「自分自身のスタイルを持つ女性」と

Erkekler ve kadınlar savaşa gittiler.

男も女も戦争に参加した。

Şu kadınlar konuşamayacak kadar şaşkındılar.

その婦人はあまりに驚いて口もきけなかったほどである。

Kadınlar için eşit hakları savundu.

彼女は女性差別撤廃を主張した。

Kadınlar da seks yapmak ister.

女性だってエッチしたい。

Kadınlar gözlemler ve erkekler düşünür.

女は観察し、男は判断する。

Kadınlar olmadan dünya nasıl olurdu?

女性がいなければ世界はどうなっていただろう。

İlk önce kadınlar ve çocuklar!

女と子どもが先だ。

Kadınlar bu ülkede siyaset konuşmazdı.

昔、この国では女性は政治の話をしなかった。

Kadınlar her zaman şapkalar alıyorlar.

女って帽子を買ってばかりいる。

"Kadınlar erkeklerde ne arar?" diye sordum.

「女性は男性に何を求めているの?」

Beni neden sadece kadınlar takip ediyor?

どうして女性しか 私をフォローしていないのでしょう?

Kadınlar erkeklerden daha uzun yaşama eğilimindedir.

女性は男性より長生きする傾向がある。

Kadınlar tuvaleti nerede? Ellerimi yıkamak istiyorum.

女子用トイレはどこですか。私は手を洗いたい。

Mağaza, kadınlar için pahalı aksesuarlar satar.

その店では女性用の高価なアクセサリーを売っている。

Kadınlar birçok defa başlarıyla birbirlerini selamladı.

その女の人たちはお互いに何度も頭を下げました。

Erkekler ve kadınlar birbirlerine saygı duymalıdır.

男女はお互いに尊敬しあわなければならない。

Gebe kadınlar genellikle sabah bulantısı geçirirler.

妊婦はたいてい、悪阻を経験する。

Kadınlar fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüzdür.

女性は体力的には男性より弱い。

Kadınlar genellikle erkeklerden daha uzun yaşar.

- 女性は通常男性よりも長生きする。
- 女性は一般に男性より長生きする。

Kadınlar çoğunlukla erkeklerden daha uzun yaşıyorlar.

女性は通常男性よりも長生きする。

Kadınlar niçin böyle can sıkıcı varlıklardır.

女ってなんであんなにめんどくさい生き物なんだろう。

Kadınlar bize yiyecek çok şey verdi.

彼女たちは私たちに食べるものをたくさんくれた。

Tom ne tür kadınlar modasını sever?

トムは女性のどんなファッションが好き?

Bu kitap kadınlar arasında çok popüler.

この本は女性にとって人気がある。

Erkekler ev yapar, kadınlar yuva yapar.

- 夫は家を作り、妻は家庭を作る。
- 男は家を造り女は家庭を作る。

- Genel olarak, kadınlar erkeklerden daha uzun yaşarlar.
- Genel olarak konuşulursa, kadınlar erkeklerden daha uzun yaşarlar.

- 概して言えば、女性は男性より長生きだ。
- 一般的に言って女性は男性よりも長く生きる。
- 一般的に言って、女性は男性より長生きである。
- 一般的に言えば、男より女が長生きをする。
- 一般的に言えば、女性は男性よりも長生きしている。
- 一般的に言うと、女性は男性よりも長生きする。

Ve kadınlar olarak bunu her gün yaşıyoruz.

このやりとりは女性の体内で 毎日起こっています

Kadınlar erkeklerden daha düşük bir maaşla çalıştırılırlar.

- 女性は男性より安い給料で雇われている。
- 女性は男性よりも低い給料で雇われている。

Her nedense kadınlar ondan hoşlanıyor gibi görünüyor.

どういう理由だか女達は彼が好きなようだ。

Çoğu ülkede kadınlar erkeklerden daha uzun yaşarlar.

たいていの国では女性は男性より長生きだ。

Kadınlar genel olarak erkeklerden daha uzun yaşamaktadır.

- 女性はふつう男性より長生きする。
- 女の人は一般的に男の人より長生き。

Erkeklerden daha çok kadınlar yalancı şahitlik yaparlar.

男性よりも女性のほうが偽証罪を犯す。

Kadınlar kişisel ilişkileri sürdürmek için konuşmayı kullanırlar.

女性は人間関係を維持するためにお喋りを利用する。

Bazı kadınlar kadınsıdan daha çok erkeksi görünüyor.

中には女性的であると言うよりも男性的に見える女性もいる。

O ülkedeki kadınlar özgürlükleri için mücadele ediyorlar.

あの国の女は自由のために戦っている。

Genel olarak kadınlar erkeklerden daha uzun yaşar.

女の人は一般的に男の人より長生き。

Bu kasabadaki kadınlar evlerine çiçek koymak isterler.

この町の女性は家の中に置いておく花を欲しがるでしょう。

Bu şirkette erkeklerden daha çok kadınlar var.

この会社は女性の方が男性より数が多い。

- Kadınların gözleri kolayca dolar.
- Kadınlar kolayca duygulanırlar.

女性は涙もろい。

Belli ki o erkekler ve kadınlar için farklı.

そこらへんは、男子と女子とでは違うんだってば。

Şu kadınlar o kadar şaşırmışlardı ki onlar konuşamadılar.

その婦人はあまりに驚いて口もきけなかったほどである。

Bay Eliot'un kız yeğeni bir kadınlar üniversitesine gidiyor.

エリオットさんの姪は女子大学に通っている。

Kadınlar bütün erkekler aynıdır dediğinde bundan nefret ediyorum.

- 男はみんな同じと言う女性は大嫌いだ。
- 女が男はみんな同じって言うのは大嫌いだ。

Genellikle kadınlar erkeklerden on yıl daha uzun yaşıyorlar.

一般的に言えば、女性は男性よりほぼ10年長生きする。

Genel olarak konuşulursa, kadınlar erkeklerden daha iyi dilcidirler.

概して女性のほうが男性より語学が得意だ。

Tom erkeklerin kadınlar üzerinde hakimiyet kurması gerektiğine inanır.

トムは男尊女卑思想の持ち主だ。

Günümüzde evlilik, kadınlar için mutlaka bir zorunluluk değil.

結婚は女性にとって必ずしも当たり前のものではなくなってきている。

Tüm dünyada kadınlar daha önemli sorunlarla ilgilenmiyorlar mı?" dedi.

世界では女性達はもっと重要な問題に 取り組んでいるのでは?」

Kadınlar genellikle erkeklerin yaşadığından 10 yıl daha uzun yaşarlar.

- 一般的に言えば、女性は男性よりほぼ10年長生きする。
- 女性はたいてい男性より10年寿命が長い。

Bir araştırmaya göre, büyük kadınlar ikizleri olmaya daha yatkındır.

ある研究によれば、大柄な女性は双子を生む傾向がより強い。

Benim yerime ona söyleyin lütfen. ( O = Kadınlar için o )

私の代わりに彼女に言ってください。

Genel olarak, kadınlar erkeklerden yaklaşık on yıl daha uzun yaşarlar.

一般的に言えば、女性は男性よりほぼ10年長生きする。

Orta yaşlı kadınlar yol boyunca yüksek sesle konuşmaya devam ettiler.

その中年女性たちは途中ずっと大声で話しつづけていた。

Eh, o bölgede, tabii ki işler erkekler ve kadınlar için farklıdır.

そこらへんは、男子と女子とでは違うんだってば。

Japonya'da istihdam imkanları kadınlar için erkekler için olduğundan önemli ölçüde düşüktür.

日本では女性の雇用機会は男性よりも決定的に低い。

Kadınlar ve erkekler arasında hiçbir eşitsizliğin var olmasına izin verilmemesi gerekir.

男女間に不均等が存在することは許されるべきではない。

Bölüm şefi birdenbire söyledi: "Kadınlar ve et, onları biraz kokmuş severim."

「女も肉も腐りがけが美味い」と課長はいきなり言いだした。

Disney filmlerini sevdiğini iddia eden kadınlar, birçok durumda zihinsel olarak acı çekiyorlar.

ディズニー好きを公言している女は,多くの場合精神を病んでいる。

25 ve 54 yaşları arasındaki erkekler ve kadınlar en stresli yaşamlara sahiptir.

最もストレスの多い人たちは、25歳から54歳までの男女である。

Ken'ichi tarafından yapılan düzenlemeler sayesinde, kadınlar kasaba civarında çalışmak için değişik yerler buldu.

彼女たちは、健一のはからいで、町の様々な場所で働くことになった。

Güzel kadınlar genç ölür- ya da öylesine demişler. Eğer öyleyse benim karım uzun bir hayat yaşayacak.

美人薄命とはいうけれど。ということは、内のかみさんは長生きだな。

- Karılar genellikle kocalardan daha uzun yaşarlar.
- Kadınlar genellikle kocalarından daha uzun yaşar.
- Kadınların ömrü genellikle eşlerinden uzun olur.

妻は夫より長生きするものだ。