Translation of "Farklı" in Chinese

0.005 sec.

Examples of using "Farklı" in a sentence and their chinese translations:

Bu konuda farklı kişilerden farklı cevaplar alacaksınız,

你会从不同人身上得到不同的答案,

Göründüğünden daha farklı.

她不是她看起来的那样。

Neden farklı olmalı?

为什么它应该要变得不一样?

Beklediğimden gerçekten farklı.

這真的跟我所預期的不同。

Sizin yöntem benimkinden farklı.

你的方法和我的不一樣。

Benim düşüncem sizinkinden farklı.

我的看法跟你的不同。

Bu tabloların boyutları farklı.

這些畫的尺寸不一樣。

Bu defa o farklı.

- 這次不一樣。
- 这一次不一样。

O şimdi çok farklı.

现在真是不一样了。

İşler şimdi bütünüyle farklı.

現在全都不一樣了。

Farklı dilleri öğrenmeyi seviyorum.

我喜欢学习各种各样的语言。

- Benim görüşüm sizinkinden tamamen farklı.
- Benim görüşüm seninkinden tamamen farklı.

我的意見與您大相逕庭。

Bu soruna farklı açılardan yaklaşmalıyız.

我們應該用各種不同的角度看待此問題

Biz farklı konular hakkında konuştuk.

我們談了各種話題。

Bana farklı bir örnek ver.

给我另一个例子。

Onlar kazanın farklı versiyonlarını verdiler.

人们对于这场事故有很多种说法。

O çok farklı metotlar denedi.

他嘗試了許多不同的方法。

Dünyada birçok farklı halk vardır.

世界上有很多不同的民族。

Bu yıl farklı olacak mı?

今年将会不同以往吗?

Avrupa'da birçok farklı insanlar var.

在欧洲有许多不同的人。

İki erkek kardeş görünümde oldukça farklı.

哥哥和弟弟的樣子一點也不像。

Bilmek ve yapmak iki farklı şeydir.

知道和行动是两回事。

Bu defa onun farklı olmasını istiyorum.

我想让这次变得不一样。

Bu ceketin farklı renkleri var mı?

你有不同顏色的外套嗎?

Kate'in sesi diğer kızlarınkinden açıkça farklı.

Kate 的聲音明顯和其它女孩不同。

Perdeleri değiştirmemden sonra oda farklı görünüyor.

我換了窗簾後,房間看起來不同了。

Çin bana birçok farklı izlenimler verir.

中国给我许多不同的印象。

Kaç tane farklı okula devam ettin?

你上了几所学校?

- 25 yaşına kadar beş farklı ülkede yaşamıştı.
- 25'ine geldiğinde beş farklı ülkede yaşamıştı.

她二十五歲時已經在五個不同的國家住過。

- 25 yaşına gelinceye kadar beş farklı ülkede yaşadı.
- 25'ine geldiğinde beş farklı ülkede yaşamıştı.

她二十五歲時已經在五個不同的國家住過。

Bu yılın modaları geçen yılınkilerden tamamen farklı.

今年的时尚潮流完全不同于去年。

Hiç kimsenin üç farklı doğum tarihi olamaz.

三个不同的出生日期谁也不可能有。

Menüde kaç tane farklı pizza çeşidi var?

菜單上有多少種比薩?

Tom'un biraz farklı olduğunu her zaman düşündüm.

我以前总认为汤姆是有一些与众不同的。

Bu kent 10 yıl öncekinden oldukça farklı.

這鎮子跟十年前的它差別很大。

Tom durumu daha farklı şekilde ele almalıydı.

汤姆应该用别的方式处理这状况。

Biz sadece farklı sözcüklerle, aynı şey hakkında konuşuyoruz.

两个鸡巴炒菜,一个鸡巴味儿

Tarz güzel, ama farklı bir renginiz var mı?

款式很不錯,不過有沒有別的顏色?

Bazı dillerde bazı fiiller yüz farklı anlama sahip olabilir.

在一些语言中,部分动词可能会有上百种不同的意思。

- Tom farklı cevap verdi.
- Tom değişik bir cevap verdi.

湯姆給出了不同的答案。

Yılın aynı zamanında farklı yerlerdeki sıcaklık önemli ölçüde değişebilir.

不同的地方可以在同一时节有十分不同的温度。

Daha deneyimli bir avukat, dava ile farklı bir şekilde ilgilenirdi.

一个经验丰富的律师会以其它方法来处理这个情形的。

O, Los Angeles'ta iken, en az altı farklı işi vardı.

當她在洛杉磯的時候, 她至少有六份工作。

- Bana bir örnek daha ver.
- Bana farklı bir örnek ver.

给我另一个例子。

Allah tüm insanları eşit yarattı ama insanlar farklı olarak düşünüyor.

神平等造人而人心各异。

Haklı olabilirsin, ama bizim çok az farklı bir görüşümüz var.

也许你是对的,但我们的意见稍微有所不同。

- Günümüz insanları daha değişik düşünüyor.
- Çağımız insanlarının düşünceleri daha farklı.

现代的人想法不同。

Ve sadece bahar tatili için seyahat ediyorsanız bunun farklı olduğunu düşünebilirsiniz,

而且你可能会认为这跟放假旅行不一样

Bir kişi zengin ya da fakir olup olmadığına göre işleri farklı görür.

- 每一個人對事情的看法不同是依據他們是富有還是貧窮。
- 人們看待事情的角度不同取決於他們是富裕或貧窮。

İnsanlar zengin ya da fakir olmalarına bağlı olarak işlere farklı olarak bakarlar.

人們看待事情的角度不同取決於他們是富裕或貧窮。

Bir insan zengin ya da fakir olup olmamasına göre işleri farklı görür.

每個人對事情有不同的觀點是根據他是富裕的還是貧窮的。

Oxford İngilizce sözlüğüne göre 'set' kelimesinin 430 farklı anlamı ya da manası var.

根據牛津英語詞典,「set」這個字一共有四百三十個不同的意思。

Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.

老师又说,她的婚礼跟别人不一样,我们问怎么不一样,老师不说。