Translation of "Farklı" in Arabic

0.034 sec.

Examples of using "Farklı" in a sentence and their arabic translations:

Farklı hormonlarımız, farklı cinsel organlarımız

كل منا لديه هرمونات مختلفة، أعضاء مختلفة،

Pek çoğumuz farklı formulleri, farklı dozajları ve farklı zamanlamaları

ويعمل الكثير منا على اختبار تركيبات مختلفة

Farklı davranabilirsiniz.

وتصبح مختلفة جدًا في أحيان أخرى.

Oldukça farklı

مختلفا تماما

Birazcık farklı

فرق بسيط

Farklı konumlardan

من مواقع مختلفة

Farklı beyin hücreleri labirentin farklı kısımlarını kodlardı.

كانت خلايا الدماغ المختلفة تُرمز أجزاء مختلفة من المتاهة.

Sami farklı farklı Müslüman ülkelerden Müslümanlarla tanıştı.

- تعرّف سامي على مسلمين من مختلف الدّول الإسلاميّة.
- تعرّف سامي على مسلمين من دول إسلاميّة مختلفة.
- تعرّف سامي على مسلمين من بلدان إسلاميّة مختلفة.

Farklı bir dünyaydı.

كانت عالمًا مختلفًا.

Biraz farklı görünebilir.

قد تبدو مختلفة تماما.

Birbirinden çok farklı

أن تجمع 1400 شخص

Beklentilerinin isteğinden farklı olması

امتلاكك لتوقع مختلفا عما تريد

Hayatımızın birçok farklı kısmında,

في العديد من أجزاء حياتنا،

Erkekler ve kadınlar farklı.

الرجل والمرأة مختلفين.

Farklı olmamız gerek, millet.

من المفترض أن نكون مختلفين، أيها الناس.

Farklı türlerin nerede barındığını

استطعنا أن نرى أماكن توزيع الأنواع المختلفة

Bu objelerin görünümleri farklı,

ولدى هذه الأجسام أشكال مختلفة،

Yani ışığı farklı yansıtıyorlar.

لذلك تعكس الضوء بشكل مختلف.

Farklı bir damga var.

هناك وصمة عار مختلفة عن الموجود هناك

Insanlar size farklı davranıyor.

يعتني الناس بك بشكل مختلف.

çoğunlukla, kendi farklı yollarıyla

غالبًا، استمعت إلى جمهور من الناس، وهم على النقيض مني،

Ve farklı tabakalarda depolanır,

ومن ثم تخزن في طبقات مختلفة،

Bu farklı bir dünya.

إنه عالم مختلف

Kendimizi nasıl farklı kılabiliriz?

كبشر في عصر الذكاء الاصطناعي؟

Farklı şeyler denemek istersin.

أنّت ترغب في تجربة أشياء مُختلفة.

...şehirde farklı dünyalar canlanır.

‫تحيا العوالم المدنية.‬

Farklı bir hedef peşindeler.

‫وتلاحق فريسة مختلفة.‬

Farklı imparatorluklar ne yaptı?

أرادت إمبراطوريات كثيرة،

Iyi de neden farklı?

حسنا ، لماذا هو مختلف؟

Farklı bir örnekte şöyle

في مثال مختلف ،

Doksan yedi farklı üniversitede,

في 97 جامعة مختلفة،

Fadıl hiç farklı değil.

فاضل ليس مختلفا.

Her şey çok farklı sonlanabilirdi.

لتغيرت الأحداث.

Farklı muhabirleri incelerken farkettim ki

وأدركت، بعد أبحاثي حول عدة مراسلين وكيف شقوا طريقهم،

Ama çocuklarımızı daha farklı yetiştirirsek,

ولكن إذا بدأنا بتربية أطفالنا بشكل مختلف.

Bu bölgeler herkes için farklı.

إنهم مختلفان بالنسبة لنا جميعاً.

Farklı olduğumuzdan çok daha benzeriz.

تشابهاتنا أكثر من إختلافاتنا.

Bir şeylerin farklı olabileceğine inanın.

ثق تماماً أنه قد يكون مختلفاً.

Cumhuriyet farklı bir şey olmalı.

ويجب أن تكون الجمهوريات مختلفة.

Üç farklı gezginimizi görüyorsunuz burada.

لدينا هنا ثلاث روفرات مختلفة.

Biraz farklı hesaplar yapmak zorundasınız.

عليك أن تقوم بحساب أرقام مختلفة.

Ve hepsi tamamen farklı olurdu,

كلهم كانوا متنوعين تمامًا

Onun biraz daha farklı versiyonları

إصدارات مختلفة قليلاً منه

Yaşam ortamlarımız birbirinden çok farklı

بيئاتنا المعيشية مختلفة تمامًا عن بعضها البعض

Sanki biraz daha farklı gibi

مثل مختلفة قليلا

Bizde ise durum birazcık farklı

فينا ، الوضع مختلف قليلاً.

Çünkü herkesin saati birbirinden farklı

لأن ساعة كل شخص مختلفة

Yani herkesin zamanı farklı işliyor

لذا فإن وقت الجميع يعمل بشكل مختلف

Ve bu gerçekten oldukça farklı.

وهذا أمر مميز حقًا.

Tamamen farklı bir konu için,

وتبعاً لقضية منفصلة تمامًا،

Bu konuda farklı teoriler var,

توجد نظريات مختلفة،

Çünkü Covid-19 çok farklı.

لأن كوفيد-19 مختلف جداً

Biz şeyleri farklı olarak görüyoruz.

نحن نرى الأشاء بطريقة مختلفة.

Leyla'nın farklı bir hayatı vardı.

كان سامي يعيش حياة مختلفة.

Sami birkaç farklı hastanede çalıştı.

عمل سامي في مستشفيات مختلفة.

Diyelim ki size farklı renklerdeki eller ve bu farklı renklerdeki ellere batırılan

لنقل أنّني عرضت عليكم يا جماعة فيديوهات لأيادٍ بألوان مختلفة

- Batılı medya kuruluşları Müslümanlara farklı gözle bakıyor.
- Batı medyası Müslümanları farklı lanse ediyor.

يُوصف المسلمون بصورة مختلفة في وسائل الإعلام الغربيّة.

Ama farklı bir şeylerimiz de vardı.

ولكن كان لدينا أيضًا شيء مختلف.

Seyahatlerimizi özel ve farklı şekilde yakaladık.

التقطنا صورًا لرحلاتنا بطريقة مميزة وفريدة من نوعها

Peşinde koşarak farklı şehirlere taşındığı gördüm.

يطاردون العمل فى المصنع ليجدو أنه غير متاح لهم.

Ve farklı bir sonuç yaratmak için

لتجاوز التفكير التلقائي،

Ve onları üç farklı gruba ayırdılar.

قسموهم إلى ثلاث مجموعات مختلفة.

Ve birçok farklı LED türü bulunmakta.

في حين أنه يجري استعمال أنواع مختلفة من الإضاءة الثبلية،

Biraz farklı bir fizikle mümkün olabilirdi

لكن ربما بفيزياء مختلفة قليلاً،

Farklı senaryolarda ne olacağını gerçekten gösteriyorlardı,

كانوا يحاكون ما يمكن أن يحدث في الواقع تحت سيناريوهات مختلفة

Erkekler intihar konusunda farklı düşünür müydü?

هل سيختلف تفكير الرجال بالانتحار؟

İkinci kelime, oldukça farklı şekilde öğreniyoruz.

أما الكلمة الثانية فنتعلمها بطريقة مخلتفة.

Biraz daha farklı bir şekilde çerçevelendi.

صاغوا الأمر بشكل مختلف قليلًا.

Vaziyetlerimizin boyutu ve şartları farklı olacak

يختلف حجم وظروف مواقفنا،

Yapay zekâ farklı şekillerde ortaya çıkabilir.

الذكاء الإصطناعي يمكن أن يتحول لطرق مختلفة.

Farklı fikirlere sahip insanlar için de.

ولا لأي شخص لديه أفكار مختلفة.

Farklı jenerasyonlar bir araya gelir ki

حيث تجتمع أجيالٌ مختلفةٌ

Ve sadece farklı bir görüş duymayın,

ولا تستمع فقط الى وجهة نظر أخرى --

Ancak bugün gerçeğin farklı olduğunu biliyorum.

لكن اليوم أعرف أن الواقع مختلف.

Bunu anlatırsan belki bana farklı davranırlar."

فربما ستتغير معاملتهم لي."

Sonra hikâye farklı bir yol aldı

ومن ثم تغيرت القصة

Yaşamın farklı bir fikri ile buluştum.

تعرفت على فكرة مختلفة عن الحياة.

Neden şimdi kökten farklı bir toplantı?

لماذا أصبح الاجتماع مختلفا جذرياً الآن؟

Tamam, şimdi farklı bir şey deneyeyim.

حسناً، دعوني أجرب شيئاً مختلفًا.

O zaman farklı yaklaşmama izin verin.

لذا اسمحوا لي بشرح ذلك بشكل مختلف.

Yani kısacası farklı özellikler saymakla bitmez

باختصار ، لا ينتهي بإحصاء الميزات المختلفة

Bu konu birazcık daha diğerlerinden farklı

هذا الموضوع مختلف قليلا عن الآخرين

Ben de çok farklı yerlerde olurdum

سأكون في العديد من الأماكن المختلفة

İşte zaman için farklı kavramlardan bahsetmeliyiz

هنا يجب أن نتحدث عن مفاهيم مختلفة للوقت

Ayrıca sizinle beş farklı proje paylaşacağım;

وأود مشاركتكم خمسة مشاريع

Bu, onu farklı bir seviyeye taşıyor.

‫هذا من شأنه أن ينقل ذلك الحيوان‬ ‫إلى مستوى آخر.‬

Hukuk ve siyaset iki farklı şeydir.

القانون والسياسة هما شيئان مختلفان.

O tamamen farklı birine hikaye yazdı.

أعاد كتابة القصة فأحالها قصة مختلفة تمامًا.

Tom farklı bir şey denemek istedi.

أراد توم أن يُجرب شيئا مختلفا.

Bir şeyi istemekle, beklemek tamamen farklı şeylerdir.

مالذي تريدونه و مالذي تعتقدونه مختلف تماما .

Fakat her biriniz beyninizi farklı şekilde değiştireceksiniz.

ولكن كل واحد منكم سيغيير دماغه بنحو مختلف.

Bu sefer bana farklı bir şey söyledi.

وثم، قالت لي شيئًا مختلفًا:

Hoca, spor salonunda sekiz farklı grup oluşturdu.

جهزت المعلمة ثمانية أقسام مختلفة في صالة الألعاب،

Ve soldaki normal kalpten oldukça farklı görünüyor.

يبدو من حيث الشكل مختلفاً عن القلب الطبيعي في اليسار.

Ve nihayetinde bunu bizden farklı görünenlere kadar

وكان هدفي هو تغيير نظرتنا لجمالنا الشخصي

Ta ki bir gün farklı davranana dek

حتى جاء اليوم الذي لم يكن كذلك،

"Durumlarımızın farklı olduğunu biliyorum," diye yazdı bana,

لقد كتب إليّ: "أعرف بأن ما نحن فيه مختلف"،

"Bu role farklı görünen birilerini seçmeyi düşünmüyoruz."

"نحن لا نريد أن نجعل الدور متنوعاً."

Nörolojik olarak farklı olduğuma başka kanıt istiyorsanız

وإذا كنت بحاجة إلى أي دليل آخر، فأنا متباينة عصبيا، نعم،

İlki aktif olarak farklı bakış açıları aramaktır.

الأولى هي أن تتفقد وجهات النظر الأخرى بفعالية