Translation of "Ifade" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Ifade" in a sentence and their japanese translations:

ifade edemememi hatırladım.

上手く伝えられなかったことを 思い出しました

Duygularımı ifade edemem.

自分の気持ちを表現できない。

Kendimi ifade edemedim.

私は私の言うことを人に理解されるようにすることが出来なかった。

- Kelimeler bunu ifade edemez.
- Sözcükler bunu ifade edemez.

言葉でそれを表せない。

İfade özgürlüğümüz, örgütlenme özgürlüğümüz,

言論の自由や 結社の自由や

Minnettarlığımı ifade etmek istiyorum.

感謝の気持ちを御伝えしたいのです。

O ne ifade ediyor?

- それは何の事を言っているのですか。
- それは何について言っていますか。

İfade tamamen gerçek değil.

その陳述は全くの真実とは限らない。

Kendi fikrini ifade edemedi.

彼女は自分の意見を述べることができなかった。

Ben duygularımı ifade edemem.

自分の気持ちを表現できない。

Kendimi İngilizce ifade edemedim.

私は英語でうまく自分の意思を伝えることができなかった。

Sarılarak sevgilerini ifade ediyorlar.

- 彼らはハグで愛を示している。
- 彼らは抱きしめることで彼らの愛情を表している。

Kelimelerle duygularımı ifade edemiyorum.

私は自分の感情を言葉で伝えられない。

Fikrini açıkça ifade et.

君の考えをはっきり言いなさい。

- İfade insanlara hakaret etmek anlamına gelir.
- İnsanlara hakaret amaçlı bir ifade.

その文句は、人を侮辱するためのものだ。

Bana bir şey ifade etmiyor.

理にかなっていません

Gerçeği olduğu gibi ifade etmelisin.

君はその事実をありのまま述べなければならない。

Dil ile fikir ifade ederiz.

我々は言葉によって思想を表現する。

Ne kadar müphem bir ifade!

何てあいまいな表現だ。

Lütfen kendinizi ifade etmekten çekinmeyin.

遠慮なく気持ちをおっしゃってください。

Mary gördüğü kazayı ifade etmedi.

メアリーは自分が見た事故について触れなかった。

Kelimeler manzaranın güzelliğini ifade edemez.

その景色の美しさは言葉では言い表せない。

Bunu başka şekilde ifade edeyim.

別の言い方で言ってみよう。

Savaşla ilgili duygularını ifade etti.

彼女は戦争について所感を述べた。

Hayatından memnun olduğunu ifade etti.

- 彼女は自分人生に満足しているといった。
- 彼女は自分の人生に満足していると言った。

O, kendini açıkça ifade etti.

彼は思うことをはっきり述べた。

Kendini İngilizce olarak ifade edemedi.

彼は英語で用が足せなかった。

Olaydan duyduğu üzüntüyü ifade etti.

彼はその事件に遺憾の意を表した。

Onun sessizliği ne ifade ediyor?

彼の沈黙は何を意味するのか。

Mektubu bir anlam ifade etmiyor.

彼の手紙は意味をなさない。

Onu başka şekilde ifade edeyim.

聴き方をかえます。

Fikirlerini nasıl ifade edeceğini biliyordu.

彼は自分の考えを相手にわからせるのが上手だった。

O, haklı olduğunu ifade etti.

彼女は、自分は正しいと言い切った。

Duygularımı ifade etmede iyi değilim.

私は自分の気持ちを表現するのが得意ではない。

Kendini nasıl ifade edeceğini bilmiyordu.

彼は言葉に窮した。

Kendini İngilizce olarak ifade edebilir.

彼は英語で自分の意思を伝えられる。

Kendimi Fransızca olarak ifade edemiyorum.

私はフランス語では用が足せない。

Ona minnettarlığımı ifade etmek isterim.

私は彼女に感謝の気持ちを表したい。

Dil vasıtasıyla düşüncelerimizi ifade ederiz.

私達は言語によって、考えを表現します。

Kendimi İngilizce olarak ifade edemiyorum.

私は英語で自分の意志を相手に通じさせることは出来ない。

Düşünceler kelimeler vasıtasıyla ifade edilirler.

- 理想は言葉によって表現される。
- 思想は言葉によって表現されている。
- 思想は言葉で表現される。
- 思想かは言葉によって表現される。
- 思考は言葉によって表現される。
- 思考は言葉によって表される。

İfade özgürlüğü ciddi şekilde sınırlandı.

言論の自由は厳しく制限されていた。

Dört dilde kendini ifade edebilir.

彼は4カ国語を自由に使える。

İstediğiniz gibi kendinizi ifade edin.

自由に意見を述べてください。

Bu oldukça güçlü bir ifade.

それはとても強い声明です。

Kendi görüşlerinizi ifade etmekte özgürsünüz.

自由に意見を述べてください。

Kendimi Almanca olarak ifade edemiyorum.

- 私はドイツ語で話を通すことができない。
- 僕はドイツ語で意思を伝えることができない。

Kendimi İngilizce olarak ifade edebildim.

私は英語で話が通じた。

O üzgün bir ifade takındı.

彼女は悲しそうな表情をしていた。

Kendimi nasıl ifade edeceğimi bilmiyordum.

私は言葉に窮した。

- İngilizcede kendimi çok iyi ifade edemem.
- İngilizcede kendimi çok iyi ifade edemiyorum.

英語では思っている事をうまく言えません。

Her bir öğrenci görüşünü ifade etti.

学生はめいめい自分の意見を述べた。

Tom kendini nasıl ifade edeceğini bilemiyordu.

トムは自分の気持ちをどう表して良いか困った。

O herhangi bir anlam ifade etmiyor.

それは全然意味をなさない。

Otel kelimelerle ifade edilemeyecek kadar gösterişliydi.

そのホテルは言葉で表現できないほど豪華だった。

O, fikrini ifade etmede geri kalmış.

彼女は自分の意見をなかなか言おうとしない。

O, onun dürüstlüğünde inancını ifade etti.

彼は彼女の正直さを信頼していると言った。

İyi İngilizce ile kendini ifade etti.

彼はりっぱな英語で自分の考えを述べた。

Birkaç kelime ile görüşünü ifade etti.

彼はことば少なに自分の意見を述べた。

Ben teşekkürlerimi nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum.

私には感謝の気持ちの表し方がわかりません。

O sadece bir gerçeği ifade ediyordu.

彼女は事実を述べていたに過ぎない。

Yardımınızla ilgili minnettarlığımı ifade etmek istiyorum.

助けていただいて、感謝します。

Kendimi Fransızca ifade etmede hâlâ zorlanıyorum.

私はまだフランス語で相手に言いたいことを伝えるのに苦労しています。

Tom'un yüzünde rahatlamış bir ifade vardı.

- トムはホッとしたような表情になった。
- トムはホッとしたような表情を浮かべた。

Ne kadar minnettar olduğumu ifade edemem.

- 私はどんなに感謝しているか表現できない。
- 私がどんなに感謝しているか言葉では表せないほどです。

Genelde duygularımızı söz kullanmaksızın ifade ederiz.

私たちは自分の感情を言葉以外の方法で表すことが多い。

Biz düşüncelerimizi diller vasıtasıyla ifade ederiz.

私たちは言語によって思想を表現する。

Kendimi net şekilde ifade ediyor muyum?

言ってることがわかりますか。

Onun gülümsemesi onun teşekkürlerini ifade etti.

彼女の笑顔が感謝の気持ちを表した。

Mümkün olduğu kadar açıkça kendini ifade et.

できるだけはっきりと自分の考えを述べなさい。

Fotoğraf sanatçısının kendini ifade etme sorunu vardı.

その写真家は表現するのが下手でした。

Habere ne kadar mutlu olduğumu ifade edemem.

そのニュースを聞いてどんなにうれしかったかは表現できません。

O onun için bir şey ifade etmiyor.

彼女は彼にとってなんでもない人だ。

Ülkelerine olan derin sevgilerini kendilerince ifade ettiler.

彼らは彼らなりのやり方で祖国への深い愛を表現した。

İş arkadaşlarım adına teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.

同僚を代表して謝辞を述べます。

Bazı cümleler anlam ifade etmiyor. Yani, ne?

いくつかの文章は意味がないけど、だからどうなの。

Demek istediğimi kelimelerle ifade etmeyi zor buluyorum.

私の言わんとすることを言葉で表すのは困難です。

O başka bir şekilde ifade edilebilir mi?

何か他の言い方はある?

Onunla İngilizce konuştum fakat kendimi ifade edemedim.

- 彼に英語で話しかけたが理解してもらえなかった。
- 彼に英語で話しかけたが通じなかった。

Ben görüşlerini dürüstçe ifade eden insanlara hayranım.

- 私は率直に意見を述べる人を尊敬します。
- 遠慮なく意見が言える人は素晴らしいと思います。

Tom, kendi görüşünü ifade ederken rahat hissetmedi.

- トムは気兼ねすることなく自分の意見を述べたことがない。
- トムは自分の意見を言うのにいつでもどぎまぎしてしまう。

Tanrı'nın bizi yarattığına olan inancını ifade etti.

彼は、神が私達を創造したのだという信念を述べた。

Kimse o adamın konuşup kendini ifade edemeyeceğini umursamadı.

野生動物のように狩り立てられ 悪人のレッテルを貼られてしまいました

Bu küçük kız, bir şey ifade etmeye çalışmıyordu.

この少女は 私に 意地悪しようとしたわけではありません

Bu ticari uygulamalar sizin için ne ifade edebilir?

そんな商習慣が あなたに どう影響するのでしょう?

Bir şekilde karakterini tam anlamıyla ifade ediyor gibiydiler

性格そのものを表しているようだ

Benim görüşümün temel noktasını önceki sayfalarda ifade ettim.

議論の重要なポイントはこれまでに述べてきたとおりである。

Ben teşekkürlerimi ifade etmek için doğru kelimeleri düşünemiyorum.

感謝の気持ちを表す適当な言葉が思い浮かびません。

O anda ne kadar mutlu olduğumu ifade edemem.

その時のうれしさは書き表すことができない。

O bir şiirde doğa için duygularını ifade etti.

彼女は自然に対する気持ちを詩で表現した。

Derinden minnettar olduğu için, teşekkürlerini ifade etmeye çalıştı.

彼は深く感動して、感謝の言葉を述べようとした。

O, İngilizce olarak kendini çok iyi ifade etti.

彼は英語で自分の考えを上手に表現した。

Kaş çatma öfke ya da hoşnutsuzluk ifade edebilir.

しかめ面は怒りとか不快感を表現するものである。

Elinizden geldiği kadar kendinizi açık biçimde ifade edin.

できるだけはっきりと自分の考えを述べなさい。

Sınavlarda başarı onun için bir şey ifade etmiyor.

試験がうまくいったことなど彼女にとって重要ではない。

Senin nezaketin için derin takdirimi ifade etmek istiyorum.

- ご親切に対し深く感謝申し上げます。
- あなたのご親切に対し深く感謝の意を表します。

Bu cümleyi yeniden yazmalısın. Bir anlam ifade etmiyor.

この文は書きかえなきゃだめだ。意味がわからない。

Bu durum sizin için bir anlam ifade ediyor mu?

わかりますか?

Chomolungma veya "Everest Dağı" bizim için ne ifade ediyor?

エベレストは私たちにとって大切な山です