Translation of "Edemez" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Edemez" in a sentence and their japanese translations:

Tom dans edemez.

- トムは踊れない。
- トムは踊るのが苦手なのよ。

- Kelimeler bunu ifade edemez.
- Sözcükler bunu ifade edemez.

言葉でそれを表せない。

- Hiç kimse bizi kontrol edemez.
- Kimse bizi kontrol edemez.

誰も私達をコントロールできない。

Doğruyla yanlışı ayırt edemez.

- 彼は善悪の区別がない。
- 彼は正悪を見分けられない。
- 正邪の区別がつかない。

Kimse onunla baş edemez.

彼と張り合えるものはいない。

O, duygularını kontrol edemez.

彼女は自分の感情を抑える事ができない。

John gürültüye tahammül edemez.

- ジョンはその音を我慢できない。
- ジョンはその騒音が我慢できない。

Kimse bana yardım edemez.

私を助けることなんて誰もできないのよ。

Köpek renkleri ayırt edemez.

犬は色を区別することができない。

Hiç kimse gerçeği inkar edemez.

その事実は誰にも否定出来ない。

Kelimeler manzaranın güzelliğini ifade edemez.

その景色の美しさは言葉では言い表せない。

Para kayıp zamanı telafi edemez.

失った時間を金で埋め合わせることはできない。

Kelimeler yaşadığım korkuyu tarif edemez.

私が体験した恐怖は言葉では表現できません。

Ken tekrar denemeye cesaret edemez.

ケンは再度試みる勇気がない。

Bana biraz yardım edemez misin?

少しでも手伝ってくれない?

Ateşin yandığı gerçeğini kimse inkar edemez.

火が燃えているという事実は誰も否定できない。

Hiçbir ilaç bu hastalığı tedavi edemez.

どんな薬もこの病気を治療することはできない。

Hiçbir insan iki efendiye hizmet edemez.

- 二人の主人には仕えられない。
- 人は二人の主人に従うことはできない。

Kimse seni insan haklarından mahrum edemez.

誰もあなたの人権を奪うことはできない。

Fakat hiç kimse bana yardım edemez.

しかし、誰も私を助ける事はできない。

Pahalı yemekler uyku eksikliğini telafi edemez.

高い食事も睡眠不足の埋め合わせにはなりません。

O zaman orada olduğunu inkar edemez.

彼はその時あそこにいたのは、否定べくもない。

Dünyanın yuvarlak olduğu gerçeğini kimse inkar edemez.

地球が丸いという事実を誰も否定できない。

Senden başka hiç kimse beni mutlu edemez.

君以外に、僕を幸せに出来る人はいない。

Affedersin ama bana biraz yardım edemez misin?

ごめん、ちょっと手伝いに来てくれないかな。

Kovulma korkusundan kimse işvereni ile çelişmeye cüret edemez.

首になるのがこわいから、雇用主にあえて逆らおうとする人はだれもいない。

Sebepsiz bir şey olmayacağı gerçeğini kimse inkar edemez.

火のない所に煙は立たないということは、誰も否定することはできません。

Çoğu Avrupalı, bir Japon'u bir Çinli'den ayırt edemez.

たいていのヨーロッパ人は日本人と中国人の区別が付かない。

Bırak bir ulusu, o kendi ailesini idare edemez.

彼は自分の家族すら取りしきれないのに、まして一国を治めるなんて!

- Kimse bana yardımcı olamaz.
- Kimse bana yardım edemez.

だれも私を助けることができない。

Hilalin sönük ışığı avcının müttefiki. Antiloplar uyumaya cüret edemez.

‎捕食者には好都合だ ‎ヌーは眠れない

Hiçbir şey onun fikrini değiştirmek için onu ikna edemez.

彼に決心を変える気にさせる事はできなかった。

Hiçbir şey beni iyi yemek yemekten daha mutlu edemez.

おいしいもの食べてるときが何より幸せ。

Dans etmek söz konusu olduğunda hiç kimse Michael Jackson gibi hareket edemez.

いざ踊るとなるとマイケルジャクソンの右にでるものはいない。