Translation of "Fiziksel" in Japanese

fiziksel mekânda yaşanıyor.

物理的な空間で展開されます

Fiziksel olarak imkânsız.

まず現実には起こりえない。

Fiziksel durumu iyidir.

彼は体の調子がよい。

Sadece fiziksel dünyayı değil,

彼は物理世界の自律移動だけでなく

Burada, beynin fiziksel yapısı değişiyor.

つまり 脳の物理的な構造が 実際に変わるわけですから

Beynin fiziksel yapısındaki değişiklikler gibi

例えば 物理的に構造が 変化してしまった脳は

Fiziksel değişiklikler doğrudan yaşlanmayla ilgilidir.

肉体的変化は直接、高齢化と関係がある。

Fiziksel açıdan  zorlayıcı olacağı şimdiden belli.

体力勝負になることは 分かってる

Göçmenler fiziksel ve ruhsal acıya dayandılar.

移民達は肉体的、精神的苦痛に耐えてきた。

Kadınlar fiziksel olarak erkeklerden daha güçsüzdür.

女性は体力的には男性より弱い。

Bir çocukla fiziksel temas çok önemlidir.

子供とのスキンシップを大切にしないとね。

Erkekler kadınlardan fiziksel olarak daha güçlüdürler.

男性は女性よりも筋力がある。

Karbon, mineraller ile fiziksel olarak birleştirilerek saklanır.

強力な化学結合の仕組みを調べたりして

- Fiziksel ve mental açıdan güçlenmek istiyorum.
- Hem fiziksel hem de ruhsal olarak daha güçlü olmak istiyorum.

体力的にも精神的にももっと強くなりたい。

Yuvasına dönmesi için fiziksel olarak yardım etmeyi düşündüm.

‎巣穴まで運んであげたかった

Genel olarak, erkekler fiziksel olarak kadınlardan daha güçlüdür.

一般的にいえば、男は女よりも肉体的に強い。

Ve etkileyen fiziksel, tespit edilebilir ve duygusal işlevsel değişimler.

過度の危険行為へと 駆り立てるのです

fiziksel olarak mevcut olmadan sosyal ilişki kurma yolları bulmak.

実際に会わずに、他者と交流する方法についてです

Ve aslında, ikisinin de fiziksel bir ögesi vardır, yani ses

音という物理的な部分と

Biz yaş ya da fiziksel sorunlar hakkında bir şey soramayız.

年齢や身体的について尋ねることはできない。

Onun hafıza kaybı fiziksel bir sorundan ziyade psikolojik bir sorun.

彼の記憶喪失は物理的な記憶障害というよりは心理的な障害である。

Sen yaşına bakılmaksızın bir fiziksel uygunluk testi için başvuruda bulunabilirsin.

健康テストには年齢に関係なく応募できます。

İyi fiziksel durumda olan biri için dağa tırmanmak bir çocuk oyuncağı.

健康状態のいい人にとっては山登りはたやすいことだ。