Translation of "Belli" in Korean

Belli bir kaynak;

특정한 자원.

Ve belki, belli noktaya kadar

그리고 어쩌면, 어느 정도는,

Ne çıkacağı hiç belli olmaz.

뭐가 나올지 모르니까요

belli gruplara karşı duyduğumuz nefret

그들 자체로 또는 그들이 믿는 것 때문에 생기는데요.

Ayrıca belli başlı avantajları var --

제게 유리한 점들이 있는 건 맞아요.

Örneğin, "Belli ki başka bir casus

" 피카르트, 혹시 여기에 드레퓌스의 필체를 모방하도록

Fiziksel açıdan  zorlayıcı olacağı şimdiden belli.

벌써 느낌이 오네요 이거 아주 힘들겠는데요!

belli anlatı yapıları için de geçerli.

특정한 서사 구조입니다.

Ve belli ki böyle kişiler var --

물론 그런 사람들은 있죠.

O kaynağı idare eden belli bir topluluk

그 자원을 관리하는 특정한 공동체.

belli bir fikir üzerinde bağımsız olarak çalışıyorum.

천연 가스를 만들어 전력을 생산하는 겁니다.

Bunu tam belli olmayan genelleyici bir anlamda söylemiyorum.

추상적이고 일반적인 느낌을 의미하는 것이 아닙니다.

Ancak paniklediği belli olan parsın başka düşünceleri var.

그러나 놀란 표범은 다른 생각이 있나 봅니다

belli uzunlukta ipler asılı, uzun ve kısa olan şeklinde,

각각에 끈이 걸려 있죠. 하나는 길고, 하나는 짧습니다.

İyi de eder. Karanlıkta nelerin gezindiği hiç belli olmaz.

‎차라리 잘됐습니다 ‎그림자 속에 누가 숨어 있는지 ‎절대 모를 겁니다

Maduro'nun politik tutkusu Aralık 2015'te kendini belli etti

마두로의 정치적 야망은 2015년 12월에 분명해졌습니다

Bu savunma ancak karanlık çökünce belli olur. Resife mavi ışık vurunca neler olduğu gözler önüne serilir.

‎어두워져야만 확실히 알 수 있죠 ‎청색광을 비추면 ‎해답이 드러납니다