Translation of "Etmesi" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Etmesi" in a sentence and their japanese translations:

Eğer hayal etmesi mümkünse.

それが想像できるならばですが

Karının itiraz etmesi şaşırtıcı.

君の奥さんが反対するなんて驚きだね。

Bana refakat etmesi tembihlendi.

彼女は私のお供をするように言われた。

Tom'u memnun etmesi zordur.

- トムを満足させるのは難しい。
- トムって気難しいんだ。

Üniversite başkanının istifa etmesi olasıdır.

その大学の学長は辞職しそうである。

Ona yardım etmesi gerekiyor mu?

彼は彼女を援助してやる必要がありますか。

Onun istifa etmesi şaşırtıcı değildir.

- 彼が辞任したのは驚くことではない。
- 彼の辞職は驚くにあたらない。

Onun hatanı fark etmesi kesin.

彼はあなたのミスにきっと気付くでしょう。

Duygularını kontrol etmesi çok zordu.

彼女には感情を抑えることがとてもむずかしかった。

Gelişimi teşvik etmesi için kurduğumuz sistemin

進歩を促すために 作られた制度が

Yine aynı şekilde yaşamaya devam etmesi.

これまでと変わらない 生活をしているのです

Erkeklerin beni takip etmesi çok iyi.

男性がフォローしたがるのです

Bize yardım etmesi için ona güvenebiliriz.

- 我々は彼女が手助けしてくれることを当てにできる。
- 私たちは彼女の助けを頼りにできる。

Bay Adams'ın öneriyi kabul etmesi aptalcaydı.

アダムズ氏がその申し出を受けたのはばかだった。

Hırsızlara yardım etmesi için baskı yapıldı.

彼は無理矢理泥棒たちの手助けをさせられた。

Benim patron istifa etmesi için zorlandı.

私の上司は辞職せざる得なかった。

Her vatandaşın onlara yardım etmesi gerekir.

すべての市民は彼らを援助すべきです。

Bu parçaları elde etmesi oldukça zordur.

これらの品目は入手がかなり困難だ。

- Onun istifa etmesi için bir neden yok.
- Onun istifa etmesi için bir sebep yok.

彼が辞職しなければならない理由はない。

Kültürün onun lehine şekillendirildiğini fark etmesi olanaksız.

周囲の環境が 彼に優位にできていると 理解することはできません

Öneriyi kabul etmesi için onu ikna ettim.

私は彼を説得してその申し出を受けさせた。

Görevden istifa etmesi için onu ikna ettim.

私はその職を辞するよう彼を説得した。

Şimdi sana yardım etmesi için birini göndereceğim.

今、誰か係りの者を差し向けます。

Kralın şehrimizi ziyaret etmesi büyük bir onur.

- 国王が私達の市を訪問なさったのは、大変な名誉です。
- 国王陛下が私達の市を訪れて下さったことを大変光栄に思います。

O ona istifa etmesi için baskı yaptı.

彼女は彼に辞めるよう圧力をかけた。

Biz onun kaybı telafi etmesi gerektiğini önerdik.

彼女が損失を補うように我々は提案した。

Onun bana yardım etmesi sayesinde işi bitirebildim.

彼の手助けのおかげで私はその仕事を終えることができた。

Başta çok sinir bozucuydu. Fark etmesi çok zor.

‎最初は見分けがつかず ‎もどかしかった

Annem Alice'e kendisini takip etmesi için işaret etti.

母はついてくるようにアリスに合図した。

Beni doğum günü partisine davet etmesi çok kibarcaydı.

彼は親切にも私の誕生日のお祝いに招いてくれた。

O, John'u vekili olarak hareket etmesi için atadı.

彼はジョンにかわりを務めるように命じた。

Onun hediyeyi kabul etmesi rüşvet olarak kabul edildi

彼がその贈り物を受け取ったのは収賄とみなされた。

Onun kabul etmesi ya da etmemesi önemli değil.

彼が賛成してもしなくてもかまわない。

Onu yolculuğu iptal etmesi için ikna etmek zordu.

彼を説得して旅行を中止させるのに苦労しました。

Polis ona orada park etmesi için izin verdi.

警官は彼がそこに駐車してもよいと言った。

Fransız başkanın gelecek ay Japonya'yı ziyaret etmesi planlandı.

- 来月フランス大統領が訪日する予定だ。
- 来月フランスの大統領が来日する予定だ。

Bir kadının tek başına seyahat etmesi günümüzde normaldir.

最近では女性が一人旅をすることは珍しいことではない。

Tom Mary'yi ona yardım etmesi için ikna etti.

トムは助けてくれるようにメアリーを説得することができた。

- Bill, ne olursa olsun ona itaat etmesi gerektiğini söylemedi.
- Bill ona ne olursa olsun ona itaat etmesi gerektiğini söylemedi.

ビルは絶対に彼女が彼に従うべきだと譲らなかった。

Sosyal görevliden Stevenson ailesi hakkındaki bilgiyi takip etmesi istedi.

その社会奉仕家はスチブンソン家に関する情報をあくまでも追跡するよう求められた。

Onun, o şekilde hareket etmesi için bir beyefendi olmalıdır

そのようにふるまうとは彼は紳士にちがいない。

Avrupa'yı ziyaret etmesi için asla ikinci bir şansı olmayacak.

彼女には決してヨーロッパを訪ねるまたの機会はないであろう。

Bu geziyi iptal etmesi için onu ikna etmek zordur.

彼を説得して旅行を中止させるのに苦労しました。

Yerini yaşlı adama teklif etmesi, onun nazik bir davranışıydı.

老人に席を譲るとは彼も礼儀をわきまえている。

Hatırlaması kolay ama tahmin etmesi zor bir şifre seç.

パスワードは、覚えやすく、かつ推測されにくいものにしてください。

Babam ona yardım etmesi için verimli bir asistan istiyor.

父は仕事を手伝ってくれる有能な助手を欲しがっています。

Tom oğlunun intihar etmesi gerçeğiyle başa çıkmada sorun yaşıyor.

トムは息子が自殺したという事実を受け入れられずにいる。

Edison'un yeni şeyler icat etmesi her zaman kolay değildi.

新しい物を発明する事はエジソンにとっても必ずしも楽なことではなかった。

, Napolyon onu şehrin savunmasını organize etmesi için kuzeye gönderdi. Napolyon'un

に襲撃 され たとき 、ナポレオンは都市の防衛を組織するために彼を北に送りました。

Tom Mary'nin partiyi organize etmesi için kredi almasına izin verdi.

トムはそのパーティーの企画をメアリーの手柄にした。

Yarın Tom'u arayacağım ve yardım etmesi için ona rica edeceğim.

明日電話でトムに連絡して手伝ってくれるように頼むつもりだ。

Davout'un birliklerini ustaca idare etmesi, Üçüncü Kolordu'nun Prusya saldırısını püskürtmesini sağladı.

ダヴーの部隊の巧みな取り扱いにより、第3軍団はプロイセンの猛攻撃を撃退することができました。

Mümkün olduğunca kısa sürede onu tamir etmesi için birini gönderir misin?

できるだけ早く修理の人をお願いします。

Japon ithalatının Amerikan tüketici pazarlarına nüfuz etmesi uzun bir zaman aldı.

日本からの輸入製品がアメリカの消費者市場に浸透するには長い時間がかかった。

Çünkü bütün bu konakların bir noktada birbirleri ile temas etmesi gerekir.

なぜなら それぞれの宿主が 接触する必要があるからだ

Daha sonra General Suvarov'u Alpler boyunca takip etmesi için üç tümenle görevlendirildi ve

その後、彼はアルプスを越えてスヴァロフ将軍を追跡するために3つの師団を担当し、

- Trenin beş dakika içinde hareket etmesi bekleniyor.
- Trenin beş dakika içinde gitmesi gerekiyor.

列車はあと5分で出発するはずです。

Öğretmenin ev ödevini zamanında yapmadığı için Tom'un özrünü kabul etmesi çok zayıf bir olasılıktır.

期限までに宿題を終わらせなかったトムの言い訳を先生が真に受けるとは到底思えない。

Bir gün beni takip ediyordu. Ve bir ahtapotun seni takip etmesi inanılmaz ötesi bir şey.

‎彼女は僕を追いかけていた ‎すごいことだ

İki uzay aracını kenetlemek ve çıkarmak için NASA'nın yeni pilotlama teknikleri icat etmesi ve bunları kusursuz bir şekilde

2つの宇宙船をドッキングおよびドッキング解除するには、NASAは新しい水先案内技術を発明し、

- Bu figürün Marilyn Monroe'yu temsil ettiği varsayılır, ama onun adaletini temsil ettiğini sanmıyorum.
- Bu figürün Marilyn Monroe'yu temsil etmesi gerekiyor ama onun adaletini temsil ettiğini sanmıyorum.

この人形はマリリン・モンローのつもりらしいが、実物ほどよくないと思う。