Translation of "şaşırtıcı" in Japanese

0.014 sec.

Examples of using "şaşırtıcı" in a sentence and their japanese translations:

Gerçekten şaşırtıcı.

これは驚くべきことです

Oldukça şaşırtıcı.

実にすばらしい発想です

Bu şaşırtıcı.

これは驚いた。

Rakamlar gerçekten şaşırtıcı

まったく驚くような数字ですが

Şaşırtıcı derecede ince;

地球の大きさ

Ödülü kazanman şaşırtıcı.

君が入賞したのには驚いた。

Bu kesinlikle şaşırtıcı.

これは全く驚きということだろうな。

Bu gerçekten şaşırtıcı

それは本当に驚くようなことだ。

O şaşırtıcı değil.

驚くことではないね。

Sonuçlar şaşırtıcı mıydı?

結果は意外だった?

Kate şaşırtıcı görünüyor.

ケイトの容姿は素晴らしい。

Ayrıca şaşırtıcı bir şekilde,

驚かれるかもしれませんが

Karının itiraz etmesi şaşırtıcı.

君の奥さんが反対するなんて驚きだね。

Onun buraya gelmesi şaşırtıcı.

彼がここに来るなんて驚きだ。

Sorman hiç şaşırtıcı değil.

君が理由を聞くのも当然だ。

Bu çok şaşırtıcı mı?

それって、そんなに驚くこと?

O, şaşırtıcı şekilde güzeldi.

彼女は驚くほど美しかった。

Bu şaşırtıcı bir keşif.

これは驚くべき発見だ。

Daha şaşırtıcı olan nedir?

もっと驚くことって何?

Borsa bugün şaşırtıcı biçimde sakindi.

株式市場は今日は驚くべき動きはなかった。

Doktorlar bazı şaşırtıcı gerçekleri keşfettiler.

医師達はいくつかの驚くべき事実を発見した。

En şaşırtıcı akrobasi hareketlerini yapabilir.

彼はびっくりするほどのアクロバットができる。

Onun istifa etmesi şaşırtıcı değildir.

- 彼が辞任したのは驚くことではない。
- 彼の辞職は驚くにあたらない。

Ben şaşırtıcı bir kuş gördüm.

私は美しい鳥を見た。

Bahçenin sanatsal güzelliği gerçekten şaşırtıcı.

庭園の芸術的な美しさが素晴らしいです。

Şaşırtıcı biçimde, şarkı söylemede iyiydi.

驚いたことに、彼は歌が上手かった。

Bu film şaşırtıcı şekilde ilginç.

その映画は意外と面白かった。

Bu oldukça şaşırtıcı bir yerdir.

ここは本当に素晴らしい場所だ。

Aynı zamanda şaşırtıcı derecede iyi yüzücüler.

また 驚くほど泳ぎが達者です

Onun ayağı ile yazma yeteneği şaşırtıcı.

彼女の足で書ける能力は驚くべきことだ。

Onun başarısız olması hiç şaşırtıcı değil.

彼が失敗したのは当たり前だ。

Benim belediye başkanı seçilmem şaşırtıcı değildir.

私が市長に選ばれたのは驚くべきことではない。

Günaydın. Bu yağmur şaşırtıcı değil mi?

おはよう。すごい雨だね。

Ama aslında oldukça şaşırtıcı bir eğriye sahip.

とはいえ このロゴには かなり驚くような歴史があるんです

Bir şeyleri şaşırtıcı yöntemlerle kullanır halde buluyoruz.

結局 こういうものを使っているうちに 驚くような事態も生じました

Bill şaşırtıcı bir akıcılık ile Japonca konuştu.

ビルは驚くほど流暢に日本語を話した。

Onun on dokuz yaşındayken şampiyon olması şaşırtıcı.

彼が19歳で優勝したのは目覚しい。

Annenin altı dil konuşması ne kadar şaşırtıcı.

それは凄いね!君のお母さん6ヶ国語も話すなんて。

Şaşırtıcı bir şekilde, soğuk günlerde bile yüzer.

おどろいたことに、彼は寒い日でも泳ぐんです。

çalışanlarınız için şaşırtıcı bir çok öğüdün listesine ulaşırsınız.

驚くような 社員への忠告リストが見つかります

Ama geceleri şaşırtıcı derecede vahşi bir ortam oluşur.

‎だが夜は全く状況が違う

Ama şaşırtıcı derecede karşıt bir teori daha var,

でも驚くほどに有害な 反対の言説もあります

Düşman topraklarında şaşırtıcı bir zorunlu yürüyüşe yönlendirdi . nehir

夜に凍ったドニエプル川を渡り、個人的に男性を引き離した。

Havanın ağırlığa sahip olma fikri çocuklara şaşırtıcı geldi.

空気に重さがある、という考えはその子にはびっくりするようなことだった。

Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.

驚いたことに、彼が泥棒だということが判明した。

Bu kitabı okumak şaşırtıcı biçimde kolay, değil mi?

案外、この本は読みやすいね。

Şaşırtıcı bulabileceğin sana söyleyecek ilginç bir şeyim var.

意外な話があるんだ。

Çocukların, çiftliği ziyaret etmeyi sevmeleri hiç şaşırtıcı değil.

子供たちが農場に行くのが大好きなのは当たり前のことだ。

- Şaşırtıcı bir şey buldum.
- Müthiş bir şey buldum!

すっごくいいものを見つけたよ!

Şaşırtıcı olan şey ise bunun bizi daha güvenli kılmadığı.

それなのに これだけお金をかけて 治安がよくなるわけでもありません

Fakat şaşırtıcı ölçüde nazik bir dil kullanarak geçinmeyi başarıyorlar.

‎しかし 驚くほど優しく ‎やりとりをしている

Hanako'nun şaşırtıcı şekilde hoş bir insan olduğu ortaya çıktı.

花子さんって意外にいい人だったんだねえ。

O, onların teklifine şaşırtıcı bir öneri ile karşılık verdi.

彼は驚くべき提案によって彼らの申し出に対抗した。

İnsan beyninin karmaşıklığı göz önüne alındığında bu hiç şaşırtıcı değil.

人間の脳が いかに複雑かを考えれば これは当然のことです

Bu, politik gerçekçiler için çok şaşırtıcı bir durum olmasa da

政治に詳しい人には 普通のことなのかも知れませんが

Şaşırtıcı derecede çeviktirler, küçük bir bozuk paranın etrafında dönebilecek kadar.

驚くほど機敏で 1カ所でスピンもできる

Okulunuzun 8.30'da başlaması ve 3.30'da bitmesini bilmek şaşırtıcı.

あなた方の学校が8時30分に始まって、3時30分に終わると知って驚いてしまいました。

...hayvanların, bu yeni gece dünyasını şaşırtıcı yöntemlerle nasıl fethetmekte olduğunu keşfediyoruz.

‎新たな事実を映し出す ‎都会の夜に君臨する ‎動物たちの知られざる姿だ

Yetmiş yaşındaki bir adam için o hala şaşırtıcı bir enerjiye sahip.

70歳にしては、彼はいまだに驚くほど元気である。

- O gerçekten harika.
- Bu gerçekten şaşırtıcı.
- Bu gerçekten şaşkınlık verici.
- Bu gerçekten hayret verici.

それは本当に驚くようなことだ。

Şaşırtıcı ama gece ortaya çıkan bu görüntülere sıkça rastlanır. Tüm deniz hayvanlarının üçte biri biyolüminans yaratır.

‎このような光は ‎夜の海では珍しくない ‎海洋生物の4分の3が ‎発光する性質を持つ