Translation of "Kesin" in Arabic

0.006 sec.

Examples of using "Kesin" in a sentence and their arabic translations:

Konuşmayı kesin.

توقف عن الكلام

Dünya düzdür kesin

العالم مسطح

Kesin bilgi yayalım

دعونا نشر المعلومات الدقيقة

Kesin geometri kitabını düşünüyordur.

أكيد كان يفكر في كتاب الهندسة.

Kesin olarak söylemek imkansız.

من المستحيل القول بشكلٍ قطعي.

- Bana kesin bir cevap verin.
- Bana kesin bir cevap ver.

أعطني إجابةً أكيدةً.

Kesin olarak kaçı tecavüze uğruyor?

كم منهم قد تم اغتصابه؟

Bana kesin gizlilik sözü verdiler

لقد وعدوني بالسرية التامة

kesin zaferlerinden birine yol açtı .

انتصارات نابليون الأكثر

Bütün bunlar “Ölüm geliyor, kesin.

كل هؤلاء يقولون "الموت قادم ، هذا مؤكد.

Ancak plan kesin çelişkilerle karşılaştı!

لكن الخطة واجهت معارضة شديدة...

Aşağıda parlayan bir şey olduğu kesin.

‫ثمةشيءيلمع هناك.‬

Bilmiyorum ama eğer denemezsek bulamayacağımız kesin.

لا أعرف، لكن بالتأكيد لن نستطيع إن لم نحاول.

Ama kesin yapsak da milliyetçi duygularla

لكننا نفعل ذلك بمشاعر قومية

Ben buna kesin bir biçimde karşıyım.

أنا أعارض ذلك بشدة

Kesin, bakın ben tahmin ediyorum ne yaptığını.

أكيد، أنا أخمن ماذا فعل،

Onlar, kesin olmasa da, ileride potansiyel olarak

ومن المحتمل أن تتسبب في نتائج سيئة في وقت لاحق

Lütfen tatilinizi kısa kesin ve geri dönün.

- رجاءً، اقطع إجازاتك وعُد.
- رجاءً، اقطعي إجازتك وعودي.

Diyorum ki "Kesin kedi çıkacak" ve kedi çıkıyor.

بداخله أقول "إنها بالتأكيد القطة" والقط يخرج

Bakın, işte. Su içmek için buraya geldiği kesin.

‫انظر، ها هي.‬ ‫بالتأكيد ذهبت إلى الماء لتشرب.‬

Orada büyük bir avcının bulunduğuna dair kesin izler var.

‫حسناً، هناك علامات مؤكدة‬ ‫على أن حيواناً مفترساً كبيراً كان هنا.‬

Yangının nasıl başladığı kesin olarak belirlenemedi: ama büyük olasılıkla

لم يتم تحديد كيفية بدء الحريق على وجه التحديد: ولكن على الأرجح كان شرارة من الأسلاك التالفة

Bir şeyi kesin olarak kanıtlamak veya öngörmek çok nadiren mümkün

نادراً جداً ما يمكن إثبات أو التنبؤ بشيء ما على وجه اليقين

Bir şey öğrendiğinizde ya bu bilgi kesin doğrudur deyip bunu

عندما تتعلم شيئًا ما ، يمكنك القول أن هذه المعلومات صحيحة تمامًا.

... düşmanın yerini tespit edip yolunu kesip kesemeyeceği de kesin değildi.

أن يكون الرومان قادرين على تحديد مكان العدو واعتراضه في الوقت المناسب.

Dünya yüzeyindeki herhangi bir muzun varlığını kesin olarak tehdit eden

الموز فريسةً لمرضٍ يسمى اربعة. ما يهدد وجود اي موزةٍ على سطح

Onlar yeni olanın eski olandan daha iyi olduğuna kesin gözüyle bakıyorlar.

يعتقدون أن كل ما هو جديد أفضل مما هو قديم.

Ve sadece onu geri götüren adamları tarafından kesin bir ölümden kurtarıldı. Emniyet.

ولم ينقذه إلا من موت محقق على يد رجاله ، الذين أعادوه إلى سلامة.

Thormod'un kesin ölümle yüzleşmek için yükselen cesur adamlardan oluşan şarkısı ... bir önsezi kanıtladı.

كانت أغنية ثورمود ، عن رجال شجعان ينهضون ليواجهوا موتًا محققًا ... بمثابة هاجس.

Hannibal'ın açık savaş tahrikleri başarısız olmuştu ve elde edilen o kadar yağmaya karşın kesin olan...

فشل حنبعل في إثارة معركة مفتوحة وعلى الرغم من النهب الشاسع الذي تم تنفيذه، كان من الواضح