Translation of "Hayal" in Japanese

0.020 sec.

Examples of using "Hayal" in a sentence and their japanese translations:

hayal edip inanabilirsiniz

自分は今 澄んだ明るい光を吸い込んでいると

Şunu hayal edin:

想像してみてください

Hayal gerçek oldu.

その夢は実現した。

Tom hayal görüyordu.

トムは空想にふけっていた。

Niçin hayal ederiz?

なぜ僕らは夢を見るの?

Hayal kırıklığına uğradım.

がっかりだよ。

Tom hayal kuruyor.

トムは空想にふけっている。

Herkes hayal eder.

みんな夢を見る。

Hayal kırıklığına uğramayın.

がっかりしないで。

Fransızca hayal kurarım.

私はフランス語で夢を見る。

Hayal kurmak serbest.

夢を見るのはただだよ。

Ve kesinlikle hayal kurmuyorlar.

むろん想像することなどできません

Şu durumu hayal edin:

こんな状況を想像してください

Eğer hayal etmesi mümkünse.

それが想像できるならばですが

Kitabınla hayal kırıklığına uğradım.

君のレポートにはがっかりしたよ。

Kaybolacağını asla hayal etmedim.

- 君が負けるとは私は夢にも思わなかった。
- 君が負けるとは夢にも思わなかった。

Nasıl hissettiğini hayal edebiliyorum.

- 君がどんな気分になったかは想像できます。
- あなたがどんな気分になったかは想像できます。
- どういう気持ちだったか、想像はつくよ。

Piknik bir hayal kırıklığıydı.

ピクニックは案外つまらなかった。

Birbirleriyle hayal kırıklığına uğradılar.

彼らは互いに失望を感じている。

Kuş olduğumu hayal ettim.

鳥になった夢を見た。

Hayal gücüne egzersiz yaptırmalısın.

創造力を働かさなければならない。

Ben hayal gücümü kullandım.

想像力を働かせた。

Onu hayal kırıklığına uğratma.

彼との約束をやぶるなよ。

Onda hayal kırıklığına uğradım.

私は彼女に失望した。

Hayal gücünü serbest bırak.

想像力を解き放て。

Tom hayal kırıklığına uğradı.

- トムは落ち込んでいる。
- トムはがっかりしている。

Bu bir hayal mi?

これは夢なのか?

Bazen evi hayal ederim.

私は時々故郷の夢を見る。

Beni hayal kırıklığına uğrattın.

君には幻滅した。

Oğlum hayal kırıklığına uğrattı.

私は息子にはがっかりしています。

Seninle hayal kırıklığı duyuyorum.

君には幻滅した。

Beni hayal kırıklığına uğratma.

私を落胆させないでくれ。

Fransızca hayal kurar mısın?

フランス語で夢を見ますか?

Sensiz hayatımı hayal edemiyorum.

君なしの生活なんて考えられない。

Seninle hayal kırıklığına uğradım.

見損なったよ。

Oğullarının hayal kırıklığına uğradılar.

彼らは息子に失望している。

O hayal kırıklığına uğradı.

彼はがっかりした。

Büyükannemi hayal meyal hatırlıyorum.

私は祖母のことをかすかに覚えている。

Tom sınıfta hayal kuruyordu.

- トムは授業中空想にふけっていた。
- トムは授業中空想にふけった。

Biraz hayal kırıklığına uğradım.

少しがっかりしたよ。

Senin hayal kırıklığına uğrattım.

- 君にはがっかりだよ。
- 君たちにはがっかりだよ。
- あなたにはがっかりだわ。

- Bu hayal gerçekleşecek.
- Bu rüya çıkacak.
- Bu hayal gerçek olacak.

この夢は実現するだろう。

- Çağrılmaması onu hayal kırıklığına uğrattı.
- Davet edilmediği için hayal kırıklığına uğradı.

- 彼は招かれなかったのでがっかりした。
- 彼は招待されなかったのでがっかりした。

- Başarısızlığım annemi hayal kırıklığına uğrattı.
- Hatamdan dolayı annem hayal kırıklığına uğradı.

- 私の母は私の失敗にがっかりした。
- 母は私の失敗に落胆した。

- Dün geceki konser hayal kırıklığına uğratıcıydı.
- Geçen geceki konser hayal kırıklığıydı.

昨夜のコンサートには失望した。

- Onun zengin bir hayal gücü var.
- Onun geniş bir hayal gücü var.
- Onun büyük bir hayal gücü var.

彼は想像力が豊かだ。

Şimdi, hayal etmeyi durdumanızı istiyorum

では 想像はここまでにしてください

hayal edemeyeceğimiz raddede dehşet verici.

それは想像を絶するほど 残酷なことだ

Zihninizde bir ekran hayal edin,

スクリーンを 思い浮かべてください

Yoksa ben mi hayal ettim?

俺の妄想?

Bir saniyeliğine hayal etmenizi istiyorum --

どこかの惑星に 降り立ったところを

Çok ağır hayal kırıklığı yaşarsınız.

がっかりしますから

Bir yaz medeniyeti hayal edin,

想像してみて下さい 夏に始まった文明が

Başarısızlıkla gelen hayal kırıklığını yaşamazlar.

失敗してがっかりすることもありません

Tüm iş kategorisini hayal edebilirsiniz.

それにより成果を上げる人々も

Yokluğun beni hayal kırıklığına uğrattı.

君が留守だったので、がっかりした。

Müzik bizim hayal gücümüzü besler.

音楽は想像力を豊かにする。

Sanki hayal görüyormuşum gibi hissettim.

まるで夢を見ているかのような気分だった。

Gelemediğini duyduğumda hayal kırıklığına uğradım.

- あなたがお出でになれない事を聞いてがっかりしました。
- 君が来れないと聞いたときは、拍子抜けしてしまったよ。

Onun piyano çalışını hayal edemiyorum.

- 彼女がピアノをひいている姿など想像できない。
- 私は彼女がピアノを弾いているのを想像できない。

Bir astronot olmayı hayal ediyor.

- 彼は宇宙飛行士になることを夢に描いている。
- 彼は宇宙飛行士になることを夢見ている。

Onun konuşmasıyla hayal kırıklığına uğradım.

彼のスピーチに失望しました。

Seni orada görmeyi hayal ediyorum.

彼とここで会うのが夢だ。

Hayal gücü, tüm uygarlığın köküdür.

想像力は、すべての文明の根本である。

O her zaman hayal kuruyor.

彼はいつも空想にふけっている。

O, evi hakkında hayal kurdu.

彼は故郷の夢を見た。

Biz onunla hayal kırıklığına uğradık.

- 私たちは彼に失望した。
- みんな彼を残念に思った。

Ben oğlumla hayal kırıklığına uğradım.

息子にはがっかりした。

Ayda yürümeyi hayal edebilir misin?

月の表面を歩いているところを想像できますか。

Hayal gücünüzün vahşileşmesine izin vermeyin.

勝手にそんなふうに想像するなよ。

Bir hemşire olduğunu hayal etti.

彼女には看護婦になるという夢があった。

Sonuçtan dolayı hayal kırıklığına uğradık.

私たちはその結果に幻滅した。

Başka gezegende hayat hayal edemiyorum.

私は他の惑星に生物がいるなんて想像できない。

Elektriksiz bir dünya hayal edemiyorum.

電気のない世界を想像することができない。

Tom'u hayal kırıklığına uğratmak istemiyorum.

トムをがっかりさせたくないんだ。

Yaşamımı Tom olmadan hayal edemiyorum.

トムのいない人生なんて考えられない。

O aşkta hayal kırıklığına uğradı.

彼女は恋に破れた。

Bu sadece onun hayal gücü.

それは彼の妄想にすぎない。

Senin kaybedeceğini asla hayal etmedim.

- 君が負けるとは私は夢にも思わなかった。
- 君が負けるとは夢にも思わなかった。

Cevabım öğretmeni hayal kırıklığına uğrattı.

先生は私の答えを聞いてがっかりした。

Umarım bu bir hayal değil.

これが夢じゃないことを願うよ。

Tom her zaman hayal kuruyor.

- トムはいつも空想にふけっている。
- トムはさぁ、いつも空想にふけってるよね。

Seni asla hayal kırıklığına uğratmayacağım.

私は決してあなた失望させません。

Sanki hayal görüyormuş gibi hissediyorum.

まるで夢を見ているようだよ。

Onunla karşılaştığımı hayal meyal hatırlıyorum.

私はかれにあったのを薄々覚えている。

Sensiz bir hayat hayal edemem.

私はあなたのいない人生なんて想像もできない。

Tom bir hayal dünyasında yaşıyor.

トムは空想の世界に生きている。

Onsuz hayatımı hayal bile edemiyorum.

彼のいない人生なんて、想像ができない。

Sonuçla ilgili hayal kırıklığına uğradım.

- 私はその結果にがっかりした。
- その結果にがっかりした。

Ay'da yaşamı hayal etmeye çalıştım.

私は月での生活を想像してみた。

Bu benim hayal gücümü aşar.

これは私の想像の範囲を超えている。

Onu hayal edemezsiniz, değil mi?

あなたには想像もつかない、でしょ?

O beni hayal kırıklığına uğrattı.

私は彼に失望した。

Hayal hayatlarımızın her yönünü etkilemektedir.

想像力は私たちの生活のどの側面にも影響を与える。

Tom beni hayal kırıklığına uğrattı.

- トムは私の期待を裏切った。
- トムは私をがっかりさせた。

Tom Mary'yi hayal kırıklığına uğrattı.

トムはメアリーをがっかりさせた。

Hayal kırıklığına uğramadın, değil mi?

失望してないの?