Translation of "Bulunduğu" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Bulunduğu" in a sentence and their japanese translations:

Bulunduğu yere uygun olmayanlar.

丸い穴にはまった四角い杭

Bu, cesedin bulunduğu oda.

これが死体の発見された部屋です。

Onun bulunduğu yeri belirleyemedik.

われわれは、彼女の行方を突き止めることが出来なかった。

Bir insan bulunduğu mevkiyle yargılanmamalıdır.

人は、その身分によって、判断されるべきではない。

O bulunduğu duruma kendini alıştıramaz.

彼は環境に順応できない。

Onun içinde bulunduğu evi sevmiyorum.

彼のいる家は嫌いだ。

Ve sık ormanların bulunduğu bir yerdir.

深い森がある

Sıkı çalışma onu bulunduğu yere getirdi.

勤勉さが今の彼をつくりあげた。

Kurtlar av hayvanlarının çokça bulunduğu bölgelerde yaşar.

オオカミは獲物が豊富な地域に住んでいる。

- Onun nerede olduğunu bulamadık.
- Onun bulunduğu yeri bulamadık.

われわれは、彼女の行方を突き止めることが出来なかった。

Bunun öldüren mantarlardan olmadığını, içinde bulunduğu çevre sayesinde biliyorum.

これは死の危険がないよ この環境にあるならね

- Şüphelinin nerede olduğu hâlâ bilinmiyor.
- Şüphelinin bulunduğu yer hala bilinmiyor.

容疑者の行方はまだ分からない。

Bayan Tanaka yıllardır Amerika'da bulunduğu için çok iyi İngilizce konuşur.

田中嬢は長年アメリカにいたので英語を話すのが非常にうまい。

Ekip, Khumbu Buz Çağlayanı ile kamp alanının bulunduğu yere ulaşana kadar...

ベースキャンプと クンブ氷瀑に着く頃には…

- Onun nerede olduğu hakkında bir fikrimiz yok.
- Onun bulunduğu yer hakkında hiçbir fikrimiz yok.

杳として行方が知れない。

Tom Mary ile ilgilenmediğini söyledi fakat o her zaman onun bulunduğu odanın tarafına doğru bakıyor gibi görünüyordu.

トムはメアリーに興味がないと言っていたが、いつも彼女の方ばかり見ているようだった。