Translation of "Uygun" in Japanese

0.027 sec.

Examples of using "Uygun" in a sentence and their japanese translations:

Kurallara uygun davranmalısın.

君は規則に従って行動しなければならない。

Beklentilerimize uygun yaşadı.

- 彼女は私達の期待通りに成長した。
- 彼女は私達の期待にこたえた。

Beklentilerine uygun yaşamadı.

彼は我々の期待にそわなかった。

Bu uygun mudur?

これは当てはまる?

- Bence o, işe uygun değil.
- Bence o, iş için uygun değil.
- Bence, iş için uygun değil.
- Bence, işe uygun değil.

私の意見では、彼はその仕事に向いていない。

Herkes için uygun olmayabilir.

それが 誰にでも使えるとは限りません

Bulunduğu yere uygun olmayanlar.

丸い穴にはまった四角い杭

Dünyayı fethetmeye uygun olabilecekler. "

世界を征服するのにふさわしいものになるでしょう。」

Sorun konuya uygun değil.

君の質問は当面の話題とは関係がない。

Evimiz uygun şekilde konumlanmıştır.

我が家は便利なところにある。

Sizin için neresi uygun?

どこが都合がいい?

Toprak, sebzelere uygun mu?

その土地は野菜栽培に向いていますか。

Her şey programa uygun.

すべて予定通り進んでいる。

O, iş için uygun.

彼女はその仕事に適している。

O, öğretmenliğe uygun değildir.

- 彼は先生に向いてない。
- 彼は教師に向いていない。

Beklentilerinize uygun yaşamaya çalışacağım.

あなたがたの期待に添えるように努力します。

Senin için uygun mu?

- これでいい?
- これで大丈夫?

Görev için uygun adamdır.

彼こそその地位にふさわしい人だ。

Onun beklentilerine uygun yaşamalıyım.

私は彼の期待に応えなければならない。

Zaman eylem için uygun.

行動の機は熟した。

Boşlukları uygun kelimelerle doldurun.

適当な語で空所を満たせ。

Size uygun bir zamanda.

ご都合の良いときに。

Lütfen uygun olduğunda gel.

ご都合のよいときにおいでください。

Uçuş takvime uygun mu?

この便は時間通りか。

Kapıyı uygun şekilde kapatamıyorum.

- このドアはよく閉まりません。
- ドアがきちんと閉まらないんですが。

Uygun bir zamanda geldiniz.

あなたはちょうどよい折に来た。

Kovalamak, sıkı ve yasalara uygun

私たちの社会基準が

Çevremde uygun bir destek buldum

苦しい過去と 向き合って生きるために

Burası uygun bir yer değil.

ねどこにはならない

Geçen zamana göre uygun boyuttaydı.

‎時期もサイズも合う

Elbisen ortam için uygun değil.

君の服装は場所にそぐわない。

Çoraplar uygun boyutta olması gerekmektedir.

- 靴下は適当な大きさのものがよい。
- ストッキングは、ジャストサイズの方がいいよ。

Tom iş için uygun çocuktur.

トムはその仕事に適した少年だ。

Su içmek için uygun değildir.

その水は飲むのに不適当だ。

Uygun nitelikler pozisyon için gereklidir.

その職に就く為にはそれ相応の資格が必要です。

Çocuk okul kurallarına uygun yaşayamadı.

その少年は学校の規則に合わせて生活出来なかった。

Bu film çocuklar için uygun.

その映画は子供向きだ。

- O şık.
- O modaya uygun.

彼女はオシャレだ。

O, iş için uygun adamdır.

彼はその仕事に適切だった。

Onun işi standartlara uygun değil.

彼の作品は水準に達していない。

O, iş için uygun değil.

彼にはその仕事ができない。

Geminin programa uygun geleceğini düşünüyorum.

船はかならず予定どおりに着くと思う。

O, öğretmenlik için uygun değildir.

彼女は教師にむいてない。

O, iş için uygun değildir.

彼女はその仕事に不向きだ。

Zamanı boşa harcamanı uygun bulmuyorum.

- 私はあなたが時間を浪費するのをよいとは思わない。
- 私はあなたがたが時間を浪費するのをよいとは思わない。

Bizim planımız için uygun musun?

私たちの計画に賛成してくれますか。

O, uygun bir iş arıyor.

彼は自分に合った仕事を探している。

Uygun bir çeviri bulmak zor.

適当な訳を見つけるのが難しい。

Bunlar kurallardır; uygun biçimde davranın.

これが規則なのだから、それに従って行動しなさい。

Bu kitap senin ihtiyaçlarına uygun.

この本はあなたの要望にぴったりです。

Bu ceket bana uygun mudur?

このジャケットはわたしに合っているかしら?

Ben senin için uygun değilim.

お前にはかなわないよ。

Her zaman bana uygun olacaktır.

- いつでも私の都合は結構です。
- いつでも構いませんよ。

Lütfen işi uygun olduğunda yap.

あなたのご都合の良い時にその仕事をして下さい。

Cebimde buna uygun bir şey var.

その答えの1つが ここにあります

Uygun elbiseler iş yerinde çok önemlidir.

実業界では、きちんとした身なりがとても重要です。

Gerçek onun iş için uygun olmadığıdır.

実は彼はその仕事に向かなかったのだ。

Tartışma için uygun bir başlık değil.

それは討論に適切な論題ではない。

Toplantılar için oda uygun olacak mı?

その部屋を会議に使うことはできますか。

Etin hiçbiri yemek için uygun değildi.

その肉は全く食用に適さなかった。

Genç adam, konumu için oldukça uygun.

その青年はその地位にうってつけだ。

İş genç kızlar için uygun değil.

その仕事は若い女性には適当ではない。

Hastalara uygun şekilde bakıldığından emin ol.

病人が適切な看護を受けられるようにしなさい。

Onun ceketi ortam için uygun değildi.

彼女のコートはその場にふさわしくなかった。

Onun oğulları uygun şekilde yetiştirilmiş değil.

彼の息子たちはしつけが、ちゃんとできていない。

Onun söylediği bu duruma uygun düşmüyor.

彼のいったことはこの場合当てはまらない。

Hava test uçuşu için uygun görünüyordu.

天気はテスト飛行にとって好条件のように思えた。

Kimse ona uygun bir fırsat tanımadı.

誰も彼によいチャンスを与えなかった。

O, parti için uygun giysiler giyiyordu.

彼女はそのパーティーにふさわしい服を着ていた。

Onun konuşması duruma çok uygun değildi.

彼の話はその場にあまりふさわしくなかった。

Onun iş için uygun olduğunu sanmıyorum.

- 彼女はその仕事に適していないと思う。
- 彼女がその仕事に適しているとは思わない。

Onun iş için uygun olmadığını düşünüyorlar.

彼らは彼をその仕事に不適当と考えている。

Onun hikayesi durum için uygun değildi.

彼の話はその場にあまりふさわしくなかった。

Yarın işe başlamanız uygun olacak mı?

- 明日仕事を始めるのはご都合がよいでしょうか。
- 明日から仕事をはじめるのはあなたにとって都合がよいですか。

Bu ev tamamen benim ihtiyaçlarıma uygun.

その家は私の要求にぴったりだ。

Onu başkan olarak seçmeyi uygun buldular.

彼らは彼を会長に選ぶことで合意した。

Onun iş için uygun olduğunu düşünmüyorum.

- 私は彼はその仕事に向いていないと思う。
- 彼がその仕事に向いているとは思えない。

Ben uygun zamanda bunu ona anlatacağım.

適当なときに彼にそれを言いましょう。

Bugün benim için gerçekten uygun değil.

今日は都合が悪いんだ。

Yarın seni ziyaret etmem için uygun.

- 明日あなたを訪問するのが、私には都合がよい。
- 君を訪ねるのに僕としては明日が都合いいな。

Tom uygun fiyatlı bir araba istedi.

トムは手ごろな車が欲しかった。

Rapor konusu uygun zamanda ilan edilecek.

レポート課題は適切な時期に告知します。

John'un iş için uygun olduğunu düşünmüyorum.

- ジョンはその仕事に向いていると思わない。
- その仕事にジョンが適任だとは、私は思わない。

Bu ayakkabılar koşu için uygun değil.

この靴は走るのに適していない。

Bu balık yemek için uygun değildir.

この魚は食用にならない。

Bu balık yemek için uygun değil.

この魚は食べるのに適さない。

Gelmen için ne zaman uygun olur?

おいでくださるのはいつが都合よろしいですか。

Sizin için uygun olduğu zaman gelebilirsiniz.

いつでもあなたのご都合のよいときにおいで下さい。

Ne zaman sizin için uygun olurdu?

- いつご都合がよろしいですか。
- いつがご都合よろしいでしょうか。

Kendinize uygun bir takım elbise alın.

いい服を買え。

O kelime o durumda uygun muydu?

あの単語は状況にふさわしかったですか。

Oraya uygun elbiselerle gitsen iyi olur.

あなたはそこへちゃんとした服装で行った方がよい。

Sana çalışmana uygun olarak ödeme yapılacak.

- 働きに応じて支払われます。
- あなたの働きに応じて賃金が支払われる。

Sizin için ne zaman uygun olur?

- あなたにとっていつがご都合がよいでしょうか。
- いつなら都合がいい?

Şu kılıç bir prens için uygun.

その刀は王子にふさわしい。

Patronum benim işe uygun olduğumu düşünmüyor.

上司は私がその仕事をできるとは思っていない。

Bu alışılmadık soruları en uygun şekilde soran

この科学者と臨床医からなる 活気あふれる研究グループは

Veya yaşına uygun bir işte çalışsın istiyoruz.

年齢に適した職業に 就いている状態を目指します

Kurumunuzla uygun düşen yetenekleri olan insanları seçebilirsiniz.

あなたの組織で役立つ技能を持った人物を 選ぶ方法もあります