Translation of "Arabanın" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Arabanın" in a sentence and their japanese translations:

Arabanın hızına şaşırdım.

- 私はその車の速いのにびっくり仰天した。
- あの車のスピードには度肝を抜かれたよ。

Arabanın camını açabilir misin ?

車の窓を開けていただけませんか。

Arabanın fiyatı çok yüksek.

その車の値段は高すぎる。

Kayakları arabanın üstüne koydu.

彼は車の上にスキーを乗せた。

Arabanın motoru yolda bozuldu.

途中で車のエンジンが故障した。

Bu arabanın yıkanması gerekiyor.

この車は洗う必要がある。

Olamaz! Arabanın anahtarını kaybettim.

やばい、車の鍵なくしちゃった。

Bu arabanın modası geçmiş.

この車は時代遅れです。

Bu arabanın kullanımı kolay.

この自動車は操縦しやすい。

Arabanın dört tekerleği vardır.

自動車には車輪が4個ある。

O, arabanın altından çıktı.

彼は車の下から出てきた。

- Bu arabanın tamire ihtiyacı var.
- Bu arabanın onarıma ihtiyacı var.

- この車は修理する必要がある。
- この車は修理してもらう必要がある。
- この車は修理が必要だ。

Arabanın altından bir kedi çıktı.

ネコが車の下から出てきた。

Arabanın yeni bir motoru var.

その車には新しいエンジンがついている。

O arabanın port bagajı var.

その車には屋根に荷台がついています。

O, o arabanın sahibi mi?

彼があの車の持ち主ですか。

Durdum ve arabanın geçmesini bekledim.

私は立ち止まって車が通り過ぎるのを待った。

Arabanın bıraktığı izleri takip ettiler.

彼らはその車が残していった跡を追った。

Sanırım arabanın içinde kalmanı söylemiştim.

車の中にいるようにあなたに言ったはずです。

Polis arabanın sahibini bulmayı başardı.

警察は車の持ち主を何とか突きとめることができた。

Arabanın bir adama çarptığını gördüm.

私はその車が人をはねるのを見た。

Tom kafasını arabanın çatısına çarptı.

トムは車の天井に頭をぶつけた。

Tom arabanın çatısına başını çarptı.

トムは車の天井に頭をぶつけた。

Bu arabanın zor kullanımı olmalı.

この車は乱暴な使い方をされてきたに違いない。

Bu arabanın fiyatı çok yüksek.

この車の価格はとても高い。

Bu arabanın sahibini tanıyor musun

この車誰の車か知っているの?

Bir arabanın bir direksiyon simidi vardır.

車にはハンドルが一つある。

Evin önünde bir arabanın durduğunu duydum.

車が家の前に止まる音が聞こえた。

Soğuk sabahlarda arabanın yola çıkması zor.

寒い朝に車を始動させることは難しい。

Şehre varmadan önce arabanın yakıtı bitti.

- 自動車は町に着く前に燃料切れになった。
- その車は町につく前に燃料切れになってしまった。

Arabanın arka koltuğu üç yolcu alır.

その車の後部座席には3人乗れます。

Hareket halindeyken arabanın kapısını asla açma.

動いている車のドアを決してあけるな。

Kapı arabanın geçmesi için yeterince geniştir.

門はその車が通れるほど広い。

Sizden kiraladığım arabanın bir sorunu var.

- 借りた車の調子が悪いのですが。
- お借りした車の調子が悪いのですが。
- そちらで借りた車の調子が悪いんですけど。

Polis arabanın durması için düdük çaldı.

- 警官は笛を吹いて車に止まるよう合図した。
- 警官はその車に停車せよと笛で合図した。

Bu arabanın lastiklerinin yeterli havası yok.

この車のタイヤの空気は十分でない。

Bu ikinci el arabanın fiyatı makul.

この中古車の価格は手ごろだ。

Bu arabanın motorunda bir sorun var.

この車のエンジンはおかしい。

Biz arabanın arkasına geçtik ve ittik.

私たちは車の後ろに回って押した。

Bir arabanın ön camı parçalara ayrıldı.

- 車の前面ガラスは砕けて粉々になった。
- 車のフロントガラスが粉々に割れたの。

Arabanın benzini bittiğinde neredeyse eve varmak üzereydim.

- 家のそばまで来て車のガソリンが切れた。
- あとちょっとで自宅ってところで、ガス欠になったんだ。

Hangi arabanın daha güzel olduğu söylemek zordur.

どちらの車がよいか言うのはむずかしい。

O arabanın yavaş yavaş bizi izlediğini düşünüyorum.

車が徐行でついてきているような気がする。

Bu eski arabanın tepenin zirvesine gideceğini sanmıyorum.

この古い車が丘の頂上までうまく登っていけるとは思わない。

Yakıt tasarrufu bu arabanın önemli bir avantajıdır.

燃料の節約がこの自動車の大きな特長だ。

Bu arabanın kime ait olduğunu biliyor musun?

- これがだれの車か知っていますか。
- この車が誰のか知ってるの?

Jack arabanın tekerleğinin nasıl değiştirileceğini bana anlattı.

ジャックは僕に、車のタイヤ交換の仕方を説明してくれた。

Bu arabanın fiyatı yüzde on beş indirimlidir.

この車の値段は15%引きになっています。

Onlar televizyonda yeni bir arabanın reklamını yaptılar.

彼らは新型車をテレビで宣伝した。

İki adam arabanın nesi olduğunu kontrol ediyor.

2人の男性が車の故障の原因を調べている。

Polis kızlara, o arabanın kendilerinin olup olmadığını sordu.

警官は女の子達にこの車は自分達のものであるかを聞いた。

Ne? Hala bir arabanın nasıl kullanıldığını bilmiyor musun?

え?車を運転することはまだできないのですか?

- Bir sürücü, arabanın içinde uyuyordu.
- Bir sürücü arabada uyuyordu.

運転手は車の中で寝ていた。

Onlar Nara'yı geçtikten on dakika sonra, arabanın benzini bitti.

彼らが奈良を過ぎて10分後、車はガス欠になった。

Bir polis, kızlara arabanın onlara ait olup olmadığını sordu.

警察は少女達に車が自分のものかどうかたずねた。

Arabanın arkasında oturan bir kişi hariç herkes kaza anında öldü,

後部座席の1人以外は みんな即死でした

Polis bir el feneri ile arabanın durması için işaret etti.

警官は懐中電灯で車に止まれと合図をした。

Hava o kadar sıcak ki bir arabanın kaputunda yumurta pişirebilirsiniz.

とても暑くて、車のボンネットで卵が焼けるよ。

Polis bir el feneri kullanarak arabanın durması için sinyal verdi.

警官は懐中電灯で車に止まれと合図をした。

Arabanın üç sıra koltuğu vardır ve sekiz yolcu taşıma kapasitesine sahiptir.

その車は3列のシートがあるので8人の客を運ぶことが出来る。

Arabanın parçalanması hakkında üzgün olduğunu biliyorum fakat yaralanmadın ve sağ olduğuna şükretmelisin.

事故で車は全損って嘆いているけどさ、怪我がなくてなにより、命あっての物種だよ。

Arabanın tamiri biter bitmez, lütfen bana masrafları gösteren bir mektup yolla. Gerekli parayı sana göndereceğim.

車の修理が終わりましたら、費用を御知らせください。

- Garajımdan çıkamadım çünkü yolda bir araba vardı.
- Yolda bir arabanın olması dolayısıyla garajımdan çıkamadım.
- Yolda bir araba olduğu için garajımdan çıkamadım.

- 車がじゃまになったので、ガレージから出ることができなかった。
- 出口を車がふさいでしまっていたので、私はガレージから出ることができなかった。