Translation of "Yüksek" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Yüksek" in a sentence and their japanese translations:

Yüksek dağların

そびえる山や

Fiyatlar yüksek.

インフレが進んでいます。

Dalgalar yüksek.

波が高い。

Kolesterolüm yüksek.

コレステロール値が高いのです。

- Kan basıncın yüksek mi?
- Tansiyonun yüksek mi?

血圧が高いの?

Moralimizi yüksek tutmamızı,

彼らは士気を高め 私達の大がかりな活動を

Yüksek sesle söyledi.

声を出して言った。

Yüksek sesle okuyun.

声を出して読みなさい。

Yüksek sesle güldüm.

私は声を出して笑った。

Daha yüksek, lütfen.

もっと大きい声で言ってください。

Yüksek sesle konuş!

はっきり言いなさい。

Yüksek sesle konuşma.

そんな大声で話すな!

Onların morali yüksek.

彼らはやる気がある。

Kira çok yüksek.

部屋代はとても高い。

Biraz daha yüksek.

もう少し大きくして。

Dalgalar bugün yüksek.

今日は波が高い。

Bu çok yüksek.

とても高い。

O yüksek sıçrayabilir.

彼女は高く跳び上がれます。

Fiyat çok yüksek.

値段が高すぎる!

Seçilme şansı yüksek.

彼が選出されるチャンスは十分にある。

Ses çok yüksek.

- 大きすぎるわ。
- 派手すぎるよ。

Yüksek sesle konuşmamalısın.

大声で話してはいけない。

Nem oldukça yüksek.

湿度がすごく高いですね。

Nem çok yüksek.

湿度がすごく高いですね。

Yüksek sesle konuşmalısın.

あなたは大声で話さなければならない。

Yüksek tansiyonum var.

高血圧です。

Yüksek sesle düşünme!

独り言を言うなよ。

- Şu yüksek binaya bakın.
- Şu yüksek binaya bak.

- あの高い建物を見なさい。
- あの高い建物を見てご覧なさい。

Yüksek bir tuz diyetinin sürdürülmesi yüksek tansiyona katkıda bulunabilir.

塩分の高い食事をとると、高血圧の原因になるかもしれない。

- Bu, Japonya'nın en yüksek kulesi.
- Bu Japonya'da en yüksek kule.
- Bu, Japonya'daki en yüksek kuledir.

これは日本で一番高い塔だ。

Yüksek verimli LED ışıklar,

効率を高めたLEDの開発や

Yüksek Arktik'teki Svalbard Adaları'nda...

‎北極海の ‎スヴァールバル諸島では‎―

Yüksek komuta yeteneğini kanıtladı.

高い指揮能力を証明した。

Fiyatlar bu günlerde yüksek.

近ごろは物価が高い。

İngilizceyi yüksek sesle okumalısın.

英語を声を出して読むべきだ。

Radyonun sesi çok yüksek.

ラジオの音が大きすぎる。

Top havada yüksek sıçradı.

ボールは空中高く跳ね上がった。

Birçok yüksek bina var.

たくさんの高いビルがある。

Çok yüksek sesle konuşmamalısın.

そんな大声で話すべきではない。

Arabanın fiyatı çok yüksek.

その車の値段は高すぎる。

Çocuğun yüksek ateşi var.

その子は高熱である。

Resmin maliyeti çok yüksek.

その絵の値段はとても高い。

O yüksek sesle çaldı.

大きな音をたてた。

Çok yüksek sesle konuştu.

- 彼は大声で話した。
- 彼はとても大きな声で話した。

Çok yüksek ateşim vardı.

- 私はとても高い熱があった。
- すごく高い熱が出たんだ。

O yüksek sesle küfretti.

彼女は大声で悪態をついた。

Benim yüksek ateşim var.

- 高熱があるのです。
- とても熱があります。
- 熱が高いんだ。

Kuşlar gökyüzünde yüksek uçarlar.

鳥が空高く飛んでいる。

Hava yüksek dağlarda nadirdir.

高山では空気が希薄になる。

Yüksek gürültü beni delirtiyor.

騒音で頭が変になりそうだ。

Kasabam yüksek dağlarla çevrilidir.

私の町は高い山に囲まれている。

Yüksek işsizlikten kim sorumlu?

高い失業率の責任は誰にあるのか。

Lütfen yüksek sesle konuşun.

大きな声で話して下さい。

Belgeyi yüksek sesle okudu.

彼は書類を大声で読んだ。

Burada yüksek sesle konuşmayın.

ここでは大声で話してはいけません。

Uyurken yüksek sesle horladı.

彼は眠っている間大きないびきをかいていた。

Kitabı yüksek sesle okuyun.

- 声を出して本を読みなさい。
- その本を声に出して読みなさい。

Tom yüksek sesle inledi.

トムは大きなうめき声を発した。

Onun maaşı çok yüksek.

彼女の年収が高いです。

Oğlum yüksek okula girdi.

私の息子は、高校に入学した。

Bugün onun morali yüksek.

彼は今日は上機嫌だ。

Yüksek sesle konuş, lütfen.

大きな声で、お願いします。

O baca çok yüksek.

あの煙突はとても高い。

Şiiri yüksek sesle okudu.

彼女はその詩を声に出して読んだ。

Tom'un yüksek tansiyonu var.

- トムは血圧が高い。
- トムは高血圧だ。

- Firma yüksek kaliteli ürünleriyle tanınmaktadır.
- Firma yüksek kaliteli ürünleri ile tanınır.

その会社は高品質の製品で知られている。

- Birçok kadın eş yüksek fiyatlardan şikayetçi.
- Birçok hanım yüksek fiyatlardan şikayetçi.

物価が高いと不平を言う主婦が多い。

- Everest Dağı dünyanın en yüksek zirvesidir.
- Everest dünyanın en yüksek zirvesidir.

- エベレスト山は世界の最高峰である。
- エベレストは世界の最高峰です。

Yüksek enerji kullanımını düşürmek için

多大なエネルギー消費量を 削減するために

Enerjinizin hep yüksek olması gerekiyor.

見られていると エネルギーを消費します

Yüksek nitelikli karakteristik özelliklere göre

展開しようとしていて

Kapsül içindeki yüksek basınçla kapatıldı.

、カプセル内の高圧によって密閉されていました。

Yaşam standartları daha yüksek olmalı.

生活水準は上がるべきである。

Bağırma yüksek sesle yankı yapar.

歓声は大きくこだまして。

Biz yüksek sesle şarkı söyledik.

我々は大声で歌った。

Daha yüksek sesle konuşun lütfen.

もっと大きな声で話してください。

Tom yüksek ağaca tırmanmaya çalıştı.

トムはその高い木に登ろうとした。

Yüksek sesle konuşmaya gerek yok.

そんなに大声で話す必要はない。

Kule, 220 metre kadar yüksek.

その塔は高さが220メートルもある。

Kasabanın etrafında yüksek duvarlar vardır.

その町のまわりには高い城壁がある。

Kasaba birçok yüksek binaya sahip.

その町には高い建物がたくさんある。

Yangın yüksek binayı tahrip etti.

その火事が高いビルを破壊した。

Müzisyen davulunu yüksek sesle çaldı.

その演奏者はドラムを強くたたいた。

O televizyonun sesi çok yüksek.

そのテレビの音は大きすぎる。

Yüksek lisans okulunda çalışmalarını sürdürdü.

彼は大学院で勉強を続けた。

O yüksek bir sese sahip.

- 彼は声が大きい。
- 彼の声は大きい。

Yüksek kan basıncından rahatsızlık çekiyor.

彼は高血圧に悩んでいた。

Şirkette yüksek bir pozisyona sahiptir.

彼は会社で高い地位にあります。

O, mektubu yüksek sesle okudu.

彼はその手紙を声高らかに読みあげた。

Dedesi yüksek rütbeli bir askerdi.

彼の祖父は高級軍人だった。

Onun cesareti yüksek övgüye layıktır.

彼のその勇気は激賞に値する。

Bazı kuşlar gökyüzünde yüksek uçuyorlar.

鳥が空を高く飛んでいる。

Birisi yüksek sesle kapıyı çalıyor.

誰かが戸をやかましくノックしている。

Tokyo'da yaşamanın maliyeti çok yüksek.

東京での生活費はとても高い。

İthalat malları yüksek vergilere tabidir.

輸入品は高い課税対象だ。