Translation of "Anladım" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Anladım" in a sentence and their japanese translations:

Anladım.

- 分かりました。
- 了解です。

Anladım!

- 捕まえた。
- 分かった!

Onu anladım.

よく理解できます

Vücudumu sahiplenirken anladım ki

その過程の中で 自分には女性として

Ilk o zaman anladım.

収監されるとは どういうことなのか

İşte o zaman anladım.

そこで私は気づいたのです

Makinenin niçin çalışmadığını anladım.

その機械がなぜ動かないのかわかった。

Onun haklı olduğunu anladım.

私は彼が正しいことが分かった。

Onun ne dediğini anladım.

僕には彼女の言うことが分かった。

Neredeyse her şeyi anladım.

ほとんど全部分かった。

Söylediklerinin ana fikrini anladım.

彼が言っていることの要点はわかった。

Bizim sessizliğimizin izin verdiğini anladım.

こんな悪習が続くだけだとも悟りました

Ama o an anladım ki

でも その瞬間に気づいたのは

Neden oğullarını götürdüğünü de anladım

息子達も参加させた理由が分かりました

Sorununu anladım ama yardımcı olunamaz.

問題はよくわかりますが、いたしかたありません。

Seçtiğim şeyin beni ilgilendirmediğini anladım.

私は自分が選んだものにあまり興味がもてないということがわかった。

Ben makinenin faydası olmadığını anladım.

私はその機械が役に立たないのに気づいた。

Onun huzursuz olduğunu hemen anladım.

- 彼が気詰まりであるということがすぐにわかった。
- 私はすぐに彼が落ち着かない様子であるという事が分かった。

Onun söylediğini tam olarak anladım.

私は彼女の言うことを文字どおりに受け取った。

Yanlış trene bindiğimi yavaş yavaş anladım.

私は違う列車に乗ったことが次第に分かり始めた。

Ben hemen hemen bütün şeyi anladım!

ほとんど全部分かった。

Onun kızgın olduğunu bu mektuptan anladım.

この手紙から察すると彼は立腹しているようだ。

Anladım ki yapay zekâyı geliştirmek üzere çalışıyorken

AIの研究をしていて 気づいたことがあります

Ve o an anladım ki bunu aşabilirdik.

その瞬間私は確信しました 私達はこの体験を乗り超えられると

Uyandığımda her şeyin bir rüya olduğunu anladım.

- 目を覚まして見ると、一切が夢だったことがわかりました。
- 目を覚ましてみると夢だったことがわかった。
- 目を覚ましてみるといっさいが夢であることが分かった。

Ben onun nazik bir adam olduğunu anladım.

彼は親切な人だとわかった。

Onun çok kızgın olduğunu onun ifadesinden anladım.

彼の表情から本当に怒っているのだと推察した。

Ve anladım ki büyük ihtimalle omurgasının alt tarafında

彼の下部脊椎に 椎間板変性症が

Ancak o zaman onun ne demek istediğini anladım.

その時やっと、私は彼の言いたいことが解った。

Konuşmamın en önemli kısmını unuttuğumu çok geç anladım.

私は自分の演説の最も重要な部分を落としてしまったと気がついたが、遅すぎた。

Onun sıradan bir adam olduğunu bir bakışta anladım.

- 私はひとめ見て彼は平凡な男であると知りました。
- 彼が平凡な男性であることは一目でわかった。

Onun bir aktris olmak istemesinin büyük bir yalan olduğunu anladım.

彼女は女優になりたいなどは真ッかなうそだと合点した。

Avustralya’yı ziyaret edene kadar, Japonya’nın ne kadar küçük olduğunu anladım.

オーストラリアを訪問してはじめて、日本がなんと小さな国かがわかった。

- Eve vardığımda cüzdanımı kaybettiğimi anladım.
- Eve gittiğimde, kaybetmiş olduğum cüzdanımı buldum.

家に着いたとき、財布をなくしていることに気づいた。

Bana Ferrarisi olduğunu ve inanılmaz zengin olduğunu söylemişti ama onun ne mal olduğunu anladım.

彼は自分が信じられないほど金持ちでフェラーリを持っていると言ったが、私はすぐに彼の正体を見破った。