Translation of "Alışveriş" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Alışveriş" in a sentence and their japanese translations:

Üniversite, alışveriş, müzik.

大学、ショッピング、音楽

Alışveriş merkezine gittim.

モールへ行ってきたところです。

Tom alışveriş yapıyor.

トムは買い物をしている。

Alışveriş merkezini dolaştık.

私たちはショッピングセンターをぶらぶら歩いた。

Alışveriş yapmayı seviyorum.

買い物大好き!

Alışveriş merkezi nerede?

ショッピングセンターはどこですか。

Alışveriş merkezine gitmeli miyiz?

モールに行きましょうか。

Onlar dışarıda alışveriş yapıyorlar.

彼らはショッピングに出かけている。

Alışveriş bölgesinde amaçsızca dolaştık.

繁華街を当てもなくウロウロした。

Alışveriş beni mutlu ediyor!

お買い物すると嬉しくなります!

Alışveriş yapmaktan nefret ediyorum.

買い物嫌いなんだよ。

Alışveriş konuşmayalım, tamam mı?

いい? 仕事の話はなし、ってことで。

Alışveriş için sana teşekkürler.

お買い上げありがとうございます。

- Bu alışveriş sepetini kullanabilir miyim?
- Bu alışveriş arabasını kullanabilir miyim?

そのショッピングカートを得ることができますか?

Politik ya da alışveriş seçimlerimizde

政治的なことにしても 消費行動にしても

Yakında bir alışveriş alanı vardır.

近くに商店街がある。

En yakın alışveriş merkezi nerede?

一番近いショッピングモールはどこにありますか。

Nancy yolda biraz alışveriş yaptı.

ナンシーは途中で買い物をした。

Onu bir alışveriş merkezinde aldım.

私はそれをデパートで買った。

Alışveriş merkezleri ergenler arasında popülerdir.

ショッピングモールはティーンに人気だ。

Yer altında alışveriş bölgesi var.

地下はショッピング街です。

Alışveriş merkezi bir mil ilerde.

ショッピングセンターは一マイル先です。

Buralarda biraz alışveriş yapmak istiyorum.

私はこのあたりで少し買い物をしたい。

Ben süpermarkette alışveriş etmeye gidiyorum.

これからスーパーへ買い物に行きます。

Alışveriş merkezi hangi saatlerde açık?

このショッピングセンターは何時から何時までやっていますか。

O, bana " alışveriş gidelim." dedi.

彼女は私に「買い物に行こう」といった。

116 binden fazla alışveriş merkezi var

11万6千店以上のモールがありますが

Alışveriş merkezinin önünde bir kitapçı var.

- そのデパートの前に書店がある。
- そのデパートの前に本屋があります。

Alışveriş çantasını pat diye masaya koydum.

買い物袋をどすんとテーブルの上に置いた。

Ben o mağazada alışveriş yapmayı seviyorum.

私はあのデパートで買い物するのが好きだ。

Alışveriş caddeleri, iş günlerinde çok sakindir.

商店街は平日ひっそりしている。

Ben gerçekten alışveriş merkezi mağazalarını beğenmiyorum.

モールの店はあまり好きじゃないわ。

Alışveriş etmek için şehir merkezine gidiyoruz.

私たちは買い物に中心街に行く。

Akıllı alışveriş dikkatli bir planlama gerektirir.

賢い買い物は綿密な計画を必要とする。

Alışveriş merkezinde yeni bir şapka aldım.

デパートで新しい帽子を買った。

Benim için biraz alışveriş yapar mısın?

買い物をしてきてくれる?

Dün alışveriş yapmaya gitmedi, değil mi?

彼女は昨日買い物に行きませんでしたね。

Ben genellikle bu süpermarkette alışveriş yaparım.

私はたいていこのスーパーで買い物をします。

O bana nerede alışveriş yapacağını söyledi.

彼はどこで買い物をしたらよいか私に教えてくれました。

Restorana gitmek veya günlük alışveriş yapmak gibi

かつては単純だった決断―

Kasabanın kenarında yeni bir alışveriş merkezi açıldı.

新しいショッピングモールが街のはずれにオープンした。

Eve giderken Noel için biraz alışveriş yaptım.

家に帰る途中でクリスマスのための買い物をした。

Alışveriş listesinde tüm ürünleri kontrol ettiniz mi?

- 買い物リストの品物を全部確かめましたか。
- 買い物リストの中身は全部確認した?

Ben biraz alışveriş yapmak için süpermarkete gidiyorum.

これからスーパーへ買い物に行きます。

Annem biraz alışveriş yapmak için mağazaya gitti.

母はデパートへ買い物に行きました。

Dün biraz alışveriş yapmak için mağazaya gittim.

昨日デパートに買い物に行きました。

Yakında Noel geldiği için biraz alışveriş yapmalıyım.

クリスマスも近いので、買物をしなくちゃいけない。

Alışveriş merkezine giden bir otobüs var mı?

ショッピングモールへ行くためのバスがありますか。

Buraya yakın bir alışveriş merkezi var mı?

この近くにショッピングモールがありますか。

Bu alışveriş merkezinde bir süpermarket var mı?

このモールの中にスーパーマーケットはありますか。

Noel çok yaklaştığı için biraz alışveriş yapmalıyım.

クリスマスも近いので、買物をしなくちゃいけない。

Biri balık tutmaya,diğeri alışveriş yapmaya gitti.

ある人は釣りに行き、またある人は買い物に行った。

Tom alışveriş yapmak için şehir merkezine gitti.

トムは買い物に街の方へ出た。

Anne az önce alışveriş için dışarı çıktı.

母はたった今買物に出かけてしまいました。

Bütün bonusumu alışveriş ve seyahat üzerine çarçur ettim.

ボーナス全部を買い物と旅行に使ってしまった。

Lütfen ona biraz alışveriş yaptıktan sonra geleceğimi söyle.

私は少し買い物をしてから行くと彼女に伝えてください。

- Sizin için alışveriş yapacağım.
- Alışverişi sizin için yapacağım.

- 私が買い物をしてあげましょう。
- 買い物してきてあげるよ。

Onu benim için bir alışveriş torbasına koyar mısınız?

ショッピングバッグに入れていただけますか。

Öyle pahalı bir mağazadan alışveriş yapmaya param yetmez.

私にはそんな高い店で買い物をする余裕はない。

O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.

彼女は買い物をしに外出したかもしれない。

Acele etme. Alışveriş yapmak için bütün öğleden sonramız var.

ゆっくり時間をかけなさい。午後はまるまる買い物なんだから。

Doğrudan pazarlama insanların evden alışveriş yapmasını sağlayan bir yoldur.

ダイレクト・マーケティングは人々が家に居ながらにして買い物が出来る方法である。

Kadının biri geçen gün mağazada alışveriş yaparken ehliyetini kaybetmiş.

ある女性が先日デパートで買い物中に運転免許証を失ってしまった。

Oh evet,haklısın.Pekala,bu senin ekonomik olan alışveriş şeklin öyleyse.

あ、そうだったわね。じゃあ、みみっちいのはあんたの買い方ってことね。

"Annen nerede, Tom?" "O, kız kardeşimle birlikte dışarıda alışveriş ediyor."

「トム、お母さんは?」「姉ちゃんと買い物に行ってるよ」

Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.

私はプレゼントを買う目的でデパートへ行った。

Onlar alışveriş merkezine gittiler, orada yemek yediler ve bir film izlediler.

彼らはモールまで歩いて、そこで食事をし映画を観ました。

Ben, sizin için alışveriş yapacağım, evi temizleyeceğim, ve akşam yemeği pişireceğim.

あなたに代わって買い物をして家を掃除して夕食を作ってあげる。

Ben ikinci el kitapçılarda ve ikinci el giyim dükkanlarında alışveriş yapmayı severim.

古本屋と古着屋をあさるのが好きです。

Bir gün Mike ve Jane biraz alışveriş yapmak için şehir merkezine gittiler.

ある日マイクとジェインは町へ買物をしに行きました。

Bütün ev işlerini yapmak zorunda kaldım, ama keşke sinemaya ya da alışveriş yapmaya gitseydim.

家事を全部やらなければなりませんでしたが、映画か買い物にいっていればなあ、と思います。