Translation of "Merkezi" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Merkezi" in a sentence and their japanese translations:

Şirketimizin merkezi Tokyo'dadır.

我が社の本拠地は東京である。

Alışveriş merkezi nerede?

ショッピングセンターはどこですか。

Şirket merkezi Los Angeles'ta.

同社の本社はロサンゼルスにあります。

Bunu ilgi merkezi olarak düşünebilirsiniz.

照準みたいなものと思ってください

Bu da yeni spor merkezi,

この新しいスポーツ施設は

En yakın alışveriş merkezi nerede?

一番近いショッピングモールはどこにありますか。

Oteller için bilgi merkezi nerede?

ホテルの案内カウンターは、どこですか。

Alışveriş merkezi bir mil ilerde.

ショッピングセンターは一マイル先です。

Bu şehir çelik sanayiinin merkezi.

その町は鉄鋼業の中心地である。

Alışveriş merkezi hangi saatlerde açık?

このショッピングセンターは何時から何時までやっていますか。

116 binden fazla alışveriş merkezi var

11万6千店以上のモールがありますが

Şehir merkezi için otobüs durağı nerede?

ダウンタウン行きのバスの停留所はどこですか。

Ben gerçekten alışveriş merkezi mağazalarını beğenmiyorum.

モールの店はあまり好きじゃないわ。

Bu binada merkezi ısıtma var mı?

- この建物にはセントラル・ヒーターがありますか?
- この建物にはセントラルヒーティングが付いていますか?

Bütün düşüncelerinizi merkezi bir bilgisayara aktarmak istese

政府の中央コンピュータに 国民の考えが全て送信されるようにしようとしたら

Kasabanın kenarında yeni bir alışveriş merkezi açıldı.

新しいショッピングモールが街のはずれにオープンした。

Buraya yakın bir alışveriş merkezi var mı?

この近くにショッピングモールがありますか。

Bir zamanlar Dünya'nın evrenin merkezi olduğuna inanılıyordu.

かつては、地球が宇宙の中心であると思われていた。

Bir zamanlar dünyanın evrenin merkezi olduğuna inanılıyordu.

かつては、地球が宇宙の中心であると思われていた。

Bu önemli soru hayatım boyunca işimin merkezi oldu.

この極めて重要な問いに 人生をかけて取り組んできました

Rus merkezi kargaşa içindeydi… ve kırılmaya yakın görünüyordu.

ロシア軍中央は混乱しており 崩壊も時間の問題かと思われた

Şehir merkezi Kyoto'da büyük bir trafik sıkışıklığı vardı.

京都の繁華街は交通渋滞がすごかった。

Öğrenci merkezi konuşmalara başlamak için iyi bir yer.

学生センターは話をするのに良いところだ。

Bu hastane iş ve bankacılık merkezi tarafından işletilir.

この病院は市立です。

Diyelim ki sosyal medya kullanmak profesyonel başarımın merkezi değil.

ソーシャルメディアの使用は プロとしての成功のコアになるものでもない

Turist danışma merkezi isteyen herkese bir şehir haritası verdi.

観光案内所では、ほしい人には誰にでも町の地図をあげました。

Bu yapı 'merkezi bir kalenin' güzel ve heybetli bir örneğidir.

これが外見と実用性を備えた集中式城郭の好例である

Kent merkezi sözcüğü, herhangi bir kentin iş semti anlamına gelir.

ダウンタウンという言葉はすべての町の繁華街をさす。

- Merkezi Haberalma Teşkilatı hakkında ne biliyorsun?
- CIA hakkında ne biliyorsun?

CIAについて何を知っていますか。

Yeni bir spor merkezi inşa etmek için proje yeterli fon eksikliğinden dolayı suya düştü

新しいスポーツ施設の建設計画は、十分な資金が無いため、だめになった。

Ulusal Eğitim Bilgi Merkezi Mesleği bırakan öğretmenler geri döndüklerinden dolayı tahmin edilen bir öğretmen açığının sonuç vermeyeceğini söylüyor.

全国教育情報センターによれば、退職した教員が復職しているおかげで、予測された教員不足は起こらないだろう、ということです。