Translation of "öne" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "öne" in a sentence and their japanese translations:

O öne geçmeyecek.

彼はうだつがあがらないようさ。

Başını öne eğdi.

彼は深々と頭を下げた。

Zorla öne geçmeye çalışıyor.

‎必死に距離を詰める

Sorunumuza bir cevap öne sürdü.

- 彼は私達の問題への解決を見つけた。
- 彼は私達の問題の答えをみつけた。

Onun öne geçme umudu yok.

うだつが上がらない。

Jim öğretmenin yanılabileceğini öne sürdü.

ジムは先生が間違っているのではないかとそれとなく言った。

Tutkularınızın öne çıkacağını düşündüğünüz yer.

関係してくるところです

O başını öne eğerek cevap verdi.

彼女はうなずいて答えた。

O, öne doğru bir adım attı.

彼は1歩前へ進んだ。

Tokalaşmak için öne doğru adım attı.

彼女は彼の手を握ろうと一歩前に出た。

Sen Tom'u öldürdüğümü mü öne sürüyorsun?

私がトムを殺したって言うの?

- O öne doğru eğildi.
- Eğildi.
- Domaldı.

彼女は腰をかがめた。

Bu kısım tutkularınızın öne çıkacağı yer,

この点は あなたの興味が

Lütfen gelecek toplantıda maddeyi öne sür.

その問題を次の会合に提出して下さい。

Sonra yeni bir fikir daha öne sürdüler:

そして もう一つ斬新なアイディアを 思いつきました

Tom ayakkabısını bağlamak için öne doğru eğildi.

トムは靴紐を結ぶためにしゃがんだ。

Lütfen mümkün olduğu kadar öne yakın oturun.

前の方から詰めてお座りください。

O daha önce başlamamız gerektiğini öne sürdü.

彼女は私たちがもっと早く出発したらどうかといった。

Onda yazarlıkta adını öne çıkarma hırsı var.

彼は作家として名を成そうという野心を持っている。

Bunun anlamı, kaslarını kullanarak öne atılmaya hazır olduğudur.

つまり筋肉を使って 前に突く用意をしてる

Peki bunu ters çevirip işi en öne alsak?

では 順番を真逆にして 役割から考えたらどうなるでしょう?

Bedeni hafifçe öne eğilmiş, kokunun izini takip ediyordu.

‎前傾姿勢で ‎においをたどっている

Eğer en iyi ayağınızı öne koyarsanız, başarılı olursunuz.

全力をつくせば、成功する。

Tom öne doğru eğildi ve bozuk parayı aldı.

トムは立ち止まりコインを拾った。

Küçük çocuk başını öne eğdi ve bir şey söylemedi.

少年はうなだれて何も言わなかった。

Onun konuştuğu her sözü anlamak için öne doğru eğildim.

私は彼の話す言葉をすべて聞こうと身を乗り出した。

Bir adım öne çık ve diğerleri için yer aç.

前へ出て、他の人に場所をあけなさい。

Bilim insanları aslında en az iki farklı açıklama öne sürdü.

科学者らは これについて 少なくとも2つの説を展開しています

Bütün ünlü beyzbol oyuncularından o bir deha olarak öne çıkıyor.

すべての有名な野球選手の中で、彼は天才として際立っている。

Toplantıda onun öne sürdüğü planın lehinde mi yoksa aleyhinde misin?

あなたは彼が会議で提出したそのプランに賛成ですか、それとも反対ですか。

Yaşlı adam öne doğru eğildi ve karısına yumuşak bir sesle sordu.

年老いた旦那は身を乗り出して、やさしい口調で妻に聞いた。

İstatistikler bu şehrin nüfusunun beş yıl içinde iki katına çıkacağını öne sürmektedir.

統計から推測すると、この町の人口は5年で2倍になるだろう。

Tom Mary'yi öpmek için öne doğru adım attı ama geri adım attı.

トムはメアリーにキスをしようと足を踏み出したが、彼女は後ずさりした。

Nisan 1968'de bir CIA raporu, Sovyetler Birliği'nin Ay'a Kozmonotlar göndermek üzere olduğunu öne sürdü

1968年4月、CIAの報告は、ソビエト連邦が宇宙飛行士

- Kodaman Homer'in bile bazen başı öne eğilir.
- Herkes bir gün tökezleyebilir.
- Herkesin işi bir gün ters gidebilir.

- 弘法も筆の誤り。
- 猿も木から落ちる。
- ホーマーも時には居眠りをする。

Bunun anlamı, kaslarını kullanarak öne atılmaya hazır olduğudur. Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.

つまり筋肉を使って 前に突く用意をしてる 自分がどんなに速くても ガラガラヘビにはかなわない