Translation of "Başını" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Başını" in a sentence and their japanese translations:

Başını salladı.

彼は首を横に振った。

Popülerlik başını döndürdü.

人気がでて彼女はうぬぼれた。

Başını yastığa koydu.

彼女は頭を枕にのせた。

Yılan başını kaldırdı.

そのヘビは頭を持ち上げた。

Tom başını salladı.

トムは頷いた。

Başını tavana çarptı.

彼は天井に頭をぶつけた。

Başını öne eğdi.

彼は深々と頭を下げた。

Başını pencereden çıkarma.

窓から顔を出すな。

O, başını kaldırdı.

彼女は頭を上げた。

Başını pencereden çıkardı.

彼女は窓から顔を出した。

Gövdeyi ayırıp başını atın.

体を取って頭を捨てる

...ve onunla başını yakalarız.

これで頭を刺す

Ve onunla başını yakalarız

これで頭を刺す

O, başını yastığa koydu.

彼は枕に頭を横たえた。

Başını annesinin omuzunda dinlendirdi.

彼女は母の肩に頭をもたせかけた。

O utançla başını eğdi.

彼は恥ずかしさのあまり首を垂れた。

Başını ileri geri salladı.

- 彼は首を前後に振りました。
- 彼は頭をぶんぶんと振った。

Başını bir sütuna çarptı.

彼は柱に頭をぶつけた。

Alışkanlık nedeniyle başını kaşıdı.

彼はいつもの癖で頭をかいた。

Başını eğerek teşekkür etti.

彼女はありがとうとおじぎした。

- Kafasını kaşıdı.
- Başını kaşıdı.

彼女は頭を掻いた。

Başını derde sokmak istemiyorum.

- 私はあなたの迷惑になるようなことはしたくないのです。
- お前をゴタゴタに巻き込みたくないんだ。

Başını kaşıma alışkanlığı var.

彼は頭を掻く癖がある。

O, bana başını salladı.

彼は私にうなずいた。

Paul kızardı ve başını çevirdi.

ポールは顔を赤らめて横を向いた。

Boksör başını aşağıda tutmaya çalıştı.

そのボクサーは体重を抑えておく努力をした。

Anlayıp anlamadığını sorduğumda başını salladı.

分かりますかと尋ねると彼はうなずいた。

O utanç içinde başını eğdi.

彼女は恥ずかしくてうつむいた。

O, başını pencereden geri çekti.

彼女は窓から頭を引っ込めた。

O, geçerken bana başını salladı.

- 彼は通りかかったときに会釈した。
- 彼は通りすがりに、私に会釈した。

Sorumu yanıtlamak için başını salladı.

彼は私の質問に対してうなずいた。

Büyükbabam başını salladı ve gülümsedi.

祖父は私に向かってうなずき、微笑みかけた。

O, başını yukarı aşağı salladı.

彼は首を上下に振った。

John başını suyun üstünde tuttu.

ジョンは水の上に頭を出した。

Başını derde soktuğum için üzgünüm.

あなたをトラブルに巻き込んでしまってごめんなさい。

Hiç kimsenin başını belaya sokmayacağım.

誰もトラブルに巻き込むつもりはない。

Başını kaldırdı ve ona baktı.

彼女は頭を上げて彼を見た。

Tom arabanın çatısına başını çarptı.

トムは車の天井に頭をぶつけた。

Alice utanç içinde başını eğdi.

アリスは恥ずかしさで首をたれた。

Mary başını Tom'un omuzuna yasladı.

メアリーはトムの肩に頭を乗せた。

Tamam, sopayla başını tutmamı istiyorsunuz demek?

よし 棒を使って 頭を刺すんだな

Tamam, sopayla başını tutmamı istiyorsunuz demek?

よし 棒を使って 頭を刺すんだな

O başını öne eğerek cevap verdi.

彼女はうなずいて答えた。

Tom John'ın başını belaya sokmak istemiyor.

トムは、ジョンをトラブルに巻き込む気はない。

Yüzücü başını kaldırdı ve nefes nefese kaldı.

泳ぎ手は頭を上げて、はあはあと息を吸った。

Onun başını desteklemek için birkaç yastık getirdi.

彼は頭をのせるため二三のクッションを持ってきた。

Tom senin başını belaya soktu, değil mi?

トムがあなたをトラブルに巻き込んだのでしょう?

O cesur bir şekilde başını dik tuttu.

彼女は勇敢に頭を上げていた。

Her zaman başını sokacak bir evin olacak.

いつでも私のところへ来ればいいんだもの。

- Patronu gerçeği öğrendiğinde, yalan onun başını derde soktu.
- Patronu gerçeği öğrendiğinde yalan onun başını belaya soktu.

上司が事実を知ったとき、彼はその嘘のせいでトラブルに巻き込まれた。

De başını belaya sokabileceğine dair işaretler zaten vardı .

が彼をトラブルに巻き込む可能性もありました。

O, yaşlı bir kadın gibi başını eğip yürüdü.

彼女は老婆のように頭を下げて歩いた。

O yaşını başını almış. En azından otuz yaşında.

彼女はもう若くない。少なくとも30才だ。

Konuşma tarzın bir gün senin başını belaya sokacak.

あなたのその話し方は、いつかトラブルを招くことになりますよ。

Bana gerçeği söylemesini istedim ama o başını salladı.

私は彼女に本当のことを言うようにいったが、彼女は首を横に振った。

Küçük çocuk başını öne eğdi ve bir şey söylemedi.

少年はうなだれて何も言わなかった。

Köpek başını bir bu yana bir o yana çevirdi.

その犬はあちらこちらに頭を向けた。

O ne yapacağını bilmiyordu ve başını ellerinin içinde tuttu.

彼はどうしていいのか分からず頭を抱えた。

Onun özgün fikirleri daha tutucu arkadaşlarıyla başını defalarca belaya soktu.

彼は、奇抜なアイデアを出すため、もっと保守的な同僚と何度ももめごとをおこしている。

...ve onunla başını yakalarız. Unutmayın, başı her zaman tehlikeli olan kısmıdır.

これで頭を刺す 頭はいつも危険なのさ

Lateks eldiveni alıp bunun üzerine iyice germeli ve başını aldıktan sonra

このゴム手袋を ビンにひっかけておく

Lateks eldivenimizi alıp bunun üzerine iyice germeli ve başını aldıktan sonra

このゴム手袋を― ビンにひっかけておく

Onun yerine başını tıraş etmeye ne dersin? Sanırım sende iyi görünürdü.

いっそのこと丸坊主にしてみたらどう?よく似合うと思うよ。

Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır... ...ve onunla başını yakalarız.

2つ方法がある まずは棒を使う これで頭を刺す

Onun yeni fikirleri daha tutucu iş arkadaşlarıyla sık sık başını derde sokuyor.

彼女は、奇抜なアイデアを出すため、もっと保守的な同僚と何度ももめごとを起こしている。

- Onu ağlarken görmesin diye kafasını çevirdi.
- Kendisini ağlarken görmemesi için başını çevirdi.

彼に涙を見せまいと彼女は顔を背けた。

Yılanlar için ne derler bilirsiniz, eğer başını kontrol ederseniz gövdeyi de kontrol edersiniz.

ヘビの頭を抑えられれば 体を制御できる

Katip başını salladı bu yüzden kadın bir çek yazdı ve onu teslim etti.

係員が頷いたので彼女は小切手を書き、それを手渡した。

Başını yere eğmenin ve güvenle yaşamanın bir hayatta kalma içgüdüsü olup olmadığını merak ediyorum.

危険を避けて安全に生きるのが生存本能でしょうか。