Translation of "Jim" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Jim" in a sentence and their japanese translations:

Jim Kanadalıdır.

- ジムは、カナダ人です。
- ジムはカナダ人です。

Jim nerede?

ジムはどこ?

- Onu Jim diye çağırırlar.
- Ona Jim derler.

彼らは彼をジムと呼んでいます。

Jim doktoru seviyor.

ジムはその医者が好きだ。

Jim sözünün adamı.

ジムは約束を守る男だ。

Jim evimde kalmıştı.

ジムが私の家に滞在した。

Jim bahçeyi suluyor.

ジムは庭に水を撒いている。

Jim Japonca okuyabilir.

ジムは日本語が読める。

Jim elini kaldırdı.

ジムは手を挙げた。

Jim bugün gelmeyecek.

ジムは今日は来ない。

Jim Londra'ya gitti.

ジムはロンドンへ行ってしまった。

Jim henüz gelmedi.

ジムはまだきていない。

Jim kamerasını çaldırdı.

ジムはカメラを盗まれた。

Jim babasına benzer.

ジムはお父さんに似ている。

Jim ağaçtan indi.

ジムは、木から降りた。

Jim kapıyı açar.

ジムがドアを開けます。

Pencereyi kapa, Jim.

ジム、窓を閉めなさい。

- Jim mektubu Betty'ye yazdı.
- Jim mektubu Betty için yazdı.

ジムは、ベティーにかわって手紙を書いた。

Tom Jim kadar uzundur.

トムとジムは身長が同じだ。

Jim kadar hızlı koşarım.

僕はジムと同じくらい走るのが速い。

Jim, derhal hastaneye yatırılmalı.

ジムはすぐに入院させなければならない。

Jim bedensel çalışmadan korkuyordu.

ジムは肉体労働がいやになった。

Jim anahtarı kilide koydu.

ジムはドアロックに鍵を差し込んだ。

Jim için çikolata aldım.

私はジムのためにチョコを買った。

Jim de partiye geliyor.

- ジムもまたパーティーに来ます。
- ジムもパーティーに来るよ。

Jim araba sürmeyi öğreniyor.

ジムは車の運転の仕方を学んでいます。

Jim henüz eve gelmedi.

ジムはまだ帰宅していない。

Jim kadar hızlı koşamam.

私はジムほど速く走れない。

Jim geceye kadar çalışır.

ジムは夜遅くまで勉強する。

Jim Japonya'yı sevmeyi öğrendi.

ジムは日本が好きになった。

Jim zorlanmadan sorumu yanıtladı.

ジムは難なく私の質問に答えた。

Jim öfkesine hâkim olabildi.

ジムは怒りを制御することができた。

Jim arabasının üzerinde çalışıyor.

ジムは車を修理中だ。

Jim sınavı geçmekle öğünüyor.

ジムは試験に通ったのを自慢する。

Jim bana korkak dedi.

ジムは私を臆病者呼ばわりした。

Jim dün Paris'ten ayrıldı.

ジムは昨日パリを離れました。

Jim teklifini kabul edecektir.

ジムは君の申し出を受け入れるでしょう。

Jim henüz evde değil.

ジムはまだ帰宅していない。

Jim davul çalmayı seviyor.

ジムはドラムを演奏するのが好きだ。

Jim okula otobüsle gider.

ジムはバス通学です。

Jim Julie'yi kolundan yakaladı.

ジムはジュリーの腕をぐいとつかんだ。

Jim James'in kısa şeklidir.

ジムというのはジェームスを短くしたものだ。

Jim benim evimde kaldı.

ジムが私の家に滞在した。

Partiye Jim de geliyor.

ジムもパーティーに来るよ。

Keşke Jim kendisi gibi davransa.

ジムが行儀よくしてくれたならなあ。

Tom ve Jim aynı boydalar.

トムとジムは身長が同じだ。

Jim iskeleden balık tutmaya gitti.

ジムは埠頭へ釣りに行った。

Jim, ona piyanoda eşlik etti.

ジムは彼女の歌のピアノ伴奏をした。

Jim onunla aynı yıl doğdu.

ジムは彼と同じ年に生まれた。

Haber geldiğinde Jim sevinçle sıçradı.

ジムは知らせが届くと喜びに舞い上がった。

Jim yedinci rauntta nakavt oldu.

ジムは第7ラウンドにノックアウトを食らった。

Jim öğretmenin yanılabileceğini öne sürdü.

ジムは先生が間違っているのではないかとそれとなく言った。

Jim kendi görüşünde ısrar ediyor.

ジムは自分の意見に固執している。

Jim başarısını sıkı çalışmaya bağlıyor.

ジムは自分が成功したのは一生懸命働いたからだと言っている。

Jim sınavda kopya çekerken yakalandı.

ジムは試験でカンニングしているのを発見された。

Jim bana bir taksi çağırdı.

ジムは私にタクシーを呼んでくれた。

Jim kardeşi kadar sıkı çalışır.

ジムは兄さんと同じくらい勉強する。

Jim, finaller için sıkı çalışıyor.

ジムは期末試験のため猛勉強をしている。

Jim Ron kadar hızlı koşar.

ジムはロンと同じ速さで走る。

Jim elma sevmez, değil mi?

ジムはりんごが好きではないですね。

"Jim okula nasıl gidiyor?" "Otobüsle."

「ジムはどのようにして学校に行きますか」「バスで行きます」

Jim topa çok sert vurdu.

ジムはとても強くボールを蹴った。

Jim eskiden olduğu gibi değil.

ジムは、昔の彼ではない。

Jim senden daha fazla suçlanmayacak.

ジムに責任がないのはあなたに責任がないのと同じだ。

Jim ile konuşan kız Mary'dir.

ジムと話している少女はメアリーです。

Jim kilitin içinde anahtarı çevirdi.

ジムは鍵を回した。

Jim kız arkadaşını çok seviyor.

ジムは彼のガールフレンドに夢中です。

- Jim bütün gün çok garip davrandı.
- Jim, tüm gün çok tuhaf davrandı.

ジムは1日中行動がおかしかった。

Tom ve Jim yıllardır birbirleriyle görüşmüyorlar.

トムとジムは長年の間、仲が悪い。

Ona amcasının anısına Jim adı konuldu.

彼は叔父の名前をとってジムと名づけられた。

Jim sınıf arkadaşları tarafından çok seviliyor.

ジムは級友のだれからも好かれている。

Jim onun kime telefon ettiğini duyabiliyordu.

ジムは彼女が誰に電話を掛けているのか聞き取れた。

Jim güneydoğu Asya gezisine çıkmak üzere.

ジムは東南アジアの旅行に行こうとしている。

Jim buzlu yolda kaydı ve incindi.

ジムは凍った道で滑って怪我をした。

Jim bir topa çok iyi vurur.

ジムは大変上手にボールを蹴る。

Jim neşeyle ıslık çalarak arabasını sürdü.

ジムは楽しそうに口笛を吹きながら運転した。

Jim tekrar gelmeyeceğine bana söz verdi.

ジムはもう二度と来ないと私に約束した。

Jim yaklaşık Bill kadar uzun boylu.

ジムはビルとほとんど身長が同じです。

Annesi onu uyandırıncaya kadar Jim uyanmadı.

ジムはお母さんが起こすまで目を覚まさなかった。

Jim yedi trenini kaçırmış gibi görünüyordu.

ジムは7時の電車に乗り遅れたようだった。

Jim sözde boş kafalı bir öğrencidir.

ジムは、いわゆるぼんやりした学生だ。

Onun yokluğunda Jim hakkında kötü konuşma.

ジムのいないところで悪口を言ってはいけない。

Ne zamandan beri Jim Robinson'u tanıyorsunuz?

ジム・ロビンソンとはいつからの知り合いですか。

- Jim bir avukat değil fakat bir doktordur.
- Jim, bir avukat değil, ama bir doktordur.

- ジムは弁護士でなく医者だ。
- ジムは弁護士ではなく、医者です。

Jim arkadaşlarının herhangi birinden daha uzun boylu.

ジムは友達の誰よりも背がたかい。

Jim uyandı ve kendini odada yalnız buldu.

ジムは目覚めると、自分が部屋に1人なのに気がついた。

Jim dışarı gitti, ama Mary evde kaldı

ジムは出て行ったが、メアリーは家にとどまった。

Jim sınava hazırlanırken gece yarılarına kadar çalıştı.

ジムは受験勉強のころは夜中まで勉強した。

Jim dizüstü bilgisayarında bir şeyler yazmaya koyuldu.

ジムは手帳に何か書き始めた。

Jim bizi beklemesinin bir sakıncası olmayacağını söyledi.

ジムは私たちを待つのは構わないと言った。

Jim değişim öğrencisi olarak Japonya'da bizimle kaldı.

ジムは交換留学生として日本にいたとき、私たちの家に滞在した。

Jim eve varır varmaz doğruca tuvalete gitti.

ジムは帰宅すると、トイレに直行した。

Jim onunla tanışır tanışmaz Mary'ye âşık oldu.

- ジムはメアリーと知り合った瞬間に彼女が好きになった。
- ジムはメアリーに一目惚れした。

Jim, kayak yaparken bacağında bir kas çekildi.

ジムはスキーをしていて脚に肉離れを起こした。

Jim Anne'e birkaç kez çıkma teklif etti.

ジムはアンを何回か招待した。

Kollarını bağlamış olarak Jim tek başına oturuyordu.

ジムは、腕をくんで、1人で座っていた。

Jim günde üç mil koşmaya özen gösterir.

ジムは、毎日3マイルのジョギングをすることにしている。