Translation of "çıktığı" in Japanese

0.003 sec.

Examples of using "çıktığı" in a sentence and their japanese translations:

Onun evden çıktığı görüldü.

- 彼は家からでてくるのを見られた。
- 彼はその家から出てくるところを見られた。

Sesinin çıktığı kadar bağırdı.

彼女は声を限りに叫んだ。

Beyazların yiyecekle mağazadan çıktığı fotoğraf

白人が食べ物を店から持って行くところで、

Yağmurda dışarıya çıktığı için soğuk aldı.

- 雨の中を出かけたので、彼は風邪をひいた。
- 雨の中外出したため、彼は寒気がした。

Herkes avazı çıktığı kadar şarkı söyledi.

みんなは声を張り上げて歌った。

Tom sesi çıktığı kadar çığlık attı.

- トムは声の限りに叫んだ。
- トムは声を限りに叫んだ。

Biz yardım için avazımızın çıktığı kadar bağırdık.

私たちは声を振り絞って助けを求めた。

Onun her yıl yurt dışına çıktığı doğrudur.

彼が毎年海外へ行くというのは本当だ。

Tom ve Mary'nin çıktığı söylentileri haftalarca dönüyordu.

トムとメリーがデートしていたという噂が数週間渦巻いていた。

Hava kararınca şehirlerin nasıl baskın çıktığı açıkça görülebiliyor.

‎日が落ちると ‎街の広がりは明らかになる

Yanan evden dışarı çıktığı zaman itfaiyecinin yüzü korkunçtu.

燃えている家から出てきた時の消防士は厳しい顔をしていた。

Çitaların üçte bir oranda geceleri ava çıktığı artık kanıtlandı.

‎チーターの狩りの3分の1は ‎夜行われることが分かった

TiVo'nun çıktığı zamandan, ortalama 8 veya 9 sene önceden bugüne.

TiVo が登場したのは 今から8-9 年前で

Ve bu nedenle, yelken açarken, insanın şimdiye kadar çıktığı en tehlikeli, tehlikeli

したがって、私たちが出航するとき、私たちは神の祝福を、 人がこれまでに乗り出し

- Ken sonunda amacına ulaşmıştır.
- Ken sonunda yapmak için yola çıktığı şeyi başardı.

ついにケンは目的を果たした。

Dilin nasıl ortaya çıktığı konusunda birçok tahmin bulunuyor ancak gerçek şu ki kimse gerçekten bilmiyor.

言語がどのように始まったのかについてはいくつも推論はあるが、実はだれもあまり知らない。

Onun liseden beri çıktığı bir erkek arkadaşı var, fakat o ilişkilerinin durgunlaştığını hissediyor, bu yüzden memnun oldu.

高校時代からつきあっている彼氏はいるものの、つきあいが惰性になっていると感じ、不満をつのらせている。

Onun liseden beri çıktığı bir erkek arkadaşı var ama o onların ilişkilerinin tekdüze olduğunu hissediyor, bu yüzden o hoşnutsuz oldu.

高校時代からつきあっている彼氏はいるものの、つきあいが惰性になっていると感じ、不満をつのらせている。