Translation of "Dışarıya" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Dışarıya" in a sentence and their japanese translations:

Çöpü dışarıya götür.

- ごみを外に出して。
- ゴミ出しといて。

Çöpü dışarıya çıkar.

ゴミ出しといて。

Dışarıya çıkmaktan vazgeçerek,

他人との接触を避けることで、

Benimle dışarıya gel.

私と一緒に外に来て。

Ben dışarıya itildim.

私は押し出された。

Sır dışarıya nasıl sızdırıldı?

どうやって秘密が漏れたのだろう。

Yağmurda çocuklarını dışarıya göndermedi.

彼女は子供たちが雨の中を出て行くのを許さなかった。

O, dışarıya belli etmedi.

- 彼女はなんとかして世間体をつくろった。
- 彼女はなんとか体裁を繕った。

O, dışarıya şapkasız gitti.

彼は帽子をかぶらずに出かけた。

O, pencereden dışarıya baktı.

彼女は窓から外を見た。

Onlar odadan dışarıya koştular.

彼らは急いで部屋から出ていきました。

- Yağmurda dışarıya şemsiyesiz çıkmaman gerektiğini bilmeliydin.
- Yağmurda dışarıya şemsiyesiz çıkılmayacağını bilmeliydin.

あなたは傘も持たないで雨の中を出かけるほどばかではなかったはずだ。

Evin sarsılmasını hissederek dışarıya koştum.

家が揺れるのを感じて、私は走って外へ飛び出した。

Delikten dışarıya bir fare fırladı.

ねずみが一匹、穴からちょこちょこ出てきた。

Fırtınaya rağmen o dışarıya çıktı.

嵐にもかかわらず彼は出ていった。

Dışarıya çıkınca soğuktan tir tir titredim.

外に出ると寒さでぞくぞくした。

Yanardağ dışarıya alevleri ve lavları fırlatıyordu.

火山は炎と溶岩を吹き出す。

Yağmurda dışarıya çıktığı için soğuk aldı.

- 雨の中を出かけたので、彼は風邪をひいた。
- 雨の中外出したため、彼は寒気がした。

Bir kedi odadan dışarıya hızla koştu.

猫が部屋から飛び出した。

Ne yaptığımı bilmeden odadan dışarıya koştum.

私は無我夢中で部屋を飛び出した。

Lütfen köpeği dışarıya bırakmamaya dikkat edin.

犬が外へ出ないように気をつけてください。

Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.

宿題がたくさんあるので外出できません。

Lütfen köpeğin dışarıya gitmediğinden emin ol.

犬が外へ出ないように気をつけてください。

Baba, dışarıya çıkıp oyun oynayabilir miyim?

パパ遊びに行ってもいい?

- Volkan dışarıya alev ve duman fışkırtıyor.
- Volkan dışarıya alevlerini ve dumanlarını güçlü bir şekilde fırlattı.

火山が炎と煙を噴き出している。

Soğuk havada dışarıya nefes verdiğinde nefesini görebilirsin.

- 寒い天気に息を吐くと、息が見える。
- 寒い日に息を吐くと、自分の息が見えるんだよ。

Bir baca dumanı bir şömineden dışarıya taşır.

- 煙突は煙を暖炉から外へ出す。
- 煙突は煙を暖炉から外へ出すものだ。

Bebekler geldikten sonra, sık sık dışarıya çıkmadı.

彼女は赤ん坊が出来てからはあまり外出しなくなった。

Tom hava karardıktan sonra nadiren dışarıya çıkar.

トムは夜にはあまり家から出かけない。

Ben dışarıya giderken yanımda bir şemsiye alırım.

私は外出するときには傘を持って行く。

Dışarıya bakmak için ikisi de pencereye gitti.

外を見るために、二人は窓のところへ行った。

Babam geceleri dışarıya yalnız çıkmama izin vermez.

うちの父ったら、夜私を一人で外へ出してくれないの。

Pencereden dışarıya bakarken gelen bir araba gördüm.

窓の外を見ると、車が1台来るのが見えた。

Dışarıya gitme yerine ev ödevimi yapmak zorundayım.

外出をしないで宿題をしなければならない。

O, dışarıya çıkarken büyük bir deprem vardı.

ちょうど彼が出かけようというときに大地震があった。

Tüm ışıkların kapatıldığından emin ol dışarıya çıkmadan önce.

- 外出する前に、すべてのライトを消すことを確かめなさい。
- 出かける前に必ず灯りを全部消してください。

Bu havada dışarıya gitmektense evde kalmayı tercih ederim.

こんな天気の中を出かけるよりは、家にいるほうがましだ。

Tom'u tokatladıktan sonra, Mary odadan dışarıya doğru koştu.

トムをひっぱたいた後、メアリーは部屋から駆けだした。

Sabah dışarıya çıkmadan önce her zaman hava durumunu izlerim.

毎朝必ず天気予報を見てから外出します。

Hava çok iyi, kuruması için çamaşırlarımı dışarıya asmayı düşünüyorum.

天気がいいので洗濯物を干していこう。

Birlikte yemek yemek için dışarıya çıkmanın seni neşelendireceğini düşünüyordum.

一緒に外食することで君を元気づけられると思ったんだ。

Bu sıcak havada dışarıya gitmektense evde kalmayı tercih ederim.

この暑い中を外出するくらいなら家にいた方がよい。

O, gece vakti yalnız dışarıya çıkmaması için onu uyardı.

- 彼女は彼に夜一人で出掛けないよう注意した。
- 彼女は彼に夜一人で外出しないよう警告した。

Onlar çöpü dışarıya taşımak için kimin sırası olduğu hakkında tartıştılar.

彼らはゴミを外へ出すのは誰の順番かを言い争った。

Ben bir hafta önce bir kazada yaralandığım için dışarıya çıkamam.

私は一週間前に事故でけがをしたので外に出られない。

Dün gece hava çok soğuktu, bu yüzden dışarıya çıkmadık, evde kaldık.

昨日はとても寒かった、だから私たちは外にでないで家にいました。

- Ya çık, ya gir.
- Ya dışarıya çık ya da içeriye gir.

出るかはいるかどちらかにしてください。

- Bir seferde kaç kitap ödünç alabilirim?
- Bir seferde dışarıya kaç kitap çıkarabilirim?

- 一度に何冊借りられますか。
- 一度に何冊まで借りられますか?

Şimdi dışarıya gelmen ve o tür bir şey söylemen yangına körükle gitmek olur.

今更そんなことを言った日にゃ、火に油を注ぐことになるだけだよ。

Dünkü şiddetli kar yağışından dolayı, yer çok kaygandı. Dışarıya adım atar atmaz kaydım ve kıçımın üstüne düştüm.

昨日の大雪のせいで地面はツルツル、私は外に出た途端にすってんころりと尻もちをついた。