Translation of "Sesi" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Sesi" in a sentence and their japanese translations:

Sessizliğin sesi.

サウンド・オブ・サイレンスです

Sesi açın.

音を大きくして。

Sesi duydu.

彼は物音を聞いた。

Radyonun sesi çok yüksek. Sesi kısın.

ラジオが大きすぎるからもっとボリュームを下げなさい。

Radyonun sesi çok yüksek. Lütfen sesi kısın.

ラジオが大きすぎるからもっとボリュームを下げなさい。

"Kh" sesi örneğin.

例えば「カ」の音を発する際

çıkartma sesi çıkarıyordu.

バリッと音がしました

Aklındaki sesi duyabiliyorum.

俺にはお前の心の音が聞こえる。

Tony'nin sesi güzel.

- トニー君の声は良い。
- トニーはいい声をしている。

Sesi iyi duyamadım.

その音がよく聞こえなかった。

Sesi öfkeden titriyordu.

彼女は怒りに声を震わせていた。

Sesi kısar mısın?

騒音を下げてくれないか。

Lütfen sesi aç.

もう少し大きくして。

O, Baba'nın sesi.

あれはババの声だ。

Lütfen sesi kısın.

もっと小さくして。

Onun sesi ekşiydi.

彼女の声はとげとげしかった。

Sesi duyamıyor musun?

お前にはあの音が聞こえないのか。

- Sesi azaltmanızın sakıncası var mı?
- Sesi kısar mısınız?

ボリュームを下げてもらえますか。

- Tom'un delici bir sesi var.
- Tom'un perdeli sesi var.

トムの声はよく通る。

Tüm kadınların sesi olmak.

躊躇している女性たちのために

Utancın sesi beni azarladı,

それから自分を叱る 恥の気持ちの声を聞きました

Bağırma sesi giderek zayıfladı.

叫び声はかすかになった。

Ben sesi nasıl düzeltebilirim?

音楽のボリュームを調整したいのですが。

Radyonun sesi çok yüksek.

ラジオの音が大きすぎる。

Kemanın sesi çok tatlı.

バイオリンの音色はとても美しい。

Sesi ne zaman duydun?

その物音をいつ聞いたのですか。

Kızın sesi gittikçe zayıfladı.

その少女の声はだんだん弱くなりました。

Trenin sesi azalarak kayboldu.

列車の音がかすかになった。

İnsanların sesi Tanrının sesidir.

民の声は神の声。

Onun sesi iyi taşıyor.

彼女の声はよく通る。

Yaşlı bir kadının sesi.

あれはババの声だ。

Sesi hâlâ kulaklarımda çınlıyor.

彼女の声はまだ私の耳に残っている。

Kilimler sesi absorbe eder.

- 敷物は音を吸収する。
- ラグは音を吸収します。

Onun sesi öfkeden titriyordu.

彼女の声は怒りに震えていた。

Sesi dinlemek için hoş.

彼女の声は聞いていて気持ちがいい。

- Onun çok iyi bir sesi var.
- Çok iyi bir sesi var.

彼女はとても良い声をしている。

Hedefim genç kadınların sesi olmak.

私の目標は若い女性に 発言力を与えることです

Pişen yemeğin... ...şu harika sesi!

いい音だな 料理中だ

Bu binaların bir sesi var.

音を奏でます 建物も発言しているのです

Kazanın çıkardığı sesi asla unutmayacağım.

衝突した時の音、忘れられないよ。

Radyonun sesi kulaklarımızın üzerinde patladı.

ラジオの騒音が我々を襲った。

Lütfen sesi biraz daha kısın.

もう少し小さくして。

Betty'nin tatlı bir sesi var.

ベティはよい声をしています。

Geçit töreninin sesi gittikçe kayboldu.

パレードの音がしだいに消えていった。

Piyanonun iyi bir sesi var.

そのピアノは良い音がする。

O televizyonun sesi çok yüksek.

そのテレビの音は大きすぎる。

Onun sesi yumuşak ve güzeldi.

彼女の声は優しく綺麗だった。

Birden bir çığlık sesi duydum.

突然悲鳴が聞こえた。

Aniden bir silah sesi duyduk.

突然私たちは銃声を聞いた。

Onun sesi çok güzel geliyor.

彼女の声はとても美しく聞こえます。

Onun hoş bir sesi var.

彼女の声はここちよい。

Yan odadaki sesi duymadın mı?

隣の部屋の声が聞こえませんでしたか。

Tom'un güzel bir sesi var.

トムは美声の持ち主だ。

Onun derin bir sesi var.

彼の声には底力がある。

Onun tatlı bir sesi vardır.

彼はよい声をしている。

O bir bağırma sesi duydu.

彼は叫び声を聞いた。

Tony'nin güzel bir sesi var.

トニー君は良い声をしています。

Çalan bir zil sesi duydum.

- 私はベルが鳴っている音を聞いた。
- ベルの鳴る音が聞こえた。

Bir zürefa hangi sesi çıkarır.

キリンってなんて鳴くんだろう?

Onun yüksek sesi dikkatimi çekti.

彼の大きな声が私の注意をひいた。

Onun güzel bir sesi var.

彼女は美しい声をしている。

Bir zil sesi tarafından uyandırıldım.

- 私はベルの音で目覚めさせられた。
- ベルの音で目がさめた。

Tom'un pes bir sesi var.

トムは声が低い。

Tom'un yüksek bir sesi var.

トムは声が大きい。

Kalkan jetlerin sesi sinirimi bozuyor.

離陸するジェット機の音が私の神経にさわる。

Kapıda bir vurma sesi duydum.

戸を叩く音がした。

Haklarından başkaları için vazgeçmiş kadınların sesi.

自分が持つ権利を他人に渡してしまった 女性たちのために

Tamam, bir "eee" sesi ver bakalım.

はい 楽にして「イー」と言って

Berbat bir çığlık sesi onu ürpertti.

ものすごい叫び声に彼はぞっとした。

Ben şimdi bir silah sesi duydum.

- たった今銃声がした。
- たった今、銃声が聞こえた。

Radyo spikerinin erkeksi bir sesi vardı.

そのラジオのアナウンサーは男らしい声の持ち主だった。

O, on iki yaşındayken sesi kırıldı.

12才の時彼は声変わりした。

Onunla telefonda konuştuğumda sesi yorgun geliyordu.

- 彼と電話で話したら、疲れてるみたいだった。
- 彼と電話で話した時、疲れているようだった。

Son derece etkileyici bir sesi var.

彼女の歌声はとても表現力豊かだ。

Sesi nasıl ayarlayacağımı bana söyleyebilir misiniz?

音楽のボリュームを調整したいのですが。

Kate'in sesi diğer kızlarınkinden açıkça farklı.

ケイトの声は他の女の子の声とは明らかに違っています。

Şarkıcı Carla'nın harika bir sesi var.

歌手のカーラは素晴らしい声をしている。

Görünüşe iPod nano'nun iyi sesi var.

iPod nano は音質がいいらしい。

Tom sesi çıktığı kadar çığlık attı.

- トムは声の限りに叫んだ。
- トムは声を限りに叫んだ。

Tom'un çok tiz bir sesi var.

トムは声が高い。

Tom'un kesinlikle güzel bir sesi var.

トムは実にいい声をしている。

Ve Tom bu sesi çıkardığında böyle gözüküyor.

ではトムにやってもらいましょう

Radyonun sesi çok yüksek. Biraz kısabilir misiniz?

ラジオの音が大きすぎる。少し小さくしてくれませんか。

Onun yumuşak ve net bir sesi vardır.

- 彼女は澄んだ声をしている。
- 彼女は穏やかで澄んだ声をしている。

Beş kez sesli bir şekilde çıkarırsanız bu sesi

大きい声で5回 「カ」と言うと

Benim için sürpriz oldu, güzel bir sesi vardı.

驚いたことに、彼は歌が上手かった。

Onun güzel sesi kulaklar için gerçek bir bayramdı.

彼女の美しい声は耳にとても心地よく響いた。

Bir elin nesi var, iki elin sesi var.

- 二人の頭脳は一人の頭脳に勝る。
- 二つの頭は一つの頭にまさる。

Bu da demek oluyor ki sadece bu sesi çıkarmak için

つまり1秒間に120回 ぶつかり合ってるわけです

Görevliler şanslıydı, bu seferlik silah sesi onu korkutup kaçırmaya yetti.

警備隊はラッキーです 銃声で怖がり 逃げました

- Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
- Davulun sesi uzaktan hoş gelir.

- 隣の芝生はうちのより青い。
- 垣根の向こう側の芝生はいつも緑が濃い。
- 隣の芝は青い。
- 隣の芝生は青い。

- Tadashi yumuşak bir sese sahip.
- Tadashi'nin yumuşak bir sesi var.

正はやさしい声をしている。

- Birlikten kuvvet doğar.
- Bir elin nesi var iki elin sesi var.

- 人手が多ければ仕事は楽しい。
- 人手が多ければ仕事がらくになる。

"Tom hakkında ne düşünüyorsun?" "Onun güzel bir sesi var." "Sadece güzel bir ses mi?" "Pekala, onun yüzü özel bir şey değil, değil mi?" "Gerçekten mi! Sanırım o oldukça yakışıklı."

「トムのことどう思った?」「声はかっこいいよね」「声だけ?」「顔は別にって感じじゃない?」「えー、私はかっこいいと思うけどなあ」