Translation of "Attı" in Portuguese

0.008 sec.

Examples of using "Attı" in a sentence and their portuguese translations:

Zincir attı bekleyin zincir attı

espera jogou a corrente jogou a corrente

Muzu attı.

Ele jogou a banana fora.

Oyuncağını attı.

- Ele arremessou seu brinquedo.
- Ele arremessou o brinquedo dele.

Gemi çapa attı.

O navio lançou âncoras.

Herkes çığlık attı.

Todo mundo gritou.

Onlar çığlık attı.

Eles gritaram.

Tom çığlık attı.

Tom gritou.

Tom topu attı.

Tom jogou a bola.

Tom zarı attı.

Tom jogou os dados.

Tom gol attı.

- Tom marcou.
- Tom balançou as redes.
- Tom fez um gol.

Onu kim attı?

Quem jogou isso?

Mary çığlık attı.

Maria guinchou.

Kitabı ateşe attı.

Ela jogou o livro no fogo.

- Eder galibiyet golünü attı.
- Eder kazandıran golü attı.

Eder fez o gol da vitória.

Müsveddeme hızla göz attı.

Ele deu uma rápida olhada no meu manuscrito.

O, topa tekme attı.

Ele chutou a bola.

Tom çöpü dışarı attı.

Tom jogou o lixo fora.

Çocuk bir taş attı.

O menino atirou uma pedra.

Çocuklar ona taş attı.

As crianças jogaram pedras nele.

Tom bana kazık attı.

Tom me passou a perna.

Tom dört gol attı.

- O Tom fez quatro gols.
- Tom marcou quatro gols.

Tom sayfalara göz attı.

Tom folheou as páginas.

Tom topu Mary'ye attı.

Tom jogou a bola para Mary.

Tom galibiyet golünü attı.

Tom marcou o gol da vitória.

Tom yine çığlık attı.

Tom gritou de novo.

Gençlerden biri çığlık attı.

Um dos jovens gritou.

Tom kitabı ateşe attı.

- Tom jogou o livro no fogo.
- Tom lançou o livro ao fogo.

Futbolcu topa tekme attı.

O jogador de futebol chutou a bola.

Adam flütü göle attı.

O homem arremessou a sua flauta ao lago.

Tom üç gol attı.

- Tom marcou três gols.
- Tom fez três gols.

Tom geriye adım attı.

Tom deu um passo para trás.

Tom, Mary'ye mesaj attı.

- Tom mandou uma mensagem a Mary.
- Tom enviou uma mensagem a Mary.

Tom birine yumruk attı.

Tom socou alguém.

Tom eski defterlerini attı.

Tom jogou os antigos cadernos dele fora.

Tom giysileri ateşe attı.

Tom lançou as roupas ao fogo.

Tom fotoğrafları ateşe attı.

Tom lançou as fotos ao fogo.

Mary fotoğrafları ateşe attı.

Maria lançou as fotos ao fogo.

Tom İncil'i ateşe attı.

Tom lançou a Bíblia ao fogo.

Mary İncil'i ateşe attı.

Maria lançou a Bíblia ao fogo.

O ona tekme attı.

Ela o chutou.

O ona çimdik attı.

Ela o beliscou.

O onu dışarı attı.

Ela o jogou para fora.

Tom suratıma yumruk attı.

O Tom me deu um soco no rosto.

Tom topu bana attı.

- Tom jogou a bola para mim.
- Tom passou a bola para mim.

Tom bana yumruk attı.

Tom me deu um soco.

Tom köpeğime taş attı.

Tom jogou uma pedra no meu cachorro.

- Tom, karı gibi çığlık attı.
- Tom bir kadın gibi çığlık attı.

Tom gritou como uma mulher.

O, askere bir ok attı.

Ele disparou uma flecha ao soldado.

Mary Tom'un hayalarına tekme attı.

Maria deu um chute nos ovos de Tom.

O, köpeğe bir taş attı.

Ele jogou uma pedra no cachorro.

Tom, Mary'nin resmini yırtıp attı.

Tom rasgou a foto de Maria.

Tom bana bir taş attı.

Tom jogou uma pedra em mim.

Tom topu Mary'ye geri attı.

Tom jogou a bola de volta para Mary.

O, yılanı gördüğünde çığlık attı.

Ela gritou quando viu a cobra.

O bacak bacak üstüne attı.

Ela cruzou as pernas.

Tom acı içinde çığlık attı.

Tom gritou de dor.

O, erkek arkadaşına mesaj attı.

Ela enviou uma mensagem de texto ao namorado.

O bir arkadaşına mesaj attı.

Ela enviou uma mensagem a uma amiga.

O yardım için çığlık attı.

Ela gritou por ajuda.

Tom bana bir yastık attı.

Tom atirou um travesseiro em mim.

Tom Mary'nin telefonunu havuza attı.

- Tom jogou o celular de Maria na piscina.
- Tom jogou o celular da Maria na piscina.

Tom, Mary'ye çürük yumurta attı.

- O Tom jogou um ovo podre na Mary.
- O Tom atirou um ovo podre na Mary.

Tom, Mary'ye bir yastık attı.

Tom atirou um travesseiro em Maria.

Tom bacak bacak üstüne attı.

Tom cruzou as pernas.

Tom futbol topuna tekme attı.

Tom chutou a bola de futebol.

Tom çöp kutusuna tekme attı.

Tom chutou a lata de lixo.

Tom Mary'nin mektubunu çöpe attı.

Tom jogou a carta de Mary no lixo.

Tom Mary'ye bir kartopu attı.

- Tom jogou uma bola de neve em Maria.
- Tom jogou uma bola de neve na Maria.

Tom maçın ilk golünü attı.

Tom marcou o primeiro gol do jogo.

Tom karısının giysilerini ateşe attı.

Tom lançou as roupas da mulher ao fogo.

Mary kocasının giysilerini ateşe attı.

Maria lançou as roupas do marido ao fogo.

Onun yüzüne bir tokat attı.

- Deu-lhe um bolo.
- Deu-lhe uma bofetada.

O ona sert tekme attı.

Ela o chutou forte.

Tom bana bir elma attı.

O Tom me jogou uma maçã.

Tom köpeğe bir taş attı.

Tom jogou uma pedra no cachorro.

Tom Mary'yi bardan dışarı attı.

Tom expulsou Maria do bar.

Mary beni mutfaktan dışarı attı.

Maria me expulsou da cozinha.

Babam beni evden dışarı attı.

Meu pai me expulsou da casa.

Mary bacaklarını üst üste attı.

Maria cruzou as pernas.

Tom Mary'yi öpmek için öne doğru adım attı ama geri adım attı.

O Tom aproximou-se para beijar a Mary, mas ela se recuou.

Delinin biri kuyuya bir taş attı

um louco jogou uma pedra no poço

Kılıcını savurarak kendini savaşın derinliklerine attı

duas mãos.

O, öne doğru bir adım attı.

- Ele deu um passo para a frente.
- Ele deu um passo à frente.

Oturdu ve ayak ayak üstüne attı.

Ela se sentou e cruzou as pernas.

O savaş uçağı bir bomba attı.

O caça lançou uma bomba.

Tom oturup bacak back üstüne attı.

Tom sentou-se de pernas cruzadas.

O her zaman bana mesaj attı.

Ele sempre me mandava mensagens.

Tom bana bir parça tebeşir attı.

Tom jogou um pedaço de giz em mim.

Tom kendini ve çocuklarını riske attı.

Tom colocou ele mesmo e os filhos dele em perigo.

Tom kız arkadaşının giysilerini ateşe attı.

Tom lançou as roupas da namorada ao fogo.

Mary erkek arkadaşının giysilerini ateşe attı.

Maria lançou as roupas do namorado ao fogo.

Tom kız arkadaşının fotoğraflarını ateşe attı.

Tom lançou as fotos da namorada ao fogo.

Mary erkek arkadaşının fotoğraflarını ateşe attı.

Maria lançou as fotos do namorado ao fogo.

- O, topu attı.
- O, topu fırlattı.

Ele jogou a bola.

Tom sesi çıktığı kadar çığlık attı.

Tom gritou a plenos pulmões.

Doruk noktasında, Tom Mary'ye tokat attı.

No calor do momento, Tom esbofeteou Mary.

Tom ateşe bir kütük daha attı.

Tom jogou mais lenha na fogueira.