Translation of "Fotoğraf" in Japanese

0.025 sec.

Examples of using "Fotoğraf" in a sentence and their japanese translations:

Fotoğraf çekmemelisiniz.

写真を撮ることは禁じられている。

Fotoğraf çekebilir misin?

写真を撮ることができますか。

Fotoğraf çekmeyi seviyorum.

写真を撮るのが好きです。

Fotoğraf çekmekle ilgileniyorum.

私は写真を撮る事に興味がある。

Çok fotoğraf çekmedim.

私は写真をあまりとらなかった。

Fotoğraf bir aldatmacaydı.

写真は捏造だったんだよ。

Fotoğraf çekiyor musun?

写真撮ってるの?

Fotoğraf çekmek yasaktır.

写真撮影禁止。

- Fotoğraf ile ilgileniyor musun?
- Fotoğraf ile ilgili misin?

写真撮影に興味ある?

Neden fotoğraf çekiyoruz ki?

「そもそも写真を撮るのはなぜだろう?」と

Bana fotoğraf albümünü gösterdi.

彼は私にアルバムを見せてくれた。

Ben çok fotoğraf çekmedin.

私は写真をあまりとらなかった。

Tom'un telefonu fotoğraf çekebilir.

トムの携帯は写真も撮れる。

Festivalle ilgili fotoğraf çekmedi.

彼は祭りの写真を何も撮らなかった。

Neredeyse hiç fotoğraf çekmedim.

私は写真をあまりとらなかった。

Bu fotoğraf Nara'da çekilmiştir.

この写真は奈良市でとりました。

Benim fotoğraf makinem sugeçirmez.

- 私のカメラは防水だよ。
- 僕のカメラは防水です。

Bu son fotoğraf mı?

これは、最近の写真?

Bu fotoğraf nerede çekildi?

この写真はどこで撮ったの?

Burada fotoğraf çekebilir miyim?

- ここで写真を撮ってもいいでしょうか。
- ここで写真を取っていいですか。

O, fotoğraf çekmede iyidir.

彼は写真を撮るのが上手だ。

Ben fotoğraf çekmekten hoşlanıyorum.

写真をとるのは楽しいものだ。

- Burada fotoğraf çekebilir miyiz?
- Burada fotoğraf çekmek için iznimiz var mı?

ここで写真を撮ってもよろしいですか。

Bu fotoğraf aşırı uçların kriptoniti.

こんな光景が 過激派の力を奪うのです

Sizi fotoğraf çekmekten vazgeçirmek istemiyorum.

私は皆さんに写真の撮影を やめさせようというつもりはありません

Kitabın kapağında bir fotoğraf vardı

表紙には 私の写真が貼ってあり

Tabii her şey fotoğraf olmuyor.

ですが 写真だけでは わからないこともあります

Bu yeni bir fotoğraf mı?

これは、最近の写真?

O çok sayıda fotoğraf çekmedi.

彼女はあまり写真を撮らなかった。

O ciddi olarak fotoğraf çekti.

彼は本気で写真を撮った。

Bu fotoğraf bana çocukluğumu hatırlatıyor.

この写真を見ると子供時代を思い出します。

Beyazların yiyecekle mağazadan çıktığı fotoğraf

白人が食べ物を店から持って行くところで、

Başvuru formuna fotoğraf eklemeyi unutma.

君の写真を申込書に添付することを忘れないでね。

Ben bu fotoğraf makinesini istiyorum.

僕はこのカメラが欲しい。

Her zaman kötü fotoğraf çekerim.

僕はいつも写真写りがわるい。

Bu onun fotoğraf çektiği kamera.

これが、彼がその写真を撮ったカメラです。

Lütfen bir fotoğraf çeker misin?

写真を撮っていただけませんか?

Bu kitap kırk fotoğraf içerir.

この本は中に40枚の写真を含む。

Orada bırakırsan fotoğraf makinen çalınabilir.

カメラをそこへおいておくと盗まれるかもしれないよ。

Çift fotoğraf için poz verdi.

カップルは写真のためにポーズをとった。

Bana fotoğraf albümünü gösterir misin?

アルバムを見せてくれませんか。

Burada bir fotoğraf çekebilir miyim?

- ここで写真を撮ってもいいでしょうか。
- ここで写真を取っていいですか。

Fotoğraf çekersem sorun olur mu?

- 写真を撮ってもいいですか?
- 写真、撮ってもいい?

Bu fotoğraf, kapalı alan çiftliğine dönüştürdüğümüz

この写真は 廃棄された輸送コンテナを

Yanına bir fotoğraf makinesi almayı unutma.

カメラを持っていくのを忘れないでください。

Fotoğraf makineniz yalnızca benimkinin yarısı büyüklüğünde.

君のカメラは私のカメラの半分の大きさしかない。

Sürücü belgesi için fotoğraf çektirdin mi?

運転免許証用の写真をとってもらいましたか。

Fotoğraf beni çocukluk günlerime geri götürüyor.

その写真を見ると私は子供時代を思い出す。

Bu fotoğraf çocukluk hatıralarımı yeniden canlandırdı.

その写真は子供時代の記憶を呼び戻した。

- Fotoğraf çekmeyi seviyor.
- Resim çekmekten hoşlanıyor.

彼女は写真を撮るのが好きだ。

Yeni bir fotoğraf makinesi almak istiyorum.

私は新しいカメラを買いたい。

Benim yeni bir fotoğraf makinem var.

私は新しいカメラを手に入れた。

Önceki gün bir fotoğraf makinesi kaybetmiştim.

私はその前日にカメラをなくしてしまった。

- Ben kameramı kaybettim.
- Fotoğraf makinemi kaybettim.

- 私はカメラをなくした。
- カメラをなくしました。

Lütfen bana fotoğraf albümünü gösterir misin?

アルバムを見せてくれませんか。

Tom Boston'da bir sürü fotoğraf çekti.

トムはボストンでたくさん写真を撮った。

Fotoğraf çekmek için yetersiz ışık var.

写真が撮れるほど明るくはありません。

Uzun zamandır istediğim fotoğraf makinesi budur.

これがまさに私が長い間欲しいと思っていたカメラだ。

Bu kitap çok sayıda fotoğraf içerir.

この本にはたくさんの写真が入っている。

Teyzem bana bir fotoğraf makinesi verdi.

叔母が私にカメラをくれた。

Tom yeni bir fotoğraf makinesi aldı.

トムは新しいカメラを買った。

Tom fotoğraf makinesini hep yanında taşır.

トムは、どこでもカメラを持っていった。

- Benim kameramı kullandınız mı?
- Benim fotoğraf makinemi mi kullandın?
- Benim fotoğraf makinemi kullandın mı?

- あなたは、私のカメラを使いましたか。
- 私のカメラ使った?
- 私のカメラを使ったの?

Fotoğraf ve video ve sensör verilerini gösterirsek

たくさんの写真、動画 センサー・データを見せれば

Fotoğraf sanatçısının kendini ifade etme sorunu vardı.

その写真家は表現するのが下手でした。

Bu fotoğraf, çocukluğumun birçok mutlu anısını hatırlattı.

その写真を見て、子供の頃の楽しかった思い出がよみがえった。

Onun gösterdiği fotoğraf onun hikayesine renk kattı.

- 彼が写真を見せると真実味が出た。
- 彼が写真を見せると、彼の話に真実味が出た。

Japonya çok sayıda iyi fotoğraf makineleri üretir.

日本は数多くのすぐれたカメラを製造している。

Kızım için yeni bir fotoğraf makinesi alacağım.

私は娘にカメラを買ってやるつもりです。

Bu yer fotoğraf çekmek için çok gölgeli.

ここは、写真を撮るのには暗すぎる。

- Fotoğraf makinesine gülümseyin lütfen!
- Kameraya gülümseyin lütfen.

カメラの方を向いてにっこりして下さい。

Onlar bana çok sayıda güzel fotoğraf gösterdiler.

彼等は私にたくさんの美しい写真を見せてくれました。

O, son zamanlarda çekilmiş bir fotoğraf mıdır?

それは最近の写真?

Aslında kameramı ihmal etmedim. Sadece fotoğraf çekmek istemedim.

本当はカメラを忘れたのではなかった。ただ写真を撮りたくなかっただけだ。

- Bir kameran var mı?
- Fotoğraf makinen var mı?

- カメラを持っていますか。
- あなたはカメラを持っていますか。
- カメラはお持ちですか?

Bu binada fotoğraf çekmenin bir sakıncası var mı?

この建物の中で写真を撮ってもいいですか。

Fotoğraf çekmek için yaptığın tüm şey şu butona basmaktır.

このボタンを押すだけで写真が撮れます。

- Fotoğraf çekmek istiyorum.
- Resim çizmeyi severim.
- Resim çizmekten hoşlanırım.

私は絵を描くのが好きです。

Yeni dijital fotoğraf makinemi nasıl kullanacağımı hemen öğrenmek istiyorum.

新しいデジカメを早く使いこなせるようになりたい。

- Ben fotoğraf çekilmekten nefret ederim.
- Resmimin çekilmesinden nefret ederim.

写真撮られるの嫌いなんだ。

- Fotoğraflar çekmek için parka gittik.
- Fotoğraf çekmek için parka gittik.

私達は写真を撮るために公園へ行きました。

- Bu dün satın aldığım kamera.
- Dün aldığım fotoğraf makinesi bu.

これは私がきのう買ったカメラです。

- Yanına bir fotoğraf makinesi almayı unutma.
- Yanına kamera getirmeyi unutma.

カメラを持っていくのを忘れないでください。

Birden tekrar fotoğraf ve film çekmek için enerjim olduğunu fark ettim.

‎気づくと 撮影意欲が ‎よみがえっていた

Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.

肖像画を書く準備として、私の友達は対象をよく観察するための写真を沢山撮る。

- Bu kamerayı dün aldım.
- Bu kamerayı dün satın aldım.
- Bu fotoğraf makinesini dün aldım.

昨日このカメラを買ったんだ。