Translation of "Yaşın" in Italian

0.004 sec.

Examples of using "Yaşın" in a sentence and their italian translations:

18 yaşın üzerindeyim.

- Ho più di diciotto anni.
- Sono maggiorenne.

- Kaç yaşındasın?
- Yaşın kaç?

Quanti anni hai?

O otuz yaşın üzerindedir.

- Ha più di trent'anni.
- Lui ha più di trent'anni.

Zaten otuz yaşın üzerindeyim.

- Ho già più di trent'anni.
- Io ho già più di trent'anni.

- Onun 40 yaşın üzerinde olduğunu düşünüyorum.
- Bence o 40 yaşın üzerinde.
- Sanırım o 40 yaşın üzerinde.

- Penso che abbia più di quarant'anni.
- Io penso che abbia più di quarant'anni.
- Penso che lei abbia più di quarant'anni.
- Io penso che lei abbia più di quarant'anni.

Adaylar otuz yaşın altında olmalılar.

I candidati devono avere meno di trent'anni.

O, elli yaşın üzerinde olmalı.

- Deve avere più di cinquant'anni.
- Lui deve avere più di cinquant'anni.

O otuz yaşın üzerinde olamaz.

- Non può avere più di trent'anni.
- Lei non può avere più di trent'anni.

Tom muhtemelen otuz yaşın üzerinde.

Tom forse ha più di trent'anni.

18 yaşın altındaki insanlar evlenemezler.

- La gente sotto i 18 anni non si sposa.
- Le persone sotto i 18 anni non si sposano.

Bu şarap bir yaşın üzerinde.

Questo vino ha più di un anno.

O, kesinlikle kırk yaşın üzerindedir.

- Ha sicuramente più di quarant'anni.
- Lei ha sicuramente più di quarant'anni.

Amerika Birleşik Devletlerinde 18 yaşın altındaysanız küçüksünüzdür.

Negli Stati Uniti si è minorenni se si è sotto i 18 anni.

Tom Mary'nin kırk yaşın üzerinde olduğunu düşünüyor.

Tom pensa che Mary abbia più di quarant'anni.

18 yaşın üzerindeki insanların araba sürmelerine izin verilir.

- Guidare le macchine è permesso alle persone sopra i 18 anni.
- Guidare le auto è permesso alle persone sopra i 18 anni.
- Guidare le automobili è permesso alle persone sopra i 18 anni.

O genç görünüyor ama aslında 40 yaşın üzerinde.

Sembra giovane, ma in realtà ha già più di 40 anni.

Büyükbabam seksen yaşın üzerindedir fakat o iyi bir yürüyücüdür.

Mio nonno ha più di ottant'anni, ma è un gran camminatore.

Tom ve Mary'nin her ikisi de otuz yaşın üzerindedir.

Sia Tom che Mary hanno più di trent'anni.

On sekiz yaşın altındaki insanların alkollü içki satın almamaları gerekiyor.

- I minorenni non possono comprare alcolici.
- Le persone sotto i diciotto anni non possono acquistare bevande alcoliche.